Haber görmek istemeyenler...Seçimden sonra haberlere ilgi düştü: Sorumlu kim, çözüm nerede?

Haber görmek istemeyenler...Seçimden sonra haberlere ilgi düştü: Sorumlu kim, çözüm nerede?
Haber kanallarının son 3 aylık reyting verilerini değerlendiren Faruk Bildirici, "Bu durumun düzelmesi için muhalif medyanın kendini gözden geçirmesi, özeleştiri yapması ve yenilenmesi şart. Muhalefette değişimi savunan medya önce kendine bakmalı” dedi. Ayan ise "Bu düşüşün ardında Türkiye medyasının haber pratiklerinde ve gazetecilik mesleğine olan saygının özellikle son 20 yılda irtifa kaybetmesi gerçeğinde aramak isabetli olabilir" yorumunu yaptı.

ESRA TOKAT


Oxford Üniversitesi ve Reuters Enstitüsü tarafından hazırlanan 2023 Dijital Haber Raporu'na göre, 2017'de dünya genelinde insanların yüzde 63'ü haberlere çok ya da yoğun ilgi gösterdiğini söylerken, bu oran 2023'te yüzde 48'e düştü.

Haberlerden sık sık ya da bazen kaçındığını söyleyen okurların oranı yüzde 36 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine yakın seyrediyor.

Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde, medyanın büyük kısmının hükümet kontrolü altında olduğu, eleştirel seslerin dijital ve sosyal medyada da kısıtlandığından söz ediliyor. Türkiye’de basılı ve televizyon haberlerine ilginin gerilemeye devam ettiği belirtiliyor. YouTube (%45) ve Instagram (%40) haber için kullanılan başlıca sosyal ağlar olurken Twitter (%26), Facebook (%33) ve WhatsApp'ın (%28) gerisinde kalıyor.

Hem muhalif medya hem de iktidar yanlısı medyada düşüş

Kısa Dalga olarak biz de Türkiye’de son 3 ayın reyting oranlarını araştırdık. Bu araştırma sonucunda 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin olduğu Mayıs ayında haberlere ilgi artarken Haziran ayında ise keskin bir düşüş yaşanıyor.

İzlenme oranları en çok düşen kanal Halk TV, en azı ise NTV

Mercek altına aldığımız tüm kanallar yani A Haber, CNN Türk, Fox TV, Haber Global, Haber Türk, Halk TV, KRT, NTV, Sözcü TV, Tele 1 ve TRT Haber’deki düşüş bir önceki izlenme oranlarına da yetişemiyor. Veriler sonucunda ise seçim sonrası hem muhalif kanallarda hem de iktidar yanlısı kanallar da bu düşüş ortak.

İzlenme oranları en fazla düşen Halk TV olurken en az düşen ise NTV oluyor. 2023 yılının Nisan ayında tüm gün reyting oranlarında Halk TV 0,32 olurken Mayıs ayında 0,45’e yükseliyor. Haziran ayında ise 0,18’e kadar geriliyor. Nisan ayında TV izlemenin en yoğun olduğu 20.00-23.00 saatleri arasında yani Prime Time’da Halk TV’nin dakika başına ortalama izleyici oranı 0,39 olurken Mayıs ayında bu oran 0,67’ye çıkıyor ardından Haziran ayında 0.24’e kadar geriliyor.

Bildirici: 'Muhalif kanalların yayın politikasına duyulan tepki'

Ortaya çıkan verileri Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ve Dr. Vahdet Mesut Ayan, Kısa Dalga için değerlendirdi.

İnsanların seçim döneminde haberlere ilgisinin arttığını ifade eden Bildirici, “O nedenle Mayıs ayında izlenme oranları zirveye çıkmış. Ama seçim sonuçlarının alınmasından sonra haberlerden uzaklaşılmış. Bunun nedeni muhalif seçmende sonuçların yarattığı hayal kırıklığı ve muhalif kanalların yayın politikasına duyulan tepki olabilir. Ama başta TRT olmak üzere iktidar yanlısı medyanın izleyicilerinde de siyasetin günlük yaşamlarının odağında yer almaması olabilir. Seçim yapılınca siyasi haberlere merakları bitmiş olabilir” yorumunda bulundu.

faruk-bildirici.jpg
Faruk Bildirici

‘Muhalif seçmenin TV kanallarıyla ilişkileri de yara aldı’

Muhalif medyadaki düşüşte güven ilişkisinin zedelenmesinin etkisi olabileceğini belirten Bildirici, “Çünkü muhalif TV kanallarının seçim öncesindeki yayınlarının seçimin kazanılacağının kesin olduğu kanaatinin yayılmasında etkileri büyüktü. Sanal bir ortam yarattılar ve seçim sonucu o algı çöktü. Dolayısıyla muhalif seçmenin partileriyle ilişkisi nasıl yara aldıysa izledikleri TV kanallarıyla ilişkileri de o kadar yara aldı. Bu durumun düzelmesi için muhalif medyanın kendini gözden geçirmesi, özeleştiri yapması ve yenilenmesi şart. Muhalefette değişimi savunan medya önce kendine bakmalı” diyerek muhalif medyaya çağrıda bulundu ve şunları söyledi:

