Levent Gültekin'den yeni iddia: Ekmeleddin İhsanoğlu ismini Devlet Bahçeli'ye ilk söyleyen Ekrem Dumanlı

Levent Gültekin'den yeni iddia: Ekmeleddin İhsanoğlu ismini Devlet Bahçeli'ye ilk söyleyen Ekrem Dumanlı
Levent Gültekin, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için Devlet Bahçeli'ye ilk öneren kişinin Ekrem Dumanlı olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kaybedeceğini bilmesine rağmen cumhurbaşkanı adayı olduğunu savunan gazeteci Levent Gültekin, Kılıçdaroğlu'nun ''Ülke bitti, hiçbirimizin kurtarma şansı yok'' dediğini öne sürmüştü.

CHP, 'hayal ürünü' olarak nitelediği sözlerin doğru olmadığını açıklarken, Gültekin iddialarına bir yenisini ekledi.

T24'e konuşan Gültekin, Ekmeleddin İhsanoğlu ismini Devlet Bahçeli'ye ilk söyleyenin Ekrem Dumanlı olduğunu iddia etti.

Röportajın ilgili bölümleri şöyle:

Bunu da yine çok üst düzey bir isimden, Cemil Çiçek’ten dinledim. “Bize kapatma davası tehdidi geldiğinde Tayyip Bey Amerika’daydı. Kendisini aradım. Dedi ki, "Başörtüsü teklifini rafa kaldırın." Sonra bir gün Devlet Bahçeli durup dururken çıktı, “Getirin başörtüsü yasağını birlikte kaldıralım” dedi. Orada Bahçeli’nin hamlesi önemli. Ve ardından kapatma davası geldi.

Öte yandan yıl 2010 oluyor, CHP’de genel başkan değişiyor ve bir Alevi mezhebine mensup Kemal Bey genel başkan oluyor. Ortadoğulaşma dediğim şeyin üç ayağı var. Birincisi Aleviler kışkırtılacak ve siyasi bir yapıya dönüştürülecek, ikincisi Kürt hareketi ayrılıkçı bir çizgiye zorlanacak, üçüncüsü de İslamcı otoriter bir lider iktidarda olacak.

"Ekmeleddin İhsanoğlu ismini Devlet Bahçeli'ye ilk söyleyen Ekrem Dumanlı"

Peki zaten bütün bunlar olmuştu. 2023 seçimleri bu senaryonun neresinde?

Şöyle anlatayım daha önce dediğim gibi son 20 yılda olan bütün siyasi gelişmeler bir şekilde Erdoğan’ı iktidarda tutmaya yarayacak türden gelişmeler. Mesela 2014’de muhalefetin oyu toplamda yüzde 60 civarında; Erdoğan’ın iktidarının sürmesi gerekiyor. Bir bakıyoruz ki, Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı gidip Devlet Bahçeli’ye “2014 seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday olmasını istiyoruz” diyor.

Yani 2014 seçimleri için öneri Ekrem Dumanlı'dan mı geliyor?

Evet benim duyduğum böyle. Devlet Bey de bu görüşü Kemal Kılıçdaroğlu’na sunuyor, kabul ediliyor. Hatırlarsan o seçimde ne CHP ne MHP doğru düzgün bir kampanya yapmadı. Ekmeleddin Bey'in yanında basın işlerini organize eden Özlem Gürses vardı.

Yani seçimler altın tepside sunuldu Erdoğan’a. Muhalefet partileri kampanya yapmıyorlar ve normalde yüzde 40 civarında oyu olan Erdoğan, yüzde 52 oy alarak cumhurbaşkanı seçiliyor. Bu durumu neyle açıklayacağız? Geliyoruz 2015’e, adam seçimi kaybediyor. Ama bu senaryoya göre Erdoğan’ın devam etmesi gerekiyor. Peki nasıl olacak bu? Devlet Bahçeli bütün ısrarlara rağmen koalisyona girmiyor, Kemal Kılıçdaroğlu 35 gün boyunca Ahmet Davutoğlu ile görüşüyor ve sonunda çıkıp “bize koalisyon teklif edilmedi” diyor. Peki bir teklif yoksa 35 gün boyunca niçin görüştünüz?

