İmamoğlu: Her şeyi rant gibi malzeme biçimine dönüştürürsek insanı insan olmaktan, devleti devlet olmaktan uzaklaştırırız
116
İBB, Hatay'da koordinasyon toplantısı düzenledi.
216
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, yaşanan 3 depremle yıkıma uğrayan kentin yeniden ayağa kalkmasının yol haritasını belirlemek üzere düzenlenen koordinasyon toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu.
316
Belediye başkanları, milletvekilleri, belediye bürokratlarının katıldığı koordinasyon toplantısı ve sonrasındaki açıklamalar, İBB’nin Antakya’da 35 dönüm arazi üzerine konumlandırılan Afet Koordinasyon Merkezi’nde gerçekleştirildi.
416
Depremler ve sonrasında çok acılar yaşandığına dikkat çeken İmamoğlu, “Ama bunun bir kırılma anı olduğunu hatırlatmak isterim. Bizim buradan bambaşka bir yeni başlangıcı bu yörelerimizde, bu bölgelerimizde, 10 şehrimizde birden var etme mücadelesini ortaya koymamız gerektiğini hatırlatıyorum” dedi.
516
AFAD tarafından deprem sonrasında İBB olarak Hatay ile eşleştirildiklerini hatırlatan İmamoğlu, açıklamasında, 18 günlük süreçte kente yaptıkları katkıların ayrıntılı bir dökümünü sundu. Sürece; “ilk hafta”, “ilk ay” ve “ilk yıl” şeklinde özetlenecek bir stratejiyle baktıklarını belirten İmamoğlu, “İlk haftalar boyunca, ekiplerimizin yoğun bir lojistik seferberliğini ve özellikle de çok geniş bir yardım seferberliğini İstanbul'dan yürüttük. İstanbul'un gücü ve desteğiyle, afetzedelerimizin, kıymetli dostlarımızın, hemşehrilerimizin yanında olduk. Geride bıraktığımız 17-18 gün içerisinde her noktasına dokunmaya gayret ettik ve buna da devam edeceğiz” dedi.
616
İlk 1 aylık süreç için ise; barınma hizmetleri, kent temizliği, beslenme desteği, kış şartlarıyla mücadele, ilk yardım faaliyetleri, su ve kanalizasyon hizmetleri, doğal gaz hizmetleri, altyapı ve etüt işlerine odaklandıklarının altını çizen İmamoğlu, “Bu işleri hızlı ve etkili biçimde yapabilmek, işin gerekli iş birliğini organize etmek üzere bir yönetim modeli de geliştirdik. Bu yönetim modelinde ana koordinasyonu ve yüzümüzün dönük olduğu kurumumuz, Hatay Büyükşehir Belediyemizdir ve kıymetli başkanı sayın Lütfü Savaş'tır. Onun koordinasyonuyla beraber, yine 11 büyükşehir belediyemiz arasında dayanışmayla, bir Koordinasyon Komisyon Kurulu kurduğumuzu belirtmek istiyorum.
716
Buraya dönük, bizim koordinasyonumuzla birlikte yardımcı koordinatörümüz Tekirdağ Büyükşehir Belediyemiz ve Sayın Başkanımız Kadir Albayrak'tır. İlk etapta 130’un üzerinde belediyemiz ile buraya sunmuş olduğu katkıları koordine ediyoruz. Yeni oluşacak ihtiyaçları ve desteği de kalıcı ve sürdürülebilir biçimde, sahada fonksiyonlarını da sorunlarını da tespit ederek burada süreci yönetmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
816
Şu itibariyle bölgedeki en önemli ihtiyacın çadır olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, şunları söyledi:
“İş birliğiyle çadır ihtiyacını karşılama konusunda yoğun bir gayret içerisinde olacağız. Şu ana kadar 4 bin 500’e yakın çadırı ya dağıttık ya kurduk ya depomuzda dağıtımını devam ettiriyor olacağız. Çadır sayısının, özellikle bütün belediyelerimizle birlikte 16 bine yakın bir sayıya ulaştığını da ifade etmek istiyorum. Aynı zamanda konteyner kurulumları da yürütüyoruz. 100’e yakın konteyneri bölgemizde hizmete sunduk. Halk Ekmek’inden Hamidiye Su’yuna, birçok gıda maddelerinden diğer hususlara kadar yoğun bir çalışma yürütüldü. Neredeyse günde 170 bin adet sıcak yemek dağıtımı yapılan bir kapasiteye ulaşıldı Hatay'da. Bağışlar, Türkiye'nin her yerinden, İstanbul başta olmak üzere yoğun bir biçimde yürütüldü ve yönetildi; buraya akıtıldı tabiri caizse.
