Kılıçdaroğlu'ndan 'beşli çete' açıklaması: O tweet'imden sonra aracı göndermeyi kestiler
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde gazetecilerlebir araya gelerek soruları yanıtladı, “Cumhurbaşkanlığını birinci turda alırız” dedi. Parlamento aritmetiğinin de lehlerine olacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, Altılı Masa’nın parlamenter sisteme dönüş için yaşanacak geçiş süreci konusunda da çalışma yapacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Sadece milletvekilleriyle değil, dışarıdan akademik çevrelerden de destek alıyoruz. Geçiş süreci nasıl olmalı? Bu süreç içinde neler yapmalıyız? Önceliklerimiz neler olmalı? İlk yayınlayacağımız kararnameler, diğerleri ne olmalı? Altı parti de tekrar bir arada çalışacağız. Çalışmaların olgunlaşmasını bekliyoruz. Olgunlaştıktan sonra bir araya geleceğiz ve bunu da yine kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.
T24'ten Asuman Araca'nın aktardığına göre Kılıçdaroğlu sorulara özetle şu yanıtları verdi:
“SURİYE KONUSUNDA HATANIN FARKINA GEÇ VARDILAR, MALİYETİ AĞIR OLDU”
Suriye ile iktidarın normalleşme çabası var. Siz bu adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
En başından beri Suriye politikasının yanlış olduğunu söyleyen benim. En başından beri yanlış yapıyorsunuz diyen benim. Komşularla ilişkilerin iyi tutulması gerektiğini söyleyen benim. Hatta bir Türkiye'de bir uluslararası Suriye konferansı düzenleyin diye hükümete çağrı yapıp bir mektup gönderen de benim.
2012’ydi, Erdoğan'a bir mektup gönderdim çünkü bana demişti ki nasıl yapacağız Suriye konferansını? Ben de onun üzerinden bir mektup yazmıştım ve gündemi de belirledim. Konferansın nasıl yapılacağı, hangi konuların konferansta görüşüleceği vesaire diye bir mektup gönderdim. Bu çerçevede yaparsanız uluslararası Suriye Konferansı'nı ilişkiler hem düzelir, hem de daha sağlıklı bir zemin yaratmış oluruz sorunun çözümünde. Olmadı. Arkasından biz bir uluslararası Suriye konferansı düzenledik. Pek çok ülke, Amerika ve Rusya da dahil olmak üzere geldiler. Onlar da konferansı izlediler.
Şimdi yaptıkları hatanın farkını biraz da geç olsa ve maliyeti ağır olsa gördüler. Şimdi bir ilişki zemini yaratmaya çalışıyorlar.
Önce bunu işte istihbarat görüşüyor. Ya biz bir istihbarat devleti değiliz ya. Biz demokratik bir devletiz. Bir ülkeyle görüşme yapıyorsan görüşürsün büyükelçileri. Büyükelçiliklerin karşılıklı açılmasına bakılır. İstihbarat örgütleri her zaman görüşür. Yani diplomatik ilişkiler olduğu zaman istihbarat örgütleri görüşmez mi? Hayır her zaman görüşür istihbarat örgütleri. Ama önemli olan sizin Suriye'yle ilişkileri daha sağlıklı bir zeminde yürütmenizdir.
Şimdi eğer bunu yaparlarsa memnun oluruz tabi. Sonuçta kavgayla bir yere varılamayacağına göre. En azından yapılan hataların tekrar edilmemesi açısından önemli bir adım olur. Bunun maliyeti nedir? 33 askerimiz, çok sayıda hayatını kaybeden siviller, üç milyon 600 bin Suriyelinin Türkiye'ye gelmesi ve Türkiye'nin çok ciddi bir travma yaşaması, sosyal olarak özellikle Suriyelilerin yerleşik olduğu alanlarla zaman zaman çıkan olaylar, bunların Türkiye'de giderek kalıcı hale gelmeleri gibi bir olgunluğun ortaya çıkması gibi pek çok sorunu beraberinde getirdi iktidar. Bunu tekrar Suriyelileri resmi yönetimle anlaşarak geri göndermek istiyor. Tabii şu çok önemli. Devleti yönetenlerin hani bizde çok güzel bir atasözü vardır. Büyük lokma ye ama büyük laflar etme öyle bir atasözümüz var bizim. Düne kadar önce kucakladığınız, arkasından her türlü hakareti yaptınız. İnsanla şimdi yüz yüze gelmeye mecbur oluyorsunuz. 33 askerimizin şehit edilmesi, orada yaşanan büyük dramların sorumlusu kim? E tarih bunu yazacaktır herhalde. Tarih yazacaktır yani. Bir barışma ikliminin yaratılması güzel.