Kaldı ki beni aramış ve “iktidar muhalefeti oyun bozan gösterecek algısı yaratacak” uyarısı yapmışım kendisine. Benim uyarıma da gerek yok. Siyasetten az biraz anlayan herkes iktidarın politikasının bu olduğunu görüyordu. Bütün bunların sonunda erken seçim oluyor ve Erdoğan yine kazanıyor. Tabii şimdi ben bunları film tadında anlatıyorum. Bu senaryonun akışına göre tek adam rejimine geçmemiz gerekiyor; tesadüfe bakın ki 15 Temmuz darbesi oluyor ve fiili tek adam rejimi dönemi başlıyor.

Senin senaryondaki bu derin yapı nasıl CHP’ye ve AKP’ye nüfuz edebiliyorsa Gülen Cemaati’ne de aynı şekilde nüfuz edebiliyor heralde.

Tabii öyle. Bence cemaat zaten oranın kontrolündeydi.

O zaman burada senaryoya bir es ver ve ben tekrar derin yapının kim olduğunu anlamak için bir soru sorayım. Fetullahçıların Amerika Birleşik Devletleri ve oradaki istihbarat yapıları tarafından kontrol edildiğine dair yaygın bir algı var Türkiye’de.

Var evet, bence algı değil gerçek.

Pekâlâ, senin bunu gerçek olarak kabul etmenden yola çıkarak devam ediyorum. Bu Türkiye’de siyasete yön veren derin yapı dış güçler tarafından mı yönetiliyor? Dış güçleri tırnak içinde söylüyorum. Zira bu daha ziyade AKP tarafından kullanılan bir jargon. Yani aslında herkesi dış güçlerin maşası olmakla itham eden AKP mi dış güçlerin maşası?

Bu bahsettiğim derin yapı dış güçlerle irtibatlı olabilir ama ispat edemediğim için adını koyamıyorum. O yüzden söylüyorum, ispat edebilir bir şey değil. Devam edelim. 15 Temmuz ile birlikte fiilen bir tek adam rejimi kuruluyor. Ama adamlar diyor ki, “Fiilen olması yetmez, buranın gerçek bir Ortadoğu ülkesi olabilmesi için kalıcı olarak rejimine geçilmesi gerekiyor.” Bir film diyaloğu gibi anlatmam gerekirse Tayyip Bey diyor ki, “Ben nasıl yapayım, benim mecliste çoğunluğum yok", “Biz hallederiz” diyorlar. Bir sabah kalkıyoruz, Devlet Bahçeli diyor ki, “Getirin kardeşim anayasayı değiştirelim.” E senin 100 tane konuşman var, “Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı yaptırmayacağız” diye. Olsun! Fikir değiştirmiş, pat anayasa değişmiş ve biz pat diye 2017 referandumuyla tek adam rejimine geçmişiz.

Bu derin yapı Devlet Bahçeli'yi de mi yönetiyor?

Cemaatle beraber bütün siyasi aktörleri yönetiyorlar. Bu arada Devlet Bahçeli’nin o kadar çok tavır değişikliği vardır ki böyle akıl almayan. Devam ediyoruz… 2017 referandumunda mühürsüz oylar çıkıyor. CHP sağlıklı itiraz etmiyor. Yola devam ediliyor. 2018 seçimine geliyoruz. Ortada yeni bir tablo var. Anket şirketleri araştırma yapıyor muhalefetin ortak bir aday olarak göstermesi durumunda Abdullah Gül’ün kazanma olasılığı olduğu ortaya çıkıyor. Bu araştırmaları yapan anket firmalarının isimlerini biliyorum. Abdullah Gül ile de bizzat konuştum bu konuyu. (Kısa Dalga)

Gündem