Küresel petrol piyasası İran petrolünü bekliyor
Jo Harper
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş sonrası dünyada başlayan enerji sıkıntısına çare aranırken İran ile başlayan müzakereler umut verdi. ABD ve Avrupa arasındaki, resmi adı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) olan 2015 tarihli İran nükleer anlaşmasını canlandırma girişimlerinin İran'ın petrol arzının artıracağı tahmin ediliyor.
Küresel petrol piyasası göstergesi Brent ham petrolü bu hafta yaklaşık yüzde 1,5 düşüşle 95 dolar seviyesine gerileyerek Rusya'nın Şubat ayı sonunda Ukrayna'ya saldırısından önceki seviyelere geri döndü. İşgal sonrası Brent petrol varil başına 139 dolara kadar yükselmişti.
İran'la Batılı ülkeler arasında anlaşmanın canlandırılmasına ilişkin müzakereler bir süredir devam ediyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Perşembe günü yaptığı açıklamada, İran ile varılan anlaşmanın önümüzdeki günlerde yeniden canlandırılmasını umduğunu söyledi. Paris'teki başkanlık sarayında büyükelçilere yaptığı yıllık konuşmasında Macron, "Önümüzdeki birkaç gün içinde JCPOA'nın sonuçlanacağını umuyorum" şeklinde sözlerini sürdürdü.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da Çarşamba günkü bir açıklamasında, metnin İran için daha güçlü korumalar içermesi halinde, dönüm noktası niteliğindeki anlaşmanın "ulaşılamaz" olmadığını ifade etti. Abdullahiyan ayrıca gelecekteki bir ABD yönetiminin tekrar çekilmesi durumunda daha güçlü garantilerin anlaşmaya eklenmesini de talep etti.
George Mason Üniversitesi profesörlerinden Mark Katz, görüşmelerle ilgili DW'ye yaptığı değerlendirmede "İran'a petrolünü satması için daha fazla fırsat tanıyan İran nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılması, daha fazla petrol arzı olacağı ve dolayısıyla fiyatların düşeceği anlamına geliyor" tahmininde bulundu.
Nükleer anlaşmadan 2018 yılında çekilen ABD eski Başkanı Donald Trump'ın Tahran'a yönelik yaptırımları yeniden başlatmasından önce İran, OPEC petrol kartelinde Suudi Arabistan ve Irak'ın ardından üçüncü en büyük üreticiydi. İran 2017 yılında ise ABD, Suudi Arabistan ve Rusya'nın ardından dünyanın en büyük dördüncü petrol üreticisi olmuştu. Söz konusu nükleer anlaşma, 17 İran bankası ve 150 ekonomik kurum üzerindeki yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu.
Kısa vadeli olumlu gelişmeler
İngiliz Financial Times gazetesinde geçen hafta yer alan habere göre anlaşmanın canlandırılması, İran ham petrolünün uluslararası piyasalara günlük 1,3 milyon varil (bpd) oranında geri dönmesi anlamına geliyor. Tahran'ın anlaşmayı imzaladıktan dört ay sonra günlük 50 milyon varil ihraç etmesine izin verilecek. İran'ın yüzen depolarında, anlaşmanın tamamlanması halinde hızla serbest bırakabileceği büyük miktarlarda petrol bulunuyor.
Bloomberg haber ajansına göre Brüksel merkezli veri ve analiz firması Kpler, İran'ın yüzer depodaki ham petrolünün 93 milyon varil olduğunu tahmin ediyor. Bunlar şu anda Basra Körfezi'nde, Singapur açıklarında ve Çin yakınlarında gemilerde depolanıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) tahminine göre bu yıl günlük ortalama küresel arz 100 milyon varil civarında, bu miktara İran petrolünün etkisinin önemli olacağı belirtiliyor. İran petrolünün AB'nin Rusya'ya uyguladığı ambargolar nedeniyle eksilen yaklaşık 2 milyon varillik Rus arzının yerini alacağı hesaplanıyor.
