Mıhçı: Kiliseye saygısızlığın alkole bağlanması çok kaygı verici

Mıhçı: Kiliseye saygısızlığın alkole bağlanması çok kaygı verici
Konunun “boyalı basın” tarafından içkiye bağlandığına dikkat çeken Mıhçı, “Meselenin alkolle bağlı bir durum olmadığını, bunun zihniyete bağlı olduğunu, içki içmenin çok radikalmiş gibi gösterildiğini ve Kadıköy'de böyle insanlar yaşıyor imajının çok doğru olmadığını düşünüyorum” dedi.

Kadıköy’de Surp Takavor Ermeni Kilisesi'nin üzerine çıkılarak dans edilmesi, bölgede yapılacak olası basın açıklamalarını engellemek için bulunan polislerin herhangi bir müdahalede bulunmamasıyla ilgili tartışmalar sürüyor.

Konuyla ilgili ARTI TV'ye konuk olan HDP eski MYK Üyesi Murad Mıhçı, "Medya Kritik" programında Kemal Göktaş'ın sorularını yanıtladı.

Bu coğrafyanın en kadim halklarından Ermenilerin, Keldanilerin, Asurluların, Süryanilerin sonradan buraya geldiğinin sanıldığını, “Bu kadar çok kilise neden var” diye sorulduğunu ifade eden Mıhçı, esas sorunun bu coğrafyanın kültürünün tekçi anlayışa dönüştürülmesi olduğunu belirtiyor.

Konunun “boyalı basın” tarafından içkiye bağlandığına dikkat çeken Mıhçı, “Meselenin alkolle bağlı bir durum olmadığını, bunun zihniyete bağlı olduğunu, içki içmenin çok radikalmiş gibi gösterildiğini ve Kadıköy'de böyle insanlar yaşıyor imajının çok doğru olmadığını düşünüyorum” dedi.

“Pandemiden sonra Kadıköy’e başka bir kitle geliyor”

"Ben doğma- büyüme Kadıköylüyüm, hatta o kilisenin üyesiyim ve bir dönem orada gönüllü olarak görev yaptım" diyen Mıhçı, "Bunu sadece Surp Takavor Kilisesi üzerinden değerlendirmeyi yanlış buluyorum. Esas olarak pandemiden sonra Kadıköy'e başka bir kitlenin geldiğini gözlemliyorum. Kadıköy'e yakın ilçelerin dışında, değişik plakalı araçlarla birileri buraya geliyor. Bunun bir yanıyla Türkiye'deki siyasi konjonktürün getirdiği bir sorun olduğunu düşünüyorum. Bu yasakçı zihniyet, kendilerini ifade edecek alan bulamıyor, bu yasakçılıktan ve belli bir kültürün kaybedilmesinden dolayı Kadıköy'e gelen belli bir kitle var. Örneğin, bir tweet'te, 'Biz Samsun'dan buralara geldik, yorucu oldu ama çok eğlendik. Başkan sağ olsun' gibi şeyler yazıyordu. Bu başkan kimdir, bu tweet ne kadar doğrudur bilemiyorum ama keşke araştırılsa. Ne yazık ki 'münferit olay' dili bu konuların araştırılmasını da engelliyor" diye konuştu. 

“Kimse ne yapıyorsunuz” demiyor

"Bu kilisede iki ayrı olay daha yaşadı. Bu kadar duyulmasa da kilisenin duvarlarına nefret söylemleri yazıldı, kapısına çöpler döküldü. Faillerden birinin akli dengesinin yerinde olmadığı öne sürüldü, diğerinin akıbetini bilmiyoruz" diyen Mıhçı, esas sorunun "O kişiler orada dans ederken o kitlenin onlara müdahale etmeyişi, 'ne yapıyorsunuz' diye sormayışı veya daha geçen hafta Bakırköy'ün merkezinde kilisenin önüne molozlar yığılırken oradaki esnafın 'ne oluyor' diye sormaması" olduğunu söyledi.

“Gayrimüslimleri toplasanız Fenerbahçe Stadı’nı doldurmaz”

Mıhçı, "Yani az olanı görmeme hali. Nefret söylemlerinde Hristiyan ve Ermeni olma hali, ilk sıralarda. Paylaşımımın altında 'Bu kadar kilise niye var?' diye sormuşlar. Düşünebiliyor musunuz, bu coğrafyanın en kadim halklarından Ermenilerin, Keldanilerin, Asurluların, Süryanilerin sonradan buraya geldiği sanılıyor. Dünyada, Müslüman toplumlar içerisinde az Hristiyan'ın kaldığı bir ülkeyiz. Bugün Ermenileri, Süryanileri, Yahudileri toplasanız Fenerbahçe Stadı'nı dolduramayacak sayıya düştük" diye konuştu. 

“Esas sorun kültürün tekçi anlayışa dönüşmesi”

Mıhçı, Anadolu'daki kiliselerin samanlık yapıldığını veya yıkılarak taşlarının başka inşaatlarda kullanıldığını söyledi.

"Diğer kiliseler müze haline dönüştürülmüş, biz bile parayla girmek zorundayız" diyen Mıhçı, "Ama esas sorun, bu coğrafyadaki o kültürün, birlikte yaşama anlayışının sadece tekçi bir anlayışa dönüşmesi olduğunu" söyledi.

“Alkole bağlanması kaygı verici”

"Boyalı basında meselenin alkolle bağlı olduğu gibi bir durum çiziliyor. Bunun çok kaygı verici olduğunu düşünüyorum” diyen Mıhçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Meselenin alkolle bağlı bir durum olmadığını, bunun zihniyete bağlı olduğunu, içki içmenin çok radikalmiş gibi gösterildiğini ve Kadıköy'de böyle insanlar yaşıyor imajının çok doğru olmadığını düşünüyorum.

Ne yazık ki bu coğrafyanın kendi dokularında olan içki içme kültürünün, yemek yeme kültürünün de erozyona uğradığını düşünüyorum. Bunu Kadıköy Çarşı'da görebilirsiniz.

Orada, eskiden beri bu coğrafyaya ait olan yemeklerin artık başka şeylere evrildiğini görüyoruz. Ben oraya çıkanların alkol aldığını bile düşünmüyorum. Mesele alkol meselesi değil. Kadıköy'de içki içilip ortalığı dağıtma meselesi değil. Mühim olan, tekçi zihniyetten uzaklaşmak."

Gündem