Merkez Bankası'ndan hükümete açık mektup: Enflasyon hedefinden uzağız

Merkez Bankası'ndan hükümete açık mektup: Enflasyon hedefinden uzağız
Merkez Bankası, hükümete gönderdiği açık mektupta, "Enflasyonun ana eğilimine ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, çekirdek enflasyonun halen yüksek seyrettiğine ve fiyat artışlarının genele yayıldığına işaret etmektedir" dedi.

Enflasyonun hedefin üzerinde olduğunu vurgulayan Merkez Bankası, hükümete gönderdiği açık mektupta, para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruşun, yüzde 5 enflasyon hedefine ulaşılması beklenen 2023 yılına kadar, uzun bir süre kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini bildirdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından hükümete açık mektup gönderildi. Mektupta enflasyon hedefinden belirgin olarak sapıldığında veya sapma olasılığı ortaya çıktığında TCMB Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca “hesap verme yükümlülüğü” mekanizması devreye girdiği bu kapsamda da Merkez Bankası'nın hedeften sapmanın nedenlerini ve alınması gereken önlemleri hükümete yazılı olarak bildirmesi ve kamuoyuna açıklaması gerektiği hatırlatıldı.

"ENFLASYON HEDEFİN ÜZERİNDE"

2020 yıl sonu enflasyonu hedef aralığının üzerinde olduğu belirtilen açık mektupta, "Bu metin, enflasyonun hedeften sapmasının nedenleri ile hedefe ulaşmak için alınan ve alınması gereken önlemleri açıklamaktadır" denİlerek, şunlar kaydedildi:

"2019 yılının temmuz ayında başlayan faiz indirimleri 2020 yılının ilk yarısında Covid-19 salgınının olumsuz etkilerini sınırlamaya yönelik olarak devam etmiş ve ilaveten kapsamlı genişleyici likidite adımları atılmıştır.

Para politikası faiz indirimleri ve bankacılık sektörüne sağlanan hedefli likidite imkânlarına ek olarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun mayıs ayı başından itibaren geçerli olmak üzere bankaları temel olarak kredi kullandırmaya ve menkul kıymet almaya yönlendiren Aktif Rasyosu düzenlemesi de genişletici makro politika duruşunu belirginleştirmiştir.

Yıllık kredi büyümesi ikinci çeyrekten itibaren ivmelenmiş ve 2017 yılındaki Kredi Garanti Fonu kaynaklı hızlı kredi genişlemesinin de ötesinde bir genişlemeye neden olmuştur. Bu güçlü kredi genişlemesi firma kredilerinde olduğu kadar konut ve ihtiyaç kredileri başta olmak üzere bireysel kredilerde belirgin gerçekleşmiştir.

Krediler ve parasal büyüklüklerde para politikası ve finansal politikalarla kısa sürede sağlanan hızlı genişleme, iktisadi faaliyetteki hızlı toparlanmayı desteklemekle birlikte cari işlemler dengesini, dış finansman imkânlarını ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemiştir. Mal ihracatındaki iyileşmeye karşın, başta turizm olmak üzere hizmet gelirlerindeki düşüş ve ithalattaki canlanmayla birlikte cari işlemler açığı hızla artmıştır.

Küresel belirsizliklere ek olarak yurt içinde enflasyon beklentilerinin bozulması dolarizasyon eğiliminin güç kazanmasına yol açmıştır. Bu dönemde yurt içi yerleşiklerin döviz ve altın talebi artmış; altın ithalatının tarihsel ortalamalarının oldukça üzerine çıkması dış dengeyi olumsuz etkilemiştir. Makrofinansal risklerin artması ve bekleyişlerin bozulmasıyla portföy ve swap piyasalarından yüksek hacimli yabancı sermaye çıkışları gözlenmiştir. Eş anlı olarak yurt içinde mevduat dolarizasyonunun kuvvetlenmesi ve reel kesimin yabancı para yükümlülüklerini azaltma eğiliminin hızlanması da dış finansman ihtiyacını önemli ölçüde artırmıştır. Böylelikle, yurt içi talep kaynaklı hızlı büyümenin yol açtığı dış dengesizlikler, ülke risk primlerini yükseltmiş, döviz kurları ve rezervler üzerinde baskı oluşturmuştur. 

2020 yılında güçlü kredi ivmesine bağlı talep yönlü etkiler doğrudan ve dolaylı kanallarla enflasyon üzerinde belirleyici olmuştur. Talep koşullarının güçlü seyrettiği gruplarda enflasyon baskıları artarken, kredi genişlemesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanmanın rezervler, risk primi, dolarizasyon ve enflasyon beklentileri arasında oluşturduğu olumsuz döngü döviz kuru kanalıyla da enflasyondaki yükselişte önemli rol oynamıştır. Yılın ikinci yarısında küresel ekonomideki toparlanmayla birlikte uluslararası petrol, endüstriyel metal ve tarımsal emtia fiyatlarındaki güçlü artış eğilimi de enerji, temel mal ve gıda grupları üzerinden enflasyon üzerinde etkili olmuştur.

Enflasyonun ana eğilimine ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, çekirdek enflasyonun halen yüksek seyrettiğine ve fiyat artışlarının genele yayıldığına işaret etmektedir.