“Bütün dünyada da haberden kaçış olduğuna dair bazı çalışmalar okuyoruz. Bizde de öyle. Genel olarak insanlar haberden uzaklaşıyor, pandemi, deprem, seçim gibi kendilerini yakından ilgilendiren gelişme olduğunda haberlere ilgi gösteriyorlar. Sadece toplumsal muhalefetin değil genel olarak ilginin seçim dönemlerinde arttığı söylenebilir. Zira o dönemlerde muhalefetin arttığına dair somut bir eylemlilik göremiyoruz.”

'Politik durum, habere ilgiyi düşürmüş olabilir'

Hem muhalif seçmenin hem de iktidara oy veren yurttaşların haberleri TV’den izleme alışkanlığında bir değişim yaşandığını ifade eden Ayan, “Bunun ardında seçim öncesi toplumda egemen plan politik atmosferin seçim sonrası dağılması görülebilir. Bir ikincisi ise, biliyorsunuz ülkemizde her seçim öncesi siyasiler arası ciddi bir vaat yarışı yaşanmakta, 2023 seçimleri seçim vaadi olarak sanırım tarihimizin en zengin süreçlerinden birini yaşadı. Halihazırdaki toplumsal kutuplaşmayı da düşündüğümüzde hem muhalif hem de iktidara oy vermeyi düşünen yurttaşların haber kanallarını takip ettiğini söyleyebiliriz. Ancak seçim sonrası dağılan politik durum, habere olan ilgiyi düşürmüş olabilir” şeklinde konuştu.

'Gazetecilik mesleğine olan saygının özellikle son 20 yılda irtifa kaybetmesi gerçeği...'

Habere olan ilginin genel olarak düştüğünü de vurgulayan Ayan, “Bu düşüşün ardında Türkiye medyasının haber pratiklerinde ve gazetecilik mesleğine olan saygının özellikle son 20 yılda irtifa kaybetmesi gerçeğinde aramak isabetli olabilir. Haber kanallarına ve genel olarak Türkiye basınına baktığımızda toplumu haberle buluşturmadığını görmek maalesef mümkün. Bu sadece iktidar yanlısı televizyon ve gazeteler için geçerli de değil üstelik. İktidara muhalif gibi görünen Halk TV, Fox TV kanallarının; Sözcü, Korkusuz, Yeni Çağ gibi gazetelerin haber metinleri ve gelişmeleri haberleştirme pratikleri oldukça yetersiz” dedi ve şunları söyledi:

vahdet.jpg
Vahdet Mesut Ayan

"Yukarıda sıraladığım medya organlarından herhangi bir yurttaşın doyurucu, bilgilendirici haber alma durumu neredeyse yok. Haber, Schudson’un deyişiyle “bir anlatı ortaya koymaktır,” işlenecek olguların belirli bir bağlamda tarihsel nedenleriyle serimlenmesidir. Bu televizyon ve gazetelerin örneğin yaşadığımız ekonomik kriz ve yoksullaşmaya dair doyurucu bir haberine rastlamadım, muhtemelen rastlamayacağım da. Mazotun, benzinin, etin ya da peynirin ne kadar olduğunu söylemek bir haber değildir, bunu yurttaş günlük hayatında zaten yaşıyor. Önemli olan bu hayat pahalılığının ardındaki nedenleri insanlarla buluşturmak, bu nedenleri ortadan kaldırmak için çözüm önerilerini sıralamaktır. Aksi halde tıpkı Türkiye’nin resmi muhalefeti gibi habercilikte de tekrara ve şikâyete düşersiniz. İnsanların haberlerden uzaklaşmasının nedenlerinden en önemlisinin bu olduğunu düşünmekteyim.”

'Krizden çıkması pek mümkün gözükmüyor'

“Burada da gazeteciliğin başka krizleri devreye giriyor. Özellikle internetin gelişmesi ve yeni medya mecralarının ortaya çıkmasıyla birlikte hız, gazetecilerin mesleğini icra etmesinde önemli bir engel oluşturdu. Her şey o kadar hızlı aktarılır oldu ki, enformasyonun bir araya getirilmesiyle oluşturulan haberler, neredeyse bağlamsız kaldı. Bir diğer ve en yakıcı sebep Türkiye medyasının mülkiyet ve kontrol ilişkileri. Bu ilişikler toplumdan yana yeniden düzenlenmez ise haberciliğin ve gazeteciliğin halihazırdaki krizden çıkması pek mümkün gözükmüyor.”

*Haberde kullanılan veriler Televizyon İzleme Araştırmaları Anonim Şirketi'nden alınmıştır.

Gündem