İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu: Bugün Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı açığı var

İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu: Bugün Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı açığı var
İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a, "Bugün Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı açığı var, samimiyetle konuşalım bunu. Evet, seçtik, bir Cumhurbaşkanımız var ama bu sistemde soruyorum size arkadaşlar, yürütmenin faaliyetlerinden memnun olmayan muhalif kitlelerin Cumhurbaşkanı var mı? Onlar dönüp de devletimizin bir Cumhurbaşkanı var, bizim bir derdimize çare olur diyorlar mı? Diyemiyorlar" dedi.

Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların 2023 yılı bütçeleri bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın katılımıyla görüşülüyor.

İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, toplantıda söz alarak bütçe teklifi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Tatlıoğlu, "Bugün parti devleti var Türkiye'de. Sayın Engin Altay bir konuşmasında söylemişti. "Evet, biz 1946’da devletin partisiydik ama bugün bir parti devleti var" dedi. Parti devletlerinin olduğu ülkeler bellidir, nereye evrildikleri de bellidir, kaynaklarını nereye harcadıkları da bellidir" eleştirisini yaptı.

Tatlıoğlu'nun konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"YÜRÜTMENİN MENSUPLARININ GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİ HALKA YOĞUN BİR PROPAGANDA HALİNE DÖNÜŞTÜ: Bu görüşmeler artık komisyonda sadece yürütmenin görselleri üzerine kurulan bir düzen şekline döndü. Yani esasen Türkiye'de tabii, bu konuşulur yapıcı muhalefet ama yapıcı iktidar hiç mi olmaz, hiç mi bu anlamda muhalefetin grup başkanlarının, grup sözcülerinin bu yürütülen politikalar hakkında düşüncelerini, bu müzakeredeki duruş yerlerini toplumda bir nebze bilsin istenmez? Sadece yürütmenin mensuplarının görüş ve önerilerini, görüşlerini halka yoğun bir propaganda haline dönüşmüş bir komisyon çalışmaları içerisindeyiz. Gerçekten bu milli iradeye ve Türkiye'nin potansiyelini harekete geçirmeye ters.

BİZİM KONUŞMALARIMIZIN BİR NEBZE GÖRÜNTÜ ÜZERİNDEN VERİLMESİ NE ZARAR VERİR: Dört yılı aşkın bir İYİ Parti masası var. Hep sizin yaptığınız yanlış demiyoruz, bu bütçe komisyonu görüşmelerinde de başından itibaren güvenlik birimlerinin bütçelerini onaylıyoruz, savunma sanayisinin bütçesini de onaylıyoruz ama siyah beyazcı bir anlayışınız var. Siyah, beyaz, sizinkiler beyaz, herkesin söylediği siyah yani Özgür Özel Bey'in (CHP Grup Başkanvekili) bugünkü konuşmasının görüntü olarak topluma bir miktarının yansıması ne zarar verirdi Türkiye'nin potansiyelini harekete geçirmek için? Bizim konuşmalarımızın bir nebze görüntü üzerinden verilmesi ne zarar verir? Böyle bir hakimiyet, 1889’dan beri siyasi partiyle tanışmış bir toplumda yok. Bu, dünyada hiçbir toplumu da bir yere götürmez, götürmemiştir de.

BUGÜN TÜRKİYE'DE BİR CUMHURBAŞKANLIĞI AÇIĞI VAR: Türkiye'de bir kuvvetler ayrılığı vardı, aksak çalışıyordu ama bugün bir kuvvetler birliğine daldık ve Türkiye ne yapıyor? Savruluyor. Şimdi, konuşacağız, samimi söylüyorum benim burada söylediğim tespit ve rakamlar herkesin masasında bir tartışma bırakmayacak şeyler. Rahmetli Özal'ın dediği ve sizin bu dönem, bundan mülhem bahsettiğiniz yüzyıl böyle olmaz. Yarısını, bir kısmını alıp bir kısmını dışarıda bırakan bir şey olmaz. Bugün Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı açığı var, samimiyetle konuşalım bunu. Evet, seçtik, bir Cumhurbaşkanımız var ama bu sistemde soruyorum size arkadaşlar, yürütmenin faaliyetlerinden memnun olmayan muhalif kitlelerin Cumhurbaşkanı var mı? Onlar dönüp de devletimizin bir Cumhurbaşkanı var, bizim bir derdimize çare olur diyorlar mı? Diyemiyorlar, diyemiyorlar.

