Merkez Bankası doların artışını neden izliyor?

Merkez Bankası doların artışını neden izliyor?
Para politikası ve fiyat istikrarından sorumlu olan MB’nin kurdaki tırmanışı neden izlediği akılları kurcalıyor. Bu sorunun yanıtı MB’nin rezerv bilgilerinde gizli. MB rezervlerindeki gerileme ve negatiften kurtulamıyor olması, dolar kurunun yeniden tırmanışa geçmesi karşında sessizliğinin sebeplerinden biri.

Dolar kuru 16 liraya doğru yaklaşıyor. Kurun yeniden yönünü yukarıya çevirmesi Aralık 2021 yaşanan kur şokunun benzerinin olma ihtimalini güçlendiriyor. 21 Aralık’ta dolar kuru 18.33’e kadar çıkmış, hükümetten gelen Kur Korumalı Mevduat (KKM) stratejisi ve arka kapıdan müdahalelerle (kamu kurumları ve kamu bankaları aracılığıyla piyasaya dolar enjekte edilmesi) kur kontrol altına alınmıştı.

Nitekim kur artışını sürdürse de Mayıs ayı başına kadar da 14.70’ler seviyesinde seyretmişti. Ancak kurun 16 sırına yaklaşması (bankalarda döviz satışı 16 liradan yapılıyor) gözlerine hükümete ve Merkez Bankası’na dönmesine neden oluyor.

MERKEZ BANKASI REZERVLERİ DİPTE

Dolar kurunda rallinin yeniden başlamasıyla 26 Mayıs’ta toplanacak olan Merkez Bankası’na gözler yeniden çevrildi. Para politikası ve fiyat istikrarından sorumlu olan MB’nin kurdaki tırmanışı neden izlediği akılları kurcalıyor. Bu sorunu yanıtı MB’nin rezerv bilgilerinde gizli.

MB’nin rezervleri geçtiğimiz hafta açıklanan veriler uyarınca 2 milyar 51 milyon düzeyinde gerilemişti. Hali hazırda bankanın net rezervleri SWAP dışarıda tutulduğunda -61.7 milyar dolar düzeyinde. MB rezervlerindeki bu gerileme ve negatiften kurtulamıyor olması, dolar kurunun yeniden tırmanışa geçmesi karşında sessizliğinin sebeplerinden biri. Bir diğer sebepse, faiz sebep enflasyon sonuç politikası ve Çin modeline benzeyen politika yani liranın değerini düşürerek cari fazla elde etme politikasından kaynaklanıyor.

Merkez Bankası’nın özellikle liranın değerinin geriletilerek cari fazla verilmesi politikasına en büyük katkısı 23 Eylül’den itibaren aşamalı olarak faiz indirimine gitmesiyle görüldü. Eylül 2021’de yüzde 19 olan haftalık politika faizi aşamalı olarak yüzde 14’e indirildi. Öte yandan faiz indirimine karşı resmi enflasyon Eylül 2021’de yüzde 19 düzeyindeyken Nisan 2022’de yüzde 70’e çıktı. Cari açıksa azaltmak bir yana rekor düzeyde artmayı sürdürüyor. Cari açık turizmden ilk çeyrekte gelen 4,5 milyar dolara rağmen geçen yıla göre yüzde 140 arttı ve 18,1 milyar dolara çıktı.

KUR KORUMALI MEVDUAT YÜKÜ ARTIYOR

Aralık ayından başlayan KKM uygulaması, döviz özellikle dolar ve euro birikimlerinin bankalara lira olarak yatırılması ve kur farkının ve faizin mudilere 3 ay, 6 ay, 12 ay gibi vadelerde ödenmesine dayanıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığının 22 Mart’ta yaptığı açıklamaya göre KKM’de 591 milyar lira birikti. KKM’ye dövizlerini yatıranların ilk ödemeleri 23 Mart’ta başlamıştı. Yalnızca nisan ayında KKM için 4.5 milyar dolar ödeme yapıldı. Halihazırda KKM’ye yapılan toplam ödemeyse 16.2 milyar lira. Ekonomist İris Cibre Cumhuriyet gazetesine verdiği mülakatında KKM ödemelerinin yüküne dikkat çekti ve 2022 yılında hükümetin tarım için ayırdığı toplam desteğin 22 milyar lira olduğunu bunun sütümüzden ekmeğimizden kesilerek KKM’ye aktarıldığını söyledi.

İris Cibre’nin uyarısı da dikkate alındığında şunu söylemek mümkün Bakanlığa göre KKM hesaplarına katılan mudi sayısı 1 milyon, bunun yüzde 97’si gerçek kişiler, yüzde 3’ü şirketler. Bu durumda KKM ödemelerinde toplumun genelinden toplanan vergilerin önemli bir kısmının Türkiye’de 970 bin kişi ve bazı şirketlere aktığı görülüyor. Bir başka anlatımla aslında 84 milyonluk ülkenin vergileri 1 milyon kişiye aktarılarak servet transferi yapılıyor. Üstelik kurda yaşanan her küçük artış KKM ödemelerinin de artması anlamına geliyor. Örneğin KKM’ye kurun 12 liraya kadar gerilediği aralık 2021’de giren bir kişinin kur 16 liraya çıktığına oluşan zararını Hazine ödüyor. Başka bir anlatımla kamu kaynakları kur artışının zararının finansmanında kullanılıyor. KKM’ye rağmen kur artışının sürüyor olması da “bu hesap niye açıldı?” sorusunu akla getiriyor.

MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ’NDE DEV AÇIK

Ekonomide üstünde durulması gereken bir diğer konu bütçe açığı. Hazine ve Maliye Bakanlığı 16 Mayıs’ta Merkezi Yönetim Bütçesi rakamlarını duyurdu. Bakanlığın verilerine göre merkezi yönetim bütçesi 50 milyar 167 milyon lira açık verdi. Bütçe bir önceki ay 68 milyar 972 milyon TL açık vermişti. Nisan ayında bütçe gelirleri 164 milyar 114 milyon lira, giderler ise 214 milyar 281 milyon lira olarak kaydedildi. Ocak-nisan döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 81,9 oranında artarak 785 milyar 996 milyon lira oldu.

Bütçe açığının yanında hazinenin borçlanması uyarınca üstündeki faiz yükü de artıyor. Nisan ayında hazinenin üzerindeki faiz yükü 1 trilyon 743 milyar lira olurken 2022 merkezi yönetim bütçesi 1 trilyon 750 milyar lira. Bir başka anlatımla hazinenin faiz yükü 2022 Merkezi Yönetim Bütçesi’yle aynı miktara ulaştı.

Özetlemek gerekirse 23 Eylül 2021’den bu yana faiz sebep enflasyon sonuç politikasına yaslanan hükümet ve MB, faizi geriletti, ancak enflasyon yüzde 70’e çıktı. Rekabetçi kur uygulamasındaki inatla cari fazla verileceği inancı, gelen cari açık verileriyle yerle yeksan oldu. Kontrolden çıkan dolar kuru KKM ile kontrol altına alınmaya çalışılacak iddiasıyla yola çıkıldı, ancak bugün KKM ödemelerinin periyodik ödemeleri yıllık tarımsal destekle yarışır noktada. Üstelik kurdaki artış devam ederse KKM ödemeleri de artacak. Sonuç olarak zor günler geçiren Türkiye ekonomisi ve toplumu bu yaz eğer önlem alınmazsa yıkıma uğrayacak…

Özel Haber