916
Ben, özellikle İstanbul'daki 14 belediyemize de bu anlamda ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Tabii ihtiyaçların değiştiğini az önce yapılan sunumlarda gördük. Ve bu ihtiyaç değişimine göre; hijyen paketinin, iç çamaşırının, çadırla birlikte gıda yardımının sürdürülebilir bir şekilde devamını vatandaşlarımız istedi ve bu yönde aksiyon alacağız. Dostlarımızın, vatandaşlarımızın da ortaya koyacağı katkıları bu yönüyle değerlendirerek, bize sunmalarını mutlaka ve mutlaka istiyoruz.”
1016
Kent temizliği, cenaze hizmetleri, İSKİ ve İGDAŞ’ın Hatay’daki çalışmalarıyla ilgili bilgiler de paylaşan İmamoğlu, Orhangazi ve Osmangazi vapurları tarafından sağlanan hizmetleri aktardı. Bütün çalışmalarını Hatay Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, 593 mahalle muhtarı ve yerel aktörlerle koordineli bir şekilde yürüttüklerinin altını çizen İmamoğlu, “Bütün çalışma arkadaşlarımız, buraya gelen bütün kurum, kuruluşlardaki çalışma arkadaşlarımız, her birisi kardeşlik ve dayanışma duygusuyla daha iyisini, daha güzelini, daha faydalısını yapma gayreti içerisindeler. Bölgesel ekonomi kalkınmasından, kentsel yapılanmasına, tarihi kültürel mirasının korunup geliştirilmesinden birçok hususa kadar diyoruz ki; devletimizin temel kuruluşları bu konuda yetkilidir. Şehircilik Bakanlığı’ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, AFAD'tan diğer hususlara kadar bütün kurumlar yetkilidir. Ama bizlerin de İBB olarak, yetkin kadrolarımızla, Hatay başta olmak üzere bütün şehirlerimize katkı sunma gayretimiz devam edecektir” dedi.
1116
“Bir kısım hataları sürdürdüğümüzü, hatta bazı doğruların bile yapılmadığını, onu yerine yanlışların yapıldığını gözlemlemekteyiz. Ders çıkartmadığımız ve çok eksiğimiz olduğunu ve bunların da düzeltilmesinin şart olduğunu ifade etmek isterim. Devletimizin her kurumu, bizim kurumumuzdur. Aynen İstanbul Büyükşehir Belediyemizin, devletimizin bir kurumu olduğu gibi. Ve bütün halkımıza ait olduğu gibi. Ciddi bir biçimde bu süreci ele almalı ve özellikle yönetim anlayışımıza dair birtakım çareler üretmeyi, hep birlikte ortaya koymalıyız. Geçici barınma sorunları olduğunu biliyoruz. Ama kalıcı konutların ya da yeni kurulacak şehirlerin hayallerini ortaya koyma adına bir yöneticiliği, mutlaka bu marifeti ve bu kabiliyeti vatandaşlarımıza sunmak zorundayız. Yangından mal kaçırır gibi hareket edemeyiz. Yani bu dönemi bir ‘inşaat yapmak, yapı yapmak’ diye tanımladığımız anda, aslında hataları yapmaya başlamış oluruz. Ve her şeyi rant gibi bir malzeme biçimine dönüştürürsek de gerçekten insanı insan olmaktan, devleti devlet olmaktan uzaklaştırırız.
1216
Ülkemizi bu hastalıktan kurtarmak zorundayız. Bir kırılma anı yaşıyoruz. Kaderimizin, ortak aklın, iş birliğinin, uzmanlığın değerini bilerek iyi örülmesi şarttır. Aksi takdirde, bugün yaşadığımız acıları nesilden nesile yeniden yaşamaya devam ederiz. Ne bu topraklar bunu hak ediyor ne de insanlarımız bunu hak ediyor. Geleceğimizi, bilimsel ve katılımcı planlamayla, birlikte yönetim anlayışıyla, bilimsel bir organizasyon modeliyle kurmak zorundayız. 10 şehrimizin yaşadığı bu acıdan sonra, yeni bir geleceğe inşa ettiğimizde, belki de bu afette kaybettiğimiz canlara, o insanlara borcumuzu ödemiş oluruz.”
1316
Hatay’daki en önemli sorunlardan birinin enkaz meselesi olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “158 bin bağımsız birimden, 124 bin bağımsız birimin yıkık, ağır hasarlı ve acil yıkılması gereken durumda olduğu nettir. Bu, 18 milyon ton metreküp civarında bir enkaza seviyesine ulaşması anlamına gelir. Bir tırın yaklaşık 18 ton taşıdığını düşündüğümüzde, tam 1 milyon sefer enkaz çalışması bu kent çevresinde yapılacaktır” bilgilerini paylaştı. Taşınacak bazı enkazlardaki molozları asbest içerdiğine vurgu yapan İmamoğlu, bu durumun da önemli bir çevresel tehdit olduğuna dikkat çekti. “18 milyon ton molozun geçici olarak toparlanması için, 2,5 metre yüksekliğinde 4 kilometrekare genişliğinde bir alana ihtiyacı vardır” diyen İmamoğlu, “4 futbol sahası büyüklüğünden bahsediyoruz. Bunun en aza indirgenmesi için ve inşa faaliyetlerinin de finansmanına katkı sunması için, ayrıştırmanın sağlanması ve bir geri dönüşüm modelinin uygulanması şarttır.
