İmamoğlu: 'Otobüs kumpasının çekim iznini Valilik vermiş'

İmamoğlu: 'Otobüs kumpasının çekim iznini Valilik vermiş'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP’nin İETT’ye bağlı özel bir halk otobüsünün sahibiyle anlaşıp otobüsü bozuk gibi gösterdiği ‘kumpas’ iddiasıyla ilgili “İETT’yle ilgili araç arızalı kumpası nasıl onları çukura soktu? O çukurdan çıkamayacaklar. Bunu bir çekim sahası haline getiriyor ama sizin bir hesabınız var ise Yaradan’ın da bir hesabı var. Patladınız, pat diye patladınız" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, halk otobüsü üzerinden ‘kumpas’ın çekimlerine valiliğin resmi izin verdiğini söyledi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Üsküdar’da bugün yapılan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Bekardere Islahı ve Çengelköy Çevre Projesi Temel Atma Töreni’ne katıldı.

Taşkınlara ve boğaza atık su girişine son veren yaklaşık 800 milyon liralık projenin temel atma törenine CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ile CHP Üsküdar Belediye Başkan adayı Sinem Dedetaş da katıldı.

İmamoğlu, törende yaptığı konuşmada, tonlarca zehirin denizlere döküldüğü bir dönemi devraldıklarına dikkat çekerek şunları söyledi:

'Valilikten alınmış bu izin ve çok geniş yetki verilmiş'

İETT’yle ilgili araç arızalı kumpası nasıl onları çukura soktu? O çukurdan çıkamayacaklar. Aramaya kalksak onları, çukurları gezmeye kalksak 5 yıl da yetmez bize. Kavacık Alman Üniversitesi hattında çalışması gereken Özel Halk Otobüsü, İETT’ye araç arızalı bilgisi veriliyor ve bu İETT aracı ta Eyüpsultan’da bulunuyor. 15 bin lira resmi ödeme yapıyorlar araca reklam filmi çekmek için. Niçin? Ekrem İmamoğlu’nu küçük düşürecekler aklı sıra. Sahte bir reklam filmi çekecekler. Görüntüleri gördünüz, konuşmaları duydunuz. Yapan belli, parti ismiyle bunu yapıyorlar. Oyuncu kadrosu, çekim kadrosu, yani bakıyorum, ben anlamam film çektirmekten. Filmle benim işim yok. Benim hayatım gerçeklerle. Benim bu konuda uzman arkadaşlarım ‘Dört dörtlük hazırlık’ diyorlar. Arkada otobüs itecek adamlar hazırlanmış. Hafiften dumanlar çıkıyor. Çekim ekibi aynı zamanda resmi izinli. İstanbul genelinde çok yetkili bir izin. Valilikten alınmış bu izin ve çok geniş yetki verilmiş. Bu kadar geniş kapsamlı izinleri almak önemlidir. Adres belli olunca biraz boyunlar kıldan ince oluyor.

'Yeter ki seçimi kazanalım anlayışıyla hareket ederseniz o yönetim İstanbul’a bir şey kazandırmaz'

Bu İstanbul Boğazı’nda, Marmara Denizi ve hatta Haliç’te yaşadığımız bir gerçek. ‘İstanbul Boğazı’na bu kadar zehir dökülüyor ve yapalım desek’ vatandaş, ‘Feryat figan elimizden ne geliyorsa yapın’ diye sert bir tavırla bize yol gösterir ve böyle bir soruna seyirci kalamazsınız diye de parmağını gösterir. Bu atık su meselesi gerçekten İstanbul’un göbeğinde göz bebeği olan mecralarda bu kadar yıllar boyu ihmal edilmiş olması büyük bir özensizlik. Yani bir nevi zehir aslında. 21’inci yüzyılda boğaza verilen atık suların varlığını yaşamak duymak ve eğer geri dönüp ‘Biz 25 yılımızla övünüyoruz’ dediğinizde, bu yüz karasını gördüğünüzde hiçbir şeyle övünemez hale gelirsiniz. Bu kadar net. Bu bağlamda biz bu işi önemsedik. ‘Her şeyi ben bilirim’ der ve öyle bir süreç yönetimi ortaya koyarsanız iş başarma şansınız yok. Eğer nereden rant elde edebiliriz ya da neyi yapar ve gösteririm de bana oy gelir diyerek seçim, seçmen, oy kazanmak her yol mübahtır, yeter ki seçimi kazanalım anlayışıyla hareket ederseniz o yönetim İstanbul’a bir şey kazandırmaz.

