Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu: "Dolarda hızlı bir yükseliş için zemin yok"

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu: "Dolarda hızlı bir yükseliş için zemin yok"
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, eylül ayında dolarda yaşanan yükselişin yarısından fazlasının Amerikan Merkez Bankası kararları ve Amerikan Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell'ın açıklamalarıyla ilişkili olduğunu düşünüyor. Karar sonrasında Türkiye'den bir miktar yabancı sermaye çıkışı yaşandığını, bu tutarın 2 milyar dolar civarında olabileceğini kaydediyor.

Merkez Bankası'nın faizi düşürmesiye dolar tarihin en yüksek seviyelerine çıkarken, Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, dolarda yaşanan yükselişi Amerikan Merkez Bankası'na bağladı ve "Yükselişin sürmesi için neden yok" dedi. 

T24 yazarı Barış Soydan, Kavcıoğlu ile yaptığı görüşmeyi yazısında aktardı. Soydan'ın yazısı özetle şöyle:

"Merkez Bankası politika faizini geçtiğimiz hafta 100 baz puan indirerek yüzde 19'dan 18'e çekmişti. Bu indirimin ardından dövizde sert bir yükseliş gerçekleşti, dolar 8.89 TL'ye kadar çıktı. Kavcıoğlu, eylül ayında dolarda yaşanan yükselişin yarısından fazlasının Amerikan Merkez Bankası kararları ve Amerikan Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell'ın açıklamalarıyla ilişkili olduğunu düşünüyor.

Karar sonrasında Türkiye'den bir miktar yabancı sermaye çıkışı yaşandığını, bu tutarın 2 milyar dolar civarında olabileceğini kaydediyor.

Bununla birlikte dolarda hızlı bir yükseliş için zemin olmadığı düşüncesinde. Buna iki gerekçe gösteriyor: Cari açıktaki azalma ve TL mevduatlardaki artış.

Kavcıoğlu, göreve geldiği mart ayından bu yana Türk Lirası mevduatların yaklaşık 225 milyar TL arttığını belirtiyor. Bunun uygulanan para politikasına duyulan güvenin sonuçlarından biri olduğu düşüncesinde.

Cari açığı ise bu yıl 15 ila 20 milyar dolar civarında tuttuklarını belirterek geçmişte Türkiye'nin 70 milyar dolara ulaşan cari açık rakamları gördüğünü hatırlatıyor.

Türk Lirası'nın yaz aylarında dolar karşısında değer kazanmasında bu iki gelişmenin önemli etkisinin olduğunu vurguluyor.

Özetle Kavcıoğlu, eleştirilere rağmen para politikasında işlerin rayında gittiğini savunuyor.

GIDA ENFLASYONU

Enflasyon yüksek kalırken faizlerin indirilmesinin fiyat istikrarını daha da bozacağı eleştirilerini hatırlatıyorum.

Kavcıoğlu, Merkez Bankası'nın para politikasının enflasyonu tek başına indirmeye yeterli olmadığını, özellikle gıda fiyatlarına para politikasının etki etmesinin çok zor olduğunu belirtiyor. Enflasyonla mücadeleyi sürdüreceklerini ama özellikle gıda fiyatları için sadece Merkez Bankası'nın değil tüm kesimlerin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini söylüyor.

KARAR ERDOĞAN'IN MI?

Faiz indiriminin, bu konudaki görüşünü daha önce defalarca açıklayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından alınan bir karar olduğu yönünde ki (Benim de dile getirdiğim) eleştirilere gelince…

Kavcıoğlu faiz konusunda görüşlerinin belli olduğunu söylüyor. Faizin önemli olduğunu ama reel sektörün sorunlarını da anlamak gerektiğini kaydediyor. Ekonominin bir bütün olduğunu, reel sektörün yüksek faizden çok dertli olduğunu ekliyor. Müteahhitlerin yüksek faize yönelik tepkisini hatırlatıyor ve pek çok sektörün aynı rahatsızlığı yaşadığını aktarıyor.

"Risk primi haksız"

Para politikasında sorun yoksa Türkiye'nin risk priminin (CDS) yükselerek yeniden 400'ü geçmesinin sebebi ne peki?

Kavcıoğlu, Türkiye'nin risk priminin bu kadar yüksek olmasına çok anlam veremediğini ifade ediyor. Bazı gelişmekte olan ülkelerde gündelik hayattaki riskin Türkiye'den çok daha fazla olduğunu, zenginlerin saldırılardan korunmak için çok yüksek duvarlar arkasındaki evlerde yaşamak zorunda kaldığını anlatıyor. Buna karşılık bu ülkelerde risk primi 170 iken Türkiye'nin 400'ün üzerinde olmasının mantıklı / haklı olmadığını savunuyor.

YAZININ TAMAMI

Ekonomi