JTD Enerji Hizmetleri'nden John Driscoll de DW'ye yaptığı açıklamada "İran çok yakında piyasaya girebilecek oldukça büyük bir kargo filosu oluşturdu" dedi. Günde 1 milyon ila 2 milyon varil arasında petrolün kısa bir süre içinde piyasaya girebileceği ifade ediliyor.
Gecikmeler olabilir
Ancak İran petrolünün piyasaya sürülebilmesi için sigorta ve nakliye işlemlerinin de halledilmesi gerekiyor. ABD'li yatırım şirketi Goldman Sachs, kısa vadede bir ilerleme kaydedileceğine şüpheyle yaklaşıyor. Şirket, yatırımcılara gönderdiği bir notta bir anlaşmaya varılsa bile bunun 2023'e kadar başlamayacağına dikkat çekti.
John Driscoll da bu görüşe katılıyor ve yaptırımların ardından spot ve vadeli satışların çözümlenmesinin "biraz zaman" alabileceğini vurguluyor.
RBC Capital Markets Küresel Emtia Stratejisi ve MENA Araştırmaları Başkanı Helima Croft da DW'ye "İran'ın ihracatı arttırmak için gerekli altyapı ve lojistik ayarlamaları yaparken ilk olarak yüzer depolamayı azaltmasını bekliyoruz. Ocak ayındaki JCPOA uygulama gününden itibaren 2016 yılında İran'ın ihracatını bir milyon varil/gün arttırması üç ay sürmüştü" bilgisini verdi.
İran iç siyasetindeki tartışmalar
Küresel koronavirüs salgını sırasında, dünya genelinde ekonomik faaliyetlerin zayıflaması nedeniyle fosil yakıtlara olan talep azaldı. Şimdi ise talep yeniden yükselişe geçerek sınırlı arz nedeniyle petrol ve gaz fiyatlarını yukarı yönlü bir yörüngeye oturttu.
Yükselen enerji fiyatları dünyanın en büyük ekonomilerinin çoğunda yüksek enflasyona neden oldu ve ABD, Avrupa ve diğer ülkelerdeki merkez bankalarını faiz oranlarını artırmaya sevk etti. Ancak daha yüksek oranlar ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir ve yakıt talebini azaltabilir.
Helima Croft, petrol fiyatları 100 doların üzerindeyken İran nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılmasının "potansiyel olarak kazançlı orta vadeli bir seçenek" gibi göründüğünü, ancak "mevcut fiyat ve güvenlik bağlamında daha az zorlayıcı bir durum" gibi göründüğünü belirtti.
Şu anda yüksek olan petrol ve gaz fiyatlarının Rusya'nın Ukrayna savaşı nedeniyle uygulanan Batı yaptırımlarının etkisini hafifletmesine yardımcı olduğuna atıfta bulunan Croft, "Kasım ayında Brent fiyatlarının 100 dolar çizgisinin hangi tarafında yer alacağına bağlı olarak, yaklaşan (Rus) yaptırım önlemlerinin ciddiyetini belirleyebilir" tahmininde bulundu.
Croft ayrıca İran'da nükleer anlaşmaya siyasi muhalefet olabileceğine, hatta Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin bile buna karşı çıkabileceğine inanıyor. Croft sözlerini "Geçici bir rahatlama için yüzde 60 uranyum zenginleştirme de dahil olmak üzere İran'ın son nükleer ilerlemelerini geri alma konusunda suskun kalacağına inanıyoruz. Dahası, programını silah kapasitesinin eşiğine getirmeye devam ederse daha sonraki bir tarihte daha iyi bir anlaşma elde edebileceğine de karar verebilir" diye sürdürdü.
İran Devrim Muhafızları liderlerinin de İran'ın nükleer ilerlemelerini durduracak bir anlaşmaya karşı çıktıkları bildiriliyor. Dahası, Devrim Muhafızları'nın bazı üyeleri, kaçakçılık ağlarını yönetmedeki rolleri nedeniyle yaptırım rejiminden mali olarak da faydalanıyor.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.