İlahiyatçılardan bildiri: Şeriatın insan onuruna yakışır karşılığı yok
Kısa Dalga - Bir grup ilahiyatçı, YouTube yayıncısı Diamond Tema hakkında yakalama kararı çıkarılması sonrası gündeme gelen tartışmalara ilişkin ortak bir bildiri yayımladı.
14 ilahiyatçının, 'şeriat' ile ilgili ortak bir bildirisinde "Birey kimliği, kadın erkek eşitliği, iktisadî ilişkiler, suç ve ceza kavramı, aile hukuku, siyasi sistem ve bilimsel çalışmalar açısından şeriat hukuku, dönemin Arap toplumunda değişim ve dönüşüme öncülük eden ilk uygulamaları içerse de günümüzde uygulanabilirliği söz konusu olmayan kurallar yığını olarak, ancak akademide hukuk tarihi dersleri için bir anlama sahip olabilir. Başka bir deyişle şeriat kurallarının güncel yaşamda insan onuruna yakışır bir karşılığı yoktur" görüşü dile getirildi.
Bildiride; şeriatın, "çok eşliği, kölelik kurumunu, çocuk yaşta evliliği, haremlik selamlık uygulamasını, haklar bakımından kadınların ikincilliğini, otoriter ve totaliter bir rejimi" öngördüğü belirtilirken, bu unsurların şeriatı kabul edilebilir olmaktan uzaklaştırdığı ve olanaksız kıldığı ifade edildi.
"Şeriat, İslam demek değildir" başlıklı bildirinin tamamı şöyle:
"Şeriatı İslam'la özdeşleştirmek yanlış"
"Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bıraktığımız bu günlerde toplumumuz kısır ve tehlikeli bir tartışmanın içine çekilmek istenmektedir. Bu tartışma adeta dine rağmen din, İslam’a rağmen İslam denilebilecek düzeyde bir cahilliği içeren şeriat tartışmasıdır. Arap dilinde pek çok anlama sahip olan şeriat sözcüğü terminolojik açıdan dilimizdeki hukuk sözcüğünün karşılığıdır. G
erek dinsel inanışları referans alan gerekse laik ve seküler dünya görüşüne dayanan yasalar Arap dilinde şeriat sözcüğü ile ifade edilir. Bu nedenle şeriatı din ve İslam’la özdeş bir kavram olarak yansıtmaya çalışmak gerçeğe aykırıdır.
"İslam şeriatı, İslam’ın kendisi demek değildir"
İslam şeriatı denilen kavram İslam’ın kendisi demek değildir. Zira şeriat kurallarının çok azının kaynağı Kur’an ayetleridir. O ayetlerin de çoğu dönemsel olup esbab-ı nüzul çerçevesinde anlaşılması ve yorumlanması gereken hükümleri içermektedir. İslam tarihinde bütünsel ve tek yapı halinde bir şeriat anlayışından söz edilemez.
Gerek fıkhî gerekse ona zemin oluşturan itikadi meselelere ilişkin onlarca şeriat yorumu ve uygulaması söz konusudur. Bu yorum ve uygulamalar, sahabilerin farklı görüşlerinden, sıhhati tartışmalı kimi hadislerden, İslam bilginlerinin kimi aklî çıkarımlarından neşet eden ve pek çok bakımdan birbiriyle çelişen ictihadî hükümleri yansıtmaktadır. Hangi şeriat ekolü söz konusu olursa olsun içerdiği kurallar açısından hiçbirinin günümüz toplumsal yaşamına ve insan gereksinimlerine, temel hak ve özgürlüklerine dahası çağdaş hukuksal sorunlara yanıt verebilecek bir yapıda olmadığı açıktır. Böyleyken insanlığın ve Müslümanların geçirdiği hukukî evrimi dikkate almayan şeriat taleplerine itibar etmek mümkün değildir.
