Kadir Akın’dan Cengiz Erdinç’in yazısına yanıt: “Turhan görüş değiştirdi, Kadir Akın da onu onayladı iddiası doğru değil"

Kadir Akın’dan Cengiz Erdinç’in yazısına yanıt: “Turhan görüş değiştirdi, Kadir Akın da onu onayladı iddiası doğru değil"
Siyasetçi - yazar Kadir Akın'ın, Kısa Dalga yazarı Cengiz Erdinç'in "Kontrgerillanın ilk kurşunu" başlıklı yazısında yer alan kendisi ile ilgili bölümlerin gerçeğe uymadığını belirterek yazdığı cevap metnini yayınlıyoruz.

Cengiz Erdinç imzasıyla Kısa Dalga’da yayınlanan “Kontrgerillanın ilk kurşunu” başlıklı yazıda benimle ilgili gerçek dışı ifadeler ve anlatımlar yer almaktadır. Önce söz konusu yazının benimle ilgili bölümünü tırnak içine alarak aktaracağım ve sonra da o bölümlere ilişkin düzeltmelerimi ve yazının bütününe ilişkin görüşlerimi yazacağım.

Cengiz Erdinç’in yazısında benimle ilgili şu ifadeler yer alıyor:

‘’Önce Talat Turhan, 15 yıl öncesinde de gazetecilerin gözlerine baka baka söylediği şeyi yalanladı. Taylan Özgür’ü öldüren “üsteğmen” meselesinin bir yanlış anlaşılma olduğunu açıkladı. Hemen ardından 11 yaşında olaya tanık olan, Sosyalist Devrim Partisi’nin İstanbul İl Başkanı Kadir Akın ortaya çıktı. Talat Turhan’ın “ahbabım” dediği kaynağı, Kadir Akın’ın emekli bir subay olan babası Fahrettin Akın’dı. Üsteğmen alt kat komşularıydı. Kadir Akın annesiyle tanık olduğu bu olayı babasına anlatmış, o da Talat Turhan’a aktarmıştı.

Akın Radikal İki’ye yaptığı açıklamada her şeyin bir yanlış anlamadan kaynaklandığını iddia ediyor, Talat Turhan’ın açıklamalarını destekliyordu. Taylan’ı vuran kişiyi cinayetten birkaç yıl sonra aynı binadaki hırsızlık vakası nedeniyle gelen polis ekibinin başında görmüştü. Bu polisi babası da aynı semtteki kahveden tanıyordu, “Komiser Mehmet” diyordu.

Peki ya alt kattaki üsteğmen? Kadir Akın’ın bu yeni hikayesi boşluklarla doluydu. Bu “yanlış anlaşılmayı” düzeltmek için neden on beş yıl beklediğini kimse sormuyor, o da anlatmıyordu. Taylan Özgür’ün vurulduğu sırada üzerinde olan kırmızı formayı hatırlayacak kadar keskin hafızası, sıra komşusu olan üsteğmenin ismine geldiğinde köreliyordu!”

Tırnak içinde aldığım bölümde adımın geçtiği yerler gerçekleri yansıtmadığı gibi, kimi ima ve spekülatif anlatımlar ve yanlışlar politik kimliğime ve duruşuma saldırılar içeriyor. Her şeyden önce tanınan ve ulaşılması da oldukça kolay olan bir insanım. Yorum ve spekülasyon yerine bu yazı yazılırken bana sorulabilirdi.

Talat Turhan’ı babamın arkadaşı olarak küçüklüğümden beri tanırım. Babama atfen söylediklerini okur okumaz kendisiyle görüşmüş ve olayın tanığı olduğumu ve babamın anlatımlarından öte kendi tanıklığım olduğunu ve bunu kamusal alanda da açıklayacağımı belirtmiştim.

