Mimarların açtığı davada yargı TRT’nin önüne cami yapılmasının yürütmesini durdurdu

Mimarların açtığı davada yargı TRT’nin önüne cami yapılmasının yürütmesini durdurdu
Ankara'da Oran’da bulunan TRT binasının bahçesine cami yapılması için yapılan plan değişikliğinde yürütmeyi durdurma kararı verildi.

Ankara'da Oran’da bulunan TRT binasının bahçesine cami yapılması için yapılan plan değişikliğini yargıya taşıyan Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin davası sonuçlandı.

'Telafisi imkansız zararlara yol açacak'

TRT Genel Müdürlüğü yerleşkesine cami yapılması planlanmış, cami ile ilgili detaylar açıklanmazken, inşaatının Kalyon tarafından yapılacağı ileri sürülmüştü. Ankara 15. İdare Mahkemesi, söz konusu Ankara ili, Çankaya İlçesi, Dikmen Mahallesinde yer alan 16128 ada 18,19,20 ve 21 parsellere yönelik 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin telafisi imkansız zararlara yol açacağını belirterek yürütmesini durdurdu.

'Karar sağlıklı kentleşme politikaları açısından bizim ne kadar haklı olduğumuzun göstergesidir'

Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Karar sağlıklı kentleşme politikaları açısından bizim ne kadar haklı olduğumuzun göstergesidir. Hiç ihtiyaç olmadığı halde simgesel olarak yapılan camii inşasına mahkemede, ihtiyaç yok, araştırma yok , çalıştay yok, halktan istek yok, yürüme mesafesinde cami var dedi ve yürütmeyi durdurdu. ” diye konuştu.

'Önerilen plan kararı ihtiyaçtan doğmadı'

Candan, şu ifadeleri kullandı:

“Mahkeme gerekçesinde bölgede toprak kayması riskine dikkat çekilerek, ‘Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile anılan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu plan değişikliklerinin planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu, plan değişikliğinin zorunluluk arz ettiği ve bir gerekçeye dayandığı; ancak plan kararlarının noktasal ölçekte, parçacıl bir yaklaşımla yapıldığı; noktasal plan değişikliklerinin öncelikle yakın çevresine ve kent ölçeğinde parça-bütün ilişkisine, ulaşım, teknik altyapı ve sosyal donatıya etkileri yapılan bilimsel tespit ve değerlendirmelerle ortaya konulması ve plan değişikliğinin bu doğrultuda ele alınması, yapılan analizler neticesinde planlama alanında güçlü ve zayıf yön, fırsat ve tehditler doğrultusunda ihtiyaç ve öncelik ne ise o yönde plan kararı üretilmesi gerektiği; dava konusu plan değişikliğinde ise yalnızca planda ayrılan dini tesis alanına ilişkin tespit ve analizlerin yapıldığı; park, spor, sosyo kültürel tesis, eğitim (özellikle kurum çalışanları dikkate alındığında kreş ve anaokulu) gibi donatı ihtiyacına ilişkin herhangi bir analiz ve tespite yer verilmediği, 2 nolu plan notu ile emsal harici alanların mevzuata aykırı olarak sınırsız bırakıldığı, alanda yapılaşma baskısının artırıldığı, alanın hemen güneyinin vadi tabanı olması ve alüvyon topraklı bir yapıya sahip olmasından kaynaklı toprak kayması riski taşıyan bir bölgede yer almasından kaynaklı yapılaşmanın sınırlı tutulması gerektiği; 5 nolu plan notu ile cami alanı içerisinde Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde bulunmayan ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nde ayrıştırılmış ticari bir fonksiyona izin verildiği, söz konusu plan notunun imar mevzuatına ve şehircilik ilkelerine aykırılık oluşturduğu; dava konusu plan çalışmasında bölgede dini tesis alanı talebine ilişkin herhangi bir anket çalışması, toplantı ve çalıştaya yer verilmediği, bu dava konusu plan kararı Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne aykırılık oluşturduğu; gerek alana yürüme mesafesinde ve alanın yakın çevresinde dini tesis alanlarının bulunması gerekse ihtiyaca ilişkin herhangi bir sayısal veriye yer verilmemesinden kaynaklı dava konusu plan kararının (öneri cami alanı) ihtiyaçtan doğmadığı; yukarıda açıklamalar ışığında dava konusu imar planı değişikliklerinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varılmıştır’ ifadelerine yer verilmiştir.

'Hukuka aykırılığı açık'

Candan, mahkeme gerekçesinde yer alan şu ifadelere de dikkat çekti:

“Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin uygulanması halinde, dava konusu plana bağlı olarak bir takım işlemlerin/inşaat ruhsatların vb. tesis edileceği, planlama alanında yapılaşmaya gidilebileceği, bu durumun da ileride telafisi güç veya imkansız zararlara sebebiyet verebileceği açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına karar verildi." (Kısa Dalga)

Gündem