'Bunlar kamu bankaları, sizin benim paramız. Milletimize ait kamu bankalarından bize sıfır lira verdiler'

Şimdi biz tekrar dereyi yerine getirmek için orada istimlaklar yaptık. 100 milyonlarca, milyarlarca lira yatırım yaptık dereyi tekrar akıtabilmek için. Bu suçtur, şehre ihanettir. Bunların hepsi gerçek, montaj değil, kumpas değil, uydurma asla değil. Hayatında hiç kıyısından bile geçmediğim sıfatlar ve uygulamalar bunlar. Allah bunları yapanlardan milletimizi korusun. Kumpastan, montajdan, yalandan, dolandan, talandan korusun. Bir farkımız daha var. Hükümet, bankalara kendileri talimat veriyor. ‘Yok, bankalara talimat vermeyiz’, vallahi veriyorlar. Niye veriyorlar? Çünkü 5 yıla yakındır yönetimde olacağız. Üç ayımızı çaldılar. Onun için 5 yıla yakın diyeceğim. O 5 yıla yakın olduğumuz yönetimde, kamu bankalarının başındaki insanlar, yakındaki, yakınlarındaki eşine, dostuna, akrabaya -benim her yerde kulağım var, duyuyorum- ‘Ne yapalım, talimat geldi. 1 lira bile kredi veremeyiz’ diyerek o koltuklarda oturdular. Oturmaya devam ediyor. Bunlar kamu bankaları, sizin benim paramız. Milletimize ait kamu bankalarından bize sıfır lira verdiler.

'Kul hakkı yediniz. Şimdi köşenizden pısırık pısırık cevaplar gönderiyorsunuz'

Önceki dönem bir bakan; binlerce, 10 binlerce İBB çalışanımıza ‘terörist’ demişti. Bir çalışanımız hak ettiği ölçekte kendisine üç kuruşluk dava açtı. Tam muhafız karakterini taşıyan bir çalışanımızdı. Nuri kardeşimize bu davadan dolayı teşekkür ediyorum. Nuri Bey, hesap sormuş, mahkemede ‘İddiasını ispat etsin’ demiş. O da ‘Ben güvenlik kuvvetlerinin raporuna konuştum’ demiş. Bizim muhafız, ‘o zaman mahkemeye o raporları getirin bakalım, gelsin bakalım biz terörist miyiz, değil miyiz’ diye ısrarlı bir şekilde mücadelesine devam etmiş. Bu eski bakanın avukatı, ‘Müvekkilim bu açıklamaları siyaset yapma ve ifade özgürlüğü kapsamında yapmıştır’ demiş. Meclis’te kürsüleri devirecekti, mikrofonlar sallanıyordu bize anlatırken, sayı veriyordu. Kul hakkı yediniz. Şimdi köşenizden pısırık pısırık cevaplar gönderiyorsunuz.

‘15-20 bin dolar kişi başı vatandaşlık veriliyor'

Bu şehirde her gün operasyon yapılıyor. Bu ülkenin her köşesinde her gün çete aşağı çete yukarı. Kaç çete, mafya ismi var? Literatürü tarıyorum, bulamıyorum. Yeni keşfedilmiş. Buradan tekrar ilan ediyorum. Bu emeği veren polislerimize, herkese teşekkür ederim. Bu şehrin valileri vardı, bunlar birikirken bu şehirde bu şehrin yöneticileri, emniyetçileri, görevlileri, bakanları vardı. Nerede bunlar? Biri mi göz yummuş? Kim yönetiyordu? Yani o yapılan işleri gösteren filmleri bu kadar öne çıkarmanın bir tek anlamlı ifadesi olan bir siyasette, bir iktidar değişir, başka bir iktidar gelir. Bir bakan gelir onun yerine, der ki, ‘Berbattı kardeşim, batıyorduk. Onun için bak her gün operasyon yapıyoruz’. Hesap veren yok. Bunlar olurken neredeydiniz? Öyle aileler var ki 15-20 kişi. ‘400 yüz bin dolar değil’ dedi arkadaşım. ‘15-20 bin dolar kişi başı vatandaşlık veriyoruz biz’ dedi. Haklı. Sonra uyandım. Bu memleketin hâlâ her gün şehit veren bu milletin Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda büyük mücadele vererek bu ülkeyi, bu devleti kuran bu memleketin vatandaşlığı 15-20 bin dolara. (ANKA)

Gündem