"İslam şeriatla kısıtlanamayacak denli değerlidir"
Birey kimliği, kadın erkek eşitliği, iktisadî ilişkiler, suç ve ceza kavramı, aile hukuku, siyasi sistem ve bilimsel çalışmalar açısından şeriat hukuku, dönemin Arap toplumunda değişim ve dönüşüme öncülük eden ilk uygulamaları içerse de günümüzde uygulanabilirliği söz konusu olmayan kurallar yığını olarak, ancak akademide hukuk tarihi dersleri için bir anlama sahip olabilir. Başka bir deyişle şeriat kurallarının güncel yaşamda insan onuruna yakışır bir karşılığı yoktur.
Çok eşliği, kölelik kurumunu, çocuk yaşta evliliği, haremlik selamlık uygulamasını, haklar bakımından kadınların ikincilliğini, mürtedin idamını ve tekfirciliği içermesi, iktisadî tezler bağlamında da günümüzün girift ekonomik ilişkilerini karşılayamayacak denli basit oluşu, siyasal sistem açısından ise otoriter ve totaliter bir rejimi öngörmesi, şeriatı kabul edilebilir olmaktan uzaklaştırmakta ve olanaksız kılmaktadır. İ
slam dini, inanç, ibadet ve ahlak esasları olarak şeriattan kesinlikle ayrıdır. Şeriat uygulanamaz olsa da İslam dini, iman esaslarıyla, uygulama olarak da namaz, oruç, hac, zekât vb. ibadetleriyle, ahlakî açıdan ise helal haram anlayışıyla yüzyıllardır yaşanan ve bundan sonra da daima yaşanacak olan son ilahi dindir. İslam azizdir ve şeriatla kısıtlanamayacak denli değerlidir.
"Devletin dini adalettir"
Büyük İslam bilgini Ebu Hanife’nin de dediği gibi din, Hz. Âdem’den beri gelen tevhid inancıdır ve asla değişmez. Ama şeriat değişir. Nitekim tarih boyu her ümmet için ayrı bir şeriat söz konusu olmuştur. Osmanlı’nın Mecellesi’nde de belirtildiği üzere; 'ezmanın tegayyürü ile ahkamın tebeddülü inkar olunamaz.' Ancak bu durum elbette ki din için söz konusu değildir. Din, sabittir ve tersi düşünülemez.
Bu gerçekler ışığında ilahiyatçılar olarak bizler, bütün halkımızı, aziz dinimiz İslam’ı yaşarken aynı zamanda büyük Atatürk’ün ve şehitlerimizin emaneti olan; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletimize sahip çıkmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, laiklik dinin doğru ve özgürce yaşanabilmesi için de yaşamsal önem taşımaktadır. Devletin dini ancak adalettir anlayışıyla her türlü dinsel ve mezhepsel ayrıma karşı ulusal birlik ve bütünlüğümüzü korumalı ve güçlendirmeliyiz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz."
İmzacılar:
- Cemil Kılıç (İlahiyatçı Yazar)
- Şahin Filiz (İlahiyatçı Prof. Dr.)
- Mustafa Öztürk (İlahiyatçı Prof. Dr.)
- İsrafil Balcı (İlahiyatçı Prof. Dr.)
- Hatice Doğan (İlahiyatçı Dr.)
- Hakkı Yılmaz (İlahiyatçı Yazar)
- Hıdır Temel (Din Bilimleri Dr.)
- İdris Şahin (İlahiyatçı)
- Yaşar Koçer (İlahiyatçı)
- Fikret Eroğlu (İlahiyatçı)
- Halis Dinçer (İlahiyatçı)
- Emine Yücel (İlahiyatçı)
- Mehmet Göl (İlahiyatçı)
- Mustafa Sağer (İlahiyatçı)
(Haber Merkezi)
Diamond Tema tartışması | ÇYDD: Laik devlette şeriat savunulamaz
İlahiyatçılar Diamond Tema'nın sözlerini değerlendirdi: Doğru söylüyor
Diamond Tema'ya yakalama kararı yüzünden Adalet Bakanı'na suç duyurusu
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.