"ENFLASYONDAKİ YÜKSELİŞTE HEM TALEP HEM MALİYET YÖNLÜ UNSURLAR ETKİLİ OLMUŞTUR"

Tüketici enflasyonu, 2020 yılı sonunda yüzde 14,6 olarak gerçekleşmiş ve yüzde 5 hedefi etrafında belirlenen belirsizlik aralığının dışında kalmıştır. Enflasyondaki yükselişte hem talep hem de maliyet yönlü unsurlar etkili olmuştur. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 12 civarında yatay bir seyir izleyen tüketici enflasyonu, salgına bağlı etkilerle Nisan ayında yüzde 10,94 ile yılın en düşük seviyesine gerilemiştir. Yılın ikinci yarısında ise güçlü kredi ivmesine bağlı etkiler doğrudan ve dolaylı kanallarla enflasyon üzerinde belirleyici olmuştur.

Parasal büyüklükler ve kredilerdeki yüksek hacimli genişlemeyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma bir yandan talep yönlü enflasyon baskılarını artırırken, diğer yandan cari işlemler dengesinde belirgin bir bozulmaya yol açmıştır. Sermaye çıkışları ve dış finansman ihtiyacındaki artışla birlikte rezervler gerilemiştir. Bu görünümün ülke risk primi, dolarizasyon ve enflasyon beklentilerine olumsuz yansımalarıyla Türk lirasında gözlenen değer kaybı, tüketici enflasyonundaki yükselişte önemli rol oynamıştır. Döviz kuru gelişmeleri ve emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü seyrin yanı sıra güçlü talep koşulları ve bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları neticesinde üretici enflasyonu da yılın ikinci yarısında hızlı bir şekilde yükselmiş ve yıl sonunda yüzde 25,15 olarak gerçekleşmiştir.

2020 yılında salgın dinamikleri ve makro politika bileşimi çerçevesinde ortaya çıkan sektörel ayrışmaların enflasyon üzerinde belirgin etkileri olmuştur. Salgına bağlı olarak talep koşullarının zayıf olduğu mal ve hizmet kalemleri tüketici enflasyonunu sınırlarken, kredi ve döviz kuru gelişmelerine görece daha duyarlı gruplarda enflasyon yüksek seyretmiştir. Böylece, mal grubunda enflasyon yüzde 15,87 olurken, hizmetler grubu enflasyonu yüzde 11,66 olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı genelinde Türk lirası döviz kuru sepeti karşısında yüzde 25 değer kaybetmiştir. Bu değer kaybı, döviz kuru geçişkenliğinin yüksek olduğu temel mallar başta olmak üzere alt gruplar geneline yayılmıştır. Temel mallarda enflasyon yılın ilk çeyreğinde yüzde 8,18 olarak gerçekleştikten sonra yıl sonunda yüzde 17,24’e yükselmiştir. Temel mal enflasyonundaki artışın ana sürükleyicisi dayanıklı mallar olmuştur. Dayanıklı mallarda (altın hariç) enflasyon ilk çeyrekteki yüzde 11,39 seviyesinden yıl sonunda yüzde 30,4’e yükselmiştir.

GIDA FİYATLYARININ ENFLASYONDAKİ ETKİSİNE VURGU

Enflasyondaki yükselişte gıda fiyatları da önemli bir rol oynamıştır. 2020 yılı başında yüzde 16,08 olan işlenmiş gıda enflasyonu yıl içinde dalgalı bir seyir izleyerek yılı yüzde 15,52 ile bitirmiştir. İşlenmemiş gıda enflasyonu ise daha olumsuz bir görünüm sergilemiştir.

Ocak ayında yüzde 2,22 olan işlenmemiş gıda enflasyonu yılı yüzde 26,34 gibi yüksek bir oranda tamamlamıştır. Turizmdeki zayıf seyre karşın birikimli döviz kuru etkileri ve uluslararası tarımsal emtia fiyatlarındaki yükseliş gıda fiyatlarındaki artışta etkili olmuştur. Hizmet enflasyonu yıl içinde yüzde 11-12 civarında katılık sergilemiştir. Salgına bağlı olarak getirilen hareket kısıtlamaları konaklama ve yiyecek hizmetleri, eğlence ve kültür, ulaştırma ve eğitim hizmetleri başta olmak üzere birçok sektörde faaliyeti zayıflatmıştır.

Talep koşulları bazı hizmet gruplarında enflasyonu aşağı yönlü etkilese de, kısıtlamalara bağlı olarak birim maliyetlerdeki artış enflasyondaki düşüşü sınırlamıştır. Yıl içinde bazı sektörlere yönelik vergi indirimleri de enflasyon baskılarını kısmen hafifletmiştir. Bu dönemde bakım ve onarım ile sağlık hizmetleri gibi döviz kuruna duyarlı kalemlerde belirgin fiyat artışları gözlenmiştir. Yılın son iki ayında hizmet enflasyonundaki artışta gıda fiyatlarındaki görünüm ve birikimli döviz kuru etkileri öne çıkmıştır.

Öte yandan, sektörel ayrışmaların belirginleştiği 2020 yılında enflasyonu sınırlayan gelişmeler de yaşanmıştır. Enerji ile alkollü içecek ve tütün grupları tüketici enflasyonunu önemli ölçüde aşağı çekmiştir. Alkollü içecek ve tütün grubundaki olumlu seyirde baz etkileri rol oynamıştı."
(ANKA)

 

Ekonomi