Talat Turhan yanılmıyorsam babamla ilgili sözlerini Nokta dergisinde 2006 yılında söylemişti. 15 yıl beklediğim gerçek değildir. Uzun bir dönem politik çalışmalarım nedeniyle Talat Turhan’la görüşmemiştik. Ardından Kürt sorunu ile ilgili yaptığım bir konuşma nedeniyle ceza aldığım ve yurtdışına çıkmak zorunda kaldığım için de bu görüşmeme hali daha uzun yıllara yayıldı. Talat Turhan’ın bu konuda daha önce bir açıklaması olduysa da bundan haberdar değildim. Nitekim Talat Turhan’la konuşmamdan 10 gün sonra 2006 yılında Filiz Koçali ile Radikal’de bir söyleşi yaptık. Bu söyleşinin yayınlanmasından sonra bu söyleşi Talat Turhan’a hatırlatıldı ve o “Kadir’in söylediğini dikkate alın” diye demeç verdi ve bunu 2008 yılında da tekrarladı. Yani Talat Turhan görüş değiştirdi sonra birden Kadir Akın çıkıp onu onayladı diye bir şey yok. Bu tümüyle dezenformasyon. Üstelik o kadar kulaktan dolma bilgilerle bu yazı yazılmış ki, ben Sosyalist Devrim Partisi diye bir partinin bırakın il başkanlığını üyesi bile olmadım. Cengiz Erdinç, muhtemelen İşçilerin Sosyalist Partisi’nin il başkanlığı yaptığım 2010 yılı ile bunu karıştırıyor. Yani benim Radikal gazetesindeki açıklamam 2006, Sosyalist Partinin il başkanı olduğum tarih 2010. 2008 yılında ise Milliyet gazetesinde bu konu yeniden ele alındı ve orada da daha önceki konuşmalarımı tekrarladım. O tarihlerde de herhangi partinin il başkanlığı sıfatım yoktu.

Ben konuyla ilgili tüm röportajlarda Katil olarak “Komiser Mehmet” dedim ve nasıl tanıdığımı da anlattım. Alt katımızda oturan ve oğlu subay olan bir teyzenin evine hırsız girmiş ve bunu araştırmak için de polisler gelmişti. Bu polisler arasında gördüğüm ve adının Mehmet olduğunu öğrendiğim kişi Taylan’ı vuran polisti. Onu annemle birlikte tanımıştık. Talat Turhan’ın anlatımına göre içkili bir ortamda sarhoşken babamın söyledikleri beni ilgilendirmez. Üstelik ben yurtdışında iken 1995 yılında babam yaşamını yitirdi ve Talat Turhan’ın babama atfen verdiği bilgileri ise yıllar sonra (2006) Turhan’ın Nokta dergisindeki röportajından öğrendim. Ben gördüklerimi ve tanıklığımı anlattım, bu esas alınmalıydı. Benim anlatımlarımda boşluklar olduğu ve birilerini koruduğum iması ise gazetecilik etiğine uymaz. 11 yaşında ilken alt katımızda oturanların isimlerini 53 yıl sonra hatırlamak ve aklımda tutmak zorunda da değilim. Taylan Özgür ‘ün üzerindeki formanın kırmızı renkte olduğunu hatırlamak için de “keskin bir hafızaya” gerek olmadığı kanaatindeyim. Bunları peş peşe yazıp sonrasında benim ‘’hikaye’’ uydurduğumun söylenmesini ise itibarsızlaştırma çabası olarak anlar ve bunun neden yapıldığını sorgularım.

15 yıl önce çıkmış haberleri kurgulayıp, harmanlayarak buradan bir yazı çıkartmaya çalışmak, üstelik yanlış bilgiler kullanarak bunu da magazin haline getirmek yerine, adımın geçtiği yerler öncelikle bana sorulmalıydı. Araştırmacı gazetecilik kimi imalarda bulunmak ve insanlar hakkında şüpheler uyandırmak değildir. 11 yaşındayken tanık olduğum bu siyasi cinayetin sosyalist kişiliğimin oluşmasında büyük etkisi olduğunu söylemeliyim. Hala aydınlatılmamış olması demokrat/sosyalist kamuoyunun olduğu kadar elbette benim de vicdanında bir yaradır. Yıllar boyunca yargısız infazlara ve kaybetmelere karşı mücadele ettim, ediyorum. Bu tür yazı ve makaleleri yazarken daha dikkatli ve titiz olunmasında fayda vardır. Ve gerçekten bu olayın/olayların aydınlatılması isteği var ise işe Komiser Mehmet’ten başlamak ve iz sürmek yerinde olur.

Kadir Akın

23 Eylül 2022

Gündem