“SURİYE İLE KAVGAYI YARATANLAR HESAP VERMELİ”
Ama kavgayı yaratanların topluma hesap vermesi lazım. Toplumdan çıkıp özür dilemesi lazım. Bir yanlışlık yaptık demesi lazım. Bir hata yaptık demesi lazım. Pek çok insanımızı perişan ettik demesi lazım. Sadece biz değil Suriyelileri de perişan ettik demesi lazım. IŞİD militanlarının oraya nasıl geldiği, nasıl IŞİD militanlarının finanse edildiği, Suriye'nin iç işlerine nasıl müdahale edildiğini hepimiz üç aşağı beş yukarı biliyoruz yani. O nedenle ilişkiler güzel, gelişsin, hiçbir itirazımız yok. Suriyeli kardeşlerimiz da kendi ülkelerine dönsünler. Belli bir güven içerisinde. Ama siyaset kurumunun oturup bir iç hesaplaşması yapması lazım ve toplumdan özellikle devleti yönetenlerin ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından özür dilemeleri gerekiyor. Şimdi gördüler bunu. Gördüler ama yine dışarının umarım dışarının telkinleriyle değildir. Eğer kendi iradeleriyle gördülerse en azından bunu tekrar etmezler bir daha. Ama dışarının telkiniyle ya gideceksin tokalaşacaksın diye telkinle yapılmışsa bu da farklı bir şey, farklı bir acı tablo yani.
“DEVLET NE KADAR PARA GİTTİĞİNİ BİLİYOR”
5’li çete yurt dışına para kaçırıyor dediniz. Bunu biraz daha açmanız mümkün mü?
5’li çete mensuplarının, Londra'da çok büyük malikaneleri var, imkanları var, iş yerleri var. Paraların büyük bir kısmını dışarıda tutuyorlar zaten. Bunu hepimiz biliyoruz yani. Bütün dünya biliyor aslında. Onlar da biz yurt dışına para götürmüyoruz demiyorlar zaten. Yani şuna dayanıyorlar onlar; Erdoğan ailesi götürüyorsa biz de götürürüz diyorlar... Erdoğan ailesi götürmüyor mu? Götürdü. Man Adası'nı söyledik. Belgelerini söyledik. Bankanın dekontlarını açıkladık. Banka "bu dekontlar bize ait değildir" hiç demedi. Ama işte hakime telefon edip özel hakimler tayin edip işte tazminata beni mahkum edip Yargıtay’dan karar tersine çıkıyor. Ama sonuçta ben bir dekont açıklıyorum. Dekontu açıkladığım banka ‘bu dekont bize ait bir dekont değildir’ demedi. Demiyor yani. Bu kadar basit bir şey. Şimdi onlar götürdüğüne göre diğerleri de götürüyor. Kendi geleceklerine güvencelerini yurt dışında arıyorlar. Paraları oraya götürüyorlar. Ne kadar götürdüler bilmiyorum ama bu devletin onu bildiğini biliyorum.
KAÇIŞ HAZIRLIĞI MI SİZCE BU?
Birden fazla neden olabilir? Yani tek başına bir kaçış hazırlığı dersek doğru olmamış olur. Dışarıda yatırım yapıyorlar. Yatırımlarını götürebilirler. Dışarıda yerleşmek isteyebilirler kendileri aileleri. Kendilerini orada daha güvenceli hissedebilirler. Paralarını, nakitlerini oraya götürebilirler. Yatırımlarını oraya kaydırabilirler. Bunlar olabilir. Normalde benim bildiğim bir insan kendi ülkesine yatırım yapar, kendi ülkesinin büyümesini, kalkınmasını sağlar. Dışarıdan yatırım yapacaksa, dışarıdaki yatırımlar içerideki yatırım arasında bir koordinasyon olması lazım. Elbette dışarıda da yatırım yapılmalı ama oradaki birikimlerin Türkiye'ye gelmesi lazım.
5’li çetenin size ulaşmaya çalıştığını duymuştuk. Aracılar gönderdiklerini, siz de Twitter hesabınızdan doğrulamıştınız. Bu durum hâlâ devam ediyor mu?
Yok hayır.
ARACILAR KİMLERDİ?
O şimdi açıklanmaz. Ama yok artık kesildi o. Yani tweet'ten sonra kesildi.
“ÜLKENİN YENİDEN İNŞASI GEREKİYOR”
İktidar kanalından veya size muhalif olan kesimlerden Altılı Masaya en çok yöneltilen eleştirilerden birisi, ekonomi gibi bazı konularda liderlerin farklı şeyler söylüyor olması. Bir dağınıklık mı var?
