Bakan Nebati: "Sıcak para istemiyoruz, ne zaman geleceği belli fakat ne zaman gideceği belli değil"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yeni ekonomi modele ilişkin açıklama yaptı. Nebati, TRT yayınında özetle şunları söyledi:
“Türkiye 2020 yılında krizde fırsatları en iyi şekilde kullanan bir ülke oldu. Sıcak para istemiyoruz, çünkü sıcak paranın ne zaman geleceği belli fakat ne zaman gideceği belli değil. Bu giderken de ne tür tahribatları yapacağını da yaşadık gördük. Maliyet avantajı olan, katma değerli ve eşit üretime dayalı bir beceriye sahip olması, nitelikli insan sermayesine sahip ender ülkelerinden biri olması, dijital altyapıyı geliştirdik ve cari dengeyi de sürdürülebilir bir alan olan ülkeler sınıfına soktuk. Kırılganlıklarımız var, orta gelir tuzağından çıkmak istiyoruz.
“ÇİN’DEN SONRA DÜNYA BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE KONUMUNA GELDİK”
Bu ekonomik model Türkiye’nin şartlarına uygun hale gelirse özgür ve özgül olacak. Son bir yılda bir büyüme yok, sıçrama var. Bir kırılganlığımız olan enflasyonun tek haneli seviyelere getirilmesi. Büyümeyi geçen yılla bu yıl dünyadan farklılaştırdık. Geçen yıl kapanmalara rağmen, bütün dünya küçülürken biz aldığımız tedbirlerle o zaman ne dedik 2021 yılında bir istisna gerçekleştireceği dedik. Ekonomi yönetimin ortaya koyduğu performans Türkiye’yi 2020 yılı sonunda 1,8’lik büyümeyle taçlandırıldı. Çin’den sonra dünya büyüyen ikinci ülke konumuna geldik.
Bu değişimin bize tesadüf olduğunu söylediler, biz her çeyrekte rekorlar kırarak geldik. Büyümede çift haneye doğru gidiyoruz. Türkiye’de ticaret çok güçlü, ihracatımız çok kuvvetli. Büyümemiz temel sebeplerinden bir tanesi içerideki büyüme ise dışardaki net talebin artmasından kaynaklı. Biz bir psikolojiyi iyi yönettik. Kötüye giden bir ülkede yeni açılan işletme sayısı azalır. Türkiye’de 2019’dan 2020 yılına kadar açılan şirket sayısı 18 bin artarak 103 bine çıktı.
“FİYATLARIN YÜKSELMESİNE KATKI SAĞLAYACAK ÜRÜNLERİ ÜRETME VAKTİNİ YAKALADI”
Türkiye artık bu şekilde geldiği noktaya kadar geldi bundan sonra yapılması gereken şey; katma değeri yüksek yatırımlar ve ürünler, ileri teknoloji gerektirecek her türlü imkanın sağlandığı, ihracatın artmasına odaklanmasına fiyatların yükselmesine katkı sağlayacak ürünleri üretme vaktini yakaladı. Onun için Türkiye modeli diyoruz. Bankalarımız güçlü, sermaye yeterlilik oranımız da gayet iyi, kredi mevduat oranlarımızda iyi. Bütçe açığımız düşük, cari açığımız dediğimiz noktaların altında geliyor. Dünya cari açıkla uğraşırken, bütçe açıklarıyla uğraşırken dünya ortalaması neredeyse 10, Avrupa’da, ABD’de yüzde 14’lere çıkmışken Türkiye yüzde 3,5 altında bütçe açıyla gidiyor.
Ne için Türkiye Modeli diyoruz? Borç stokumuz 75,5 ile başlamış 2002 yılında şu anda 38,4. Dünyada hane halkının borçluluk oranı yüzde 65, gelişmekte olan ülkelerde 46, Türkiye’de 17. Hane halkımızda bir problem var mı yok. Reel sektör dünyada 98, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 101, Türkiye 66 borçluluk oranına sahip.
“KAMBİYO KISITLAMASI VEYA SERBEST PİYASAYA İLİŞKİN SÖYLENMİŞ HER BİR LAF İHANETTİR”
Türkiye'de bugüne kadar sermaye kontrolüne gidilmedi. Bu ülkede can güvenliği, mal güvenliği, ırz güvenliği, inanç güvenliği sağlanmıştır. Kambiyo kısıtlaması veya serbest piyasaya ilişkin söylenmiş her bir laf spekülasyon değil manipülasyon değil ihanettir. Bunlara izin vermeyeceğiz.
“YÜKSEK BÜYÜME VE DÜŞÜK CARİ AÇIK, MODELİMİZİN TEMELİ BU”
Türkiye şu anda altyapısını bitirdi. Ticaret haritasından kaymalar oldu, krizden fırsat yarattık, doğrudan yabancı yatırım yapılan ülkelerin başındayız. Makroekonomik istikrarı sağlayarak, yüksek katma değerli yatırımları teşvik ederek üretimi, ihracatı ve istihdamı artıracağız. Orta gelir tuzağını aşacağız. Modelimiz yüksek büyüme, düşük cari açık. 2002 ile 2020 döneminde yüksek cari açık, yüksek büyüme var, risk vardı. Şimdi yüksek büyüme ve düşük cari açık, modelimizin temeli bu.
Türkiye'nin bir demokratik geleneği var, serbest piyasa tecrübemiz yadsınamaz. Dinamik bir ekonomimiz var, durduramıyorlar bizi. Güçlü bir iş dünyamız var. Ana politikası ihracat teşvikleri, ARGE’ye destek. Türkiye serbest kambiyo rejimine tam bağlılıktan vazgeçmemekle ekonomik politikalarını öngörülebilir düsturuyla, dengeli bir maliye politikasıyla önünü daha net görmesini sağlayacak bir model.
Biz 1960'lardaki Çin değiliz, Güney Kore değiliz. Biz 2021 yılındaki Türkiye'yiz. Tüm altyapı yatırımlarını gerçekleştirmiş, kişi başına düşen geliri itibariyle belirli bir noktaya ulaşmış ve umudu olan, dünya pazarının tam göbeğinde olan, bunu salgında pekiştiren bir ülkenin bu yeni modelini gerçekleştireceği süre, birilerinin tahmin ettiği gibi ne Güney Kore süresidir ne de Çin süresidir.
“SEVGİLİ TÜSİAD, SAKIN MUHALEFET PARTİSİNİN GAZINA GELMEYİN”
TÜSİAD sen toplantıdaydın, gayet iyi iletişim kurmuştuk. Ne oluyor da şiddetli açıklama yapıyorsun! Sevgili TÜSİAD, sakın muhalefet partisinin gazına gelmeyin. Onlar zannettiler ki bu iş bitiyor. Siz bize tavır takınırsanız, bu millet size tavır takınır. Siz bizim gideceğimizi zannediyorsanız, son seçimlere bakın, hepsinde sizi her seçimin ertesi günü yalnız bıraktı, biz yine birlikte çalışacağız.” (ANKA)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.