1416
Depolama alanlarının, kent merkezine ve insan yerleşimlerine uzak, tarım alanları, sulak alanlar, çayırlar, meralar, dereler ve dere yatakları gibi üretim ve çevre açısından kritik alanların dışında olan bölgelerde seçilmesi, çok önemli bir konudur. Bu alanların aynı zamanda olası planlama alanları düşünülerek de seçilmesi önemlidir. Çünkü bir yandan kentsel planlama çalışmaları başlayacaktır. Hatay’da mevcut moloz alan seçimlerinin kent merkezine yakın, tarım alanları üzerinde ve dere yataklarını tahrip eder nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Bu bizi üzmekte ve endişelendirmektedir. Bu konularda zamanında yapılacak ikazların altın değerinde olduğu bilinciyle, ben burada yaptığımız bilimsel ve teknik çalışmaları kamuoyuyla ve ilgili birimlerle paylaşıyorum” uyarılarında bulundu.
1516
“Bu konu AFAD'a aittir, Bu konu Şehircilik Bakanlığı’na aittir, bu konu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na veya Ulaştırma Bakanı’na aittir, deyip geri çekilmeyiz, çekilmeyeceğiz” diyen İmamoğlu, “Hem katkı sunma çabamız olacak hem önerme hem de uyarma gayretimiz son ana kadar devam edecektir. Ara depolama alanlarında yapılacak ayrıştırma sonucunda, hacmi küçültülen molozun nihai depolama alanı için de 4 milyon kilometre kare yerine, 500 bin metrekare alana düşürüleceği gerçeği ortadadır. Belirttiğimiz büyüklükler, Hatay'da hasar tespitinin anlık durumuna ilişkindir. Hasar tespiti arttıkça, bu değerler ne yazık ki yukarıya tırmanacaktır. Bütün bu detaylar bundan sonraki vizyoner bir başlangıcın, pırlanta gibi bir Hatay'ın oluşması adına ve 10 kentin de bu şekilde değerlendirilmesi adına önemli bir uyarıdır, önemli bir öneridir” şeklinde konuştu.
1616
Yenilenecek şehirlerin planlaması, kültürel mirasın değerlendirilmesi ve korunması konularının da önemine dikkat çeken İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Özellikle Hatay'ın kadim bir kent oluşu, 4 bin yıllık kent tarihine sahip oluşu, bu kentin ve diğer kentlerimizin özenli bir şekilde planlanması, önemli bir meseledir. Evet, Şehircilik Bakanlığımız, Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu konuda ana koordinatördür. Ama bu kentin yerelliği asla unutulmamalıdır. Hatay Büyükşehir Belediyemiz ve buranın yerel yöneticileri, sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, bu kadim kentin değerli insanlarının içinde bir bulunduğu bir mekanizmanın Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız ve heyeti tarafından yönetilmesi, bunun geliştirilmesi ve bu yönde atılan adımlarla birlikte, şeffaf ve katılımcı bir modelle, bakanlıkların da koordinasyonuyla kararların alınması şarttır. Sadece ve sadece, ‘Bize bina yeri gösterin ve yeni konutlar yapalım’ anlayışıyla, başka bir büyük hatanın, büyük yolculuğun başlangıcı tariflenmiş olur. O bakımdan biz diyoruz ki; Hatay'ın planı, bilimsel doğrular ve katılımcılık ilkesiyle hazırlanmalıdır. Ve bugün çadırı ve konteynerı konuştuğumuz yerde, hemen kalıcı konutların inşası yerine, geçici prefabrik konutların üretilmesi önemli bir zarurettir. Hatay’ımızın insanı, Maraş’ımızın insanı, Adıyaman’ımızın insanı sabreder. Yeter ki daha doğru konutlar üretilsin. Burada tek koşul vardır: Partiler üstü bir tutumla, afet sürecinde alınacak kararların, seçim vesaire gibi takvimlere endeksli birtakım vaatlere dönüşmemesi ve bu hususta söylenecek sözlerin insanların oyuyla eşleştirilmeden; 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl sonra gurur duyacağımız temelleri attığımız şehirleri var etmenin, muhalefetiyle iktidarıyla kahramanları olmak durumundayız.”