Bizim açıklamalarımızı okusunlar. Okumadan konuşuyorlar. Eski alışkanlıkları üzerine inşa etmişler, siyaset alışkanlıklarını. Yeni siyaset anlayışı önce karşıdaki rakibin ne dediğini oturup iyice okumaktan geçer. İyi okumadan oturup konuşursanız doğru değil. Burada da iyi okumadıkları anlaşılıyor. Keşke bizim güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş metnimizi okuyabilseler. Keşke ondan sonra genel başkan yardımcılarının seçim güvenliği konusunda yaptığımız çalışmaları dinleyebilseler, okuyabilseler. Hepsinde bir bütünlük var. Ve gerçekten de bütün vidaları gevşemiş bir devlet yapısını yeniden inşa etmek istiyoruz. bir kurumsal inşadan söz ediyoruz biz. Ve bu kurumsal yeni kurumlar mesela kurulmasını istiyor, oluşturulmasını istiyoruz. Sıradan bir birliktelik değil bizim birlikteliğimiz. Onlar hala bunun farkına varmış değiller. Bozdukları Türkiye'yi, çarklarını bozdukları Türkiye'yi ne hale getirdiklerinin farkında bile değiller. Çünkü onlar başka şey düşünüyorlar. Halkı düşünmüyorlar. İktidar sahiplerinin şu anda tek düşündükleri kendi gelecekleri ve paraları. Başka bir şey düşünmüyorlar. Biz ülkeyi düşünüyoruz. Ülkenin yeniden inşası gerekiyor. Üniversiteleriyle, bağımsız kurumlarıyla eğitim sistemiyle, dış politikasıyla bozulan ve bugüne kadar hep Türkiye aleyhine sonuç veren ve Türkiye'nin büyük zararlar gördüğü bir anlayışı tümüyle değiştirmek istiyoruz. Dolayısıyla onlar bizi anlayamazlar. Anlamaları için düşünme, düşünmeleri lazım. Onların düşünmeye ihtiyaçları yok. Çünkü bir kişi düşünüyor. Akıllarını kiraya verenler siyaset yapamazlar.
İlk turda mı biter seçim? Altılı masanın adayı kazanır mı ilk turda?
Parlamento aritmetiği lehimize olur. Lehimize sonuçlanır. Bu tablo giderek kendisini gösteriyor. Zaten Cumhuriyet Halk Partisi artık AK Parti'nin önünde gidiyor. Ve önümüzdeki süreç içinde bu biraz daha hızlanarak devam edecek. Parlamentoda da çoğunluğu alacağız. Millet İttifakı olarak çoğunu alacağız. Amacımız ki onu da gene altı lider bir arada belirleyeceğiz. Belli bir zaman dilimi içinde güçlendirilmiş parlamenter sistemi ayağa kaldırmak ve bozulan çarkları yeniden işler hale getirmek. Cumhurbaşkanlığını birinci turda alırız.
“CEMEVLERİNİ KEŞKE HEP ZİYARET ETSE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan cemevlerini ziyaret etti. Sonrasında Hacı Bektaş'a gitti. Daha önce cemevlerine yönelik saldırılar vardı. Seçim amaçlı bir ziyaret mi sizce yoksa Erdoğan bir alevi-sunni çatışması çıkmaması için müdahale mi ediyor?
Eskiden cumhurbaşkanları zaten giderlerdi yani ben Ahmet Necdet Sezer'i biliyorum, bürokratken. Süleyman Demirel, Allah rahmet eylesin, giderdi. Erdoğan gelmiyordu. Bu sefer geldi. Olabilir yani. Ben oraya gitmesi topluma sıcak ve güzel mesajlar vermesi o iklimin atmosferine olarak mesajlar vermesi güzel bir şey yani. Herhangi bir karşıtlığım bir şeyim yok. Keşke sürekli olabilse. Biz eskiden Mevlana'ya da giderdik. Ben de giderdim oraya. O da gelirdi. Konuşmalar yapardı o atmosfere uygun olarak. Fakat ben konuşma yapınca bir sefer Mevlana'yı bıraktılar. Kılıçdaroğlu gelmesin diye. E olur yani. Tören de yapmıyorlar. Şimdi böyle bir garabet de çıktı ortaya. Anadolu kültürünü tarihsel derinliği içinde bizim topluma anlatmamız lazım. Toplumu anlatacak olan siyasetçiler o gün sıcak siyaset değil bir gelecek ufku çizmeleri lazım. Mevlana da olabilir, Ahi Evran da olabilir Hacı Bektaş Veli de olabilir. Bütün bunlar aslında siyasetçi toplumu kaynaştırma fırsatı veriyorlar. O alanları veriyor. Bu alanların siyasetçi tarafından toplumun barışması, kucaklaşması için mesaj vermeleri gerekiyor bu mesajların verildiği alan olarak güzellik olarak görüyorum yani. Öyle değerlendiriyorum.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.