Kavala’dan Avrupa’ya: Kararı uygulatın

Kavala’dan Avrupa’ya: Kararı uygulatın
Osman Kavala AİHM tarafından 11 Temmuz’da açıklanan karar sonrası Avrupa Konseyi’ne başvurarak, kararın ivedilikle ele alınıp uygulatılmasını talep etti.

Kayhan Karaca

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından 11 Temmuz'da açıklanan Osman Kavala kararının ardından gözler yine AİHM kararlarının uygulanışının denetiminden sorumlu organ konumundaki Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne çevrildi.

Osman Kavala adına avukatları aracılığıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne bugün iletilen bir mektupta, Türkiye'nin 10 Aralık 2019 tarihli kararı yerine getirmediğinin 17 yargıçlı AİHM Büyük Dairesi tarafından onandığına ve Mahkemenin, "Türk hükümetinin Kavala kararı konusunda iyi niyetli davranmadığı" sonucuna vardığına işaret edildi.

Büyük Daire'nin Osman Kavala hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 25 Nisan 2022 tarihinde verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararını dikkate aldığını belirten avukatlar, bu karara temel oluşturan Gezi Parkı olaylarıyla ilgili suçlamaların AİHM'nin 10 Aralık 2019 kararında incelendiğini ve Kavala'nın "suç işlediğine dair makul şüphe bulunmadığı sonucuna varıldığını" hatırlattı.

Mahkemenin 10 Aralık 2019 kararında yer alan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS), "Haklara getirilecek kısıtlanmaların sınırlandırılması"na ilişkin 18'inci maddesini ihlal hükmünün Büyük Daire kararında tekrarlandığını belirten avukatlar, Mahkeme'nin böylelikle Gezi Parkı olayları ve darbe girişimine yönelik suçlamalarla ilgili her türlü tedbir kararını bozduğunu bildirdi.

AİHM nadiren gündeme gelen 18'inci maddeyle ilgili ihlal kararını "Mahkeme, mevcut davada şikâyet konusu olan tedbirlerin, yani başvuranın (Kavala) susturulmasının, Sözleşme'nin 18. maddesine aykırı bir şekilde gizli bir amaç taşıdığı konusunun makul şüphenin ötesinde olduğuna kanaat getirmektedir. Ayrıca, başvurana isnat edilen suçlar göz önüne alındığında, itiraz konusu tedbirlerin insan hakları savunucularının çalışmaları üzerinde caydırıcı bir etkiye sahip olabileceğine kanaat getirilmiştir. Sonuç olarak, başvuranın özgürlüğüne getirilen kısıtlamanın Sözleşme’nin 5 § 1 (c) maddesinde belirtildiği üzere kişinin suç işlediğine dair makul bir şüphe nedeniyle yetkili bir adli makam önüne çıkarılma amacından başka bir amaç ile uygulandığı sonucuna varılmıştır" şeklinde gerekçelendirmişti.

Avukatlar, Büyük Daire kararı sonuçlarının "Kavala’nın TCK’nın 312’nci maddesi temelindeki suçlamalardan beraat etmesini ve derhal serbest bırakılmasını kapsaması gerektiği" görüşünü de dile getirdi.

Osman Kavala ise avukatları aracılığıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nden, Büyük Daire kararını "Öncelikli ve en ivedi biçimde ele alarak, tam olarak uygulatılması için eldeki tüm olanakların kullanmasını" talep etti.

Kaynak:

Gündem