AK PARTİ DE CUMHURBAŞKANSIZ KALACAK: Bu sistemde sadece bugün sayın Erdoğan'ı suçlamıyorum, bu sistem devam etsin, bir başka kişi Cumhurbaşkanı olsa ve AK Parti muhalefette olduğu için eğer aynı zihniyetle gidilsin, AK Parti de Cumhurbaşkansız kalacak. Böyle bir Türkiye'nin bütüncül olarak ileriye yürümesi kötü bir alışkanlık. Diyorum ki; Türkiye yüzyılı, rahmetli Özal'la Türk Yüzyılı, bu Türkiye'nin potansiyelini harekete geçirmekle olur, hiçbir şekilde birilerini dışarıda bırakmakla olmaz. Olmadı, tarihte de olmadı, bugün de olmadı, başka ülkede de olmadı.

TÜRK TARİHİNDE PADİŞAH İLE SADRAZAM ARASINDA BİR FARK VAR: Bugün bir yasama, bugün Cumhurbaşkanı açığı var. Bugün Cumhurbaşkanı... Türk tarihinde padişah ile sadrazam arasında bir fark var. Halkın herhangi birisi, bir sorun olduğunda "Padişahım var, Cumhurbaşkanım var" diyebilmeli. Bir kişinin ayağına taş değdiğinde ya ama caminin balkonundan cami açılışında "Ce Ha Pe" diye bağıran bir Cumhurbaşkanı olmaz; bu tersine de olsa olmaz. Yani bugün Erdoğan gitti, bir başkası gelse de bugünkü sistem bir müddet sonra buna evirir, kesinlikle evirir. O nedenle bugünkü sistem Türkiye'ye bir mahkumiyettir, temel mesele de budur.

PARTİ DEVLETLERİNİN OLDUĞU ÜLKELER BELLİDİR; NEREYE EVRİLDİKLERİ DE BELLİDİR: Bugün parti devleti var Türkiye'de. Sayın Engin Altay bir konuşmasında söylemişti. "Evet, biz 1946’da devletin partisiydik ama bugün bir parti devleti var" dedi. Parti devletlerinin olduğu ülkeler bellidir, nereye evrildikleri de bellidir, kaynaklarını nereye harcadıkları da bellidir. Bakın, bugün Türkiye'de dış politikanın dahi değişkeni, belirleyicisi Merkez Bankası’ndaki 128 milyar satışıyla başlayan süreçtir, önemli bir belirleyicidir. 2018’de 32 milyar dolardan eksi 52 milyar dolara gelmiş bir Merkez Bankası 84 milyar dolar; para meselesi değil, bu sizin, Türkiye Cumhuriyeti’nin, hepimizin açığı meselesidir. Buradan basıyorlar, nereden görüyoruz. Son zamanlarda genel olarak bu hepimizin masasının üzerinde.

SAVRULMA VAR: Dış politikaya da bir söz söylemek istiyorum, evet, dün eleştiriyorduk biz, dün diyorduk ki, "Ya, siz, ana ilkeleri, ana koridoru, kadim Türk dış politikasını bırakarak başka bir politika, başka alanda başka oyuncular, başka bir rol üstleniyorsunuz." Ama bugün eleştirmiyoruz, bugün endişeleniyoruz çünkü dün şunu diyorduk; "Uluslararası politikada, hele kardeş ülkelerde ülke içi ihtilafın bir parçası olmayalım; ülkede ittifakı sağlayan olalım, bize bu yakışır" ama ısrarla Mısır'da, Suriye'de ve bütün bu bölgelerde ihtilafın bir parçası oluyordu. O nedenle, böyle bir savrulma var." (ANKA)

Politika