Karakolda işkence iddiası: 'Burada ölseniz kimsenin ruhu duymaz'

Karakolda işkence iddiası: 'Burada ölseniz kimsenin ruhu duymaz'
Ankara’da yaşayan Emre Y. ile Tuna Ş. tartıştıkları polisler tarafından gözaltına aldırıldı. Emre Y. ile Tuna Ş. işkence gördüklerini söyleyerek yaşadıklarını anlattı.

Ankara’nın Mamak ilçesinde yaşayan Batuhan B.’nin kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle cezaevine teslim olması gerekiyordu. Denetimli serbestlik kapsamında olan Batuhan B.’nin teslimine 3 gün kala yaşadığı eve polis geldi. Kapıyı açan Batuhan B.’nin dayısı Emre Y., yeğeninin evde olmadığını söyledi.

Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre 10 Ağustos Perşembe tarihinde gerçekleşen olay günü akşam üstü Misket Mahallesi’ndeki eve sonradan sivil polis olduğunu belirten 5 polis memuru bir kez daha geldi. Batuhan B.’nin gözaltına alındığı sırada ablasının haber vermesi üzerine Emre Y. ve arkadaşı Tuna Ş. bu adrese gitti. Polisin kimliğini göstermemesi nedeniyle evin önündeki sokakta iki taraf arasında tartışma yaşandı. Araya mahallelinin girmesiyle sakinleşen tartışmanın ardından sivil polisler Batuhan B.’yi gözaltına alarak karakola götürdü.

Gün içinde tartıştıkları polisler karakolda...

Emre Y. ile arkadaşı Tuna Ş. gözaltı işleminin ardından karakol karakol yeğenini aradı fakat bulamadı. Bunun üzerine Balkiraz Mahallesi’ndeki evlerinin önüne gelen Emre Y. ve Tuna Ş. sonradan narkotik biriminde çalıştıklarını öğrendikleri polis memurları tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınma gerekçelerini sorduklarında yanıt alamayan Emre Y. ile Tuna Ş. Ankara Emniyet Müdürlüğü içerisinde bulunan narkotik birimine götürüldü. İl Emniyet Müdürlüğü’nde bir süre bekletilmelerinin ardından Emre Y. ve Tuna Ş. gün içerisinde tartıştıkları polisleri karşısında gördü.

Birbirine bağlanan kelepçeleri kırbaç gibi kullandılar

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nde bulunan bir odaya kapatılan Emre Y. ile Tuna Ş. gün içerisinde tartıştıkları polisler tarafından darp edilmeye başlandı. Bu esnada iç çamaşırları kalacak şekilde soyulan iki arkadaşa şiddet uygulayan polislerin sayısı her geçen dakika arttı. Yaklaşık iki saat boyunca 20’nin üzerinde polisten şiddet gördüğünü belirten Emre Y.’nin kulak zarı patladı, Tuna Ş.’nin kaburgalarında kırıklar oluştu. Üzerlerine su dökülerek birbirine bağlanan kelepçelerin kırbaç şekline getirilerek kendilerine vurulduğunu, kemer ve sopaların şiddet sırasında kullanıldığını, hakaretlere maruz kaldıklarını belirten iki arkadaş sabah saatlerinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden serbest bırakıldı.

‘Yeğenime de işkence yapıldı’

Yeğeni Batuhan B.’ye de karakolda işkence yapıldığını, Sincan Cezaevi’nde de gardiyanlar tarafından şiddetin sürdüğünü, yeğeninin iki gün boyunca beyninde pıhtı oluşması nedeniyle hastanede tedavi altında kaldığını belirten Emre Y. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nde kendisine uygulanan şiddeti şu sözlerle anlattı:

“Gözaltına alınmamızın ardından bir polis memuru ‘özür dileyin bırakırlar’ dedi. Biz de tartıştığımız kişilerden özür dileyeceğiz sandık. Olayla hiçbir şekilde alakamız yok, yeğenim gözaltına alınmış zaten. İkimizi de karakolda bir odaya soktular. Koridordan ellerinde sopa ve kemer olan polisler gelmeye başladı. Bize diz çöktürdüler, üzerimizdekileri çıkarmamızı istediler. Tam o sırada bir polis geldi, ‘Demedim mi ‘seni alacağım’ diye ne oldu’ dedi. Gün içerisinde gördüğüm polislerden biriydi. O sırada saatlerce süren şiddet başladı. Gün içinde karşılaştığımız polisler de orada belirdi. Bizi gözaltına aldıran da onlarmış.”

‘Koridordan geçen içeriye girip dövüp geri gidiyordu’

Sadece arkadaşına eşlik ettiğini ve gözaltına alındığını, polise direnmediğini ya da karşı koymadığını belirten Tuna Ş. ise karakolda şiddet sırasında yaşadıklarına dair, “Kelepçeleri birleştirip kırbaç gibi vuruyorlardı. Arada da su döküyorlardı. Kemer, yumruk, her şeyle vurdular. Sırtım paramparça oldu. Hakaretleri ve küfürleri eksik olmadı. Koridordan geçen içeriye girip dövüp geri gidiyordu. Şiddet uygulayan yirminin üzerinde polisi biz gördük” diye konuştu.

‘Burada ölseniz kimsenin ruhu duymaz’

Polislerin şiddet sırasında kendilerine, “Siz burada ölseniz kimsenin ruhu duymaz” dediğini aktaran Tuna Ş., “İnsanlığımdan soğudum. Böyle bir şey yok. Bu insanlık suçu bence. Kendimi çok basit hissettim bunları yaşadığım için ama emin ol onlar benden daha basit. O kadar kişi bir insana bunu yapmaz. Devletin imkanlarıyla adam dövüyorlar. Ortada bir şey yok bir de. Biz hiçbir şey yapmadık” ifadelerini kullandı.

Polislerin şiddetinin ardından psikolojisinin bozulduğunu ifade eden Emre Y. ise, “Dört beş gündür evden dışarıya çıkamıyorum. Çıktığımda birisi kornaya bassa ‘kusura bakma ağabey’ diye dönüp refleks gösteriyorum. Polis görünce kafamı çeviriyorum” dedi.

‘Polislerin şikayetçi olmaları işkenceye kılıf niteliğinde’

Polisin saatler süren şiddetinin ardından Tuna Ş., Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden, Emre Y. ise Etlik Şehir Hastanesi’nden darp raporu aldı. Kemik kırıklarının kulakta işitme kayıplarının tespit edildiği inceleme sonucunda iki arkadaş da polisler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Bu sırada iki arkadaş avukatları aracılığıyla üç polis memurunun da kendilerinden “mukavemet” iddiasıyla şikayetçi olduğunu öğrendi.

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki polislerin müvekkillerine işkence uyguladığını belirten Avukat Alişan Doğan hem sokakta hem de il emniyet müdürlüğünde bulunan kamera kayıtlarının incelenmesini talep etti. Savcılığın ilgili polisler hakkında soruşturma başlattığını belirten Avukat Doğan, “Polislerin müvekkillerimden şikayetçi olmaları işkenceye kılıf niteliğinde. Müdahale yok, suç unsuru yok, mukavemet dahi yok fakat gün içerisinde sözlü tartışmanın ardından karakolda işkence uygulandı. Müvekkillerime şiddet uygulayan polislerin tamamının tespit edilmesini ve gerekli cezaların verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu. (Kısa Dalga)

Gündem