New York Times: Reisi'nin ölümü ABD-İran krizine yön verecek

New York Times: Reisi'nin ölümü ABD-İran krizine yön verecek
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The New York Times İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından 'Reisi'nin ölümünün ABD-İran krizine yön vereceğini' yazdı.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi taşıyan helikopter, dün geçirdiği kazayla düştü. Saatler süren arama çalışmaları sonucunda Reisi’nin hayatını kaybettiği açıklandı.

Reisi, Ortadoğu’da kritik bir isimdi. İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin ölümünün ardından İran’ın kriz yaşadığı ülkelerle ilişkisinin nasıl olacağı tartışılıyor.

‘Önümüzdeki günler iki ülkenin krizden çıkıp çıkamayacağını belirler’

ABD’nin saygın gazetelerinden The New York Times'tan David E. Sanger yazısında 'İran Cumhurbaşkanının helikopterinin düştüğünün açıklanmasından önce Tahran ile ABD arasındaki ilişkiler oldukça gerilmişti. Önümüzdeki birkaç gün içinde yaşanacaklar iki ülkenin bu krizden çıkıp çıkamayacağını belirleyebilir ' ifadelerine yer verdi.

Yaklaşık 30 yıldır İran'ın nükleer programını ve onun Batı'ya yönelik meydan okumasını ele alan David E. Sanger'in The New York Times'ta yer alan analizinin bir kısmı şöyle:

“Uzun vadede en önemli mücadele İran'ın nükleer programına odaklanan mücadele. Obama yönetiminin 2015 yılında İran'la nükleer bir anlaşma müzakere etmesinin ardından program büyük ölçüde kontrol altına alınmıştı. Ancak Donald Trump altı yıl önce anlaşmayı kınadı ve terk etti. Nihayetinde İran nükleer yakıt üretimine yeniden başladı, bomba üretmek için gerekli olan düzeye yaklaştırıldı.

‘İran'la müzakere çabaları tamamen çöktü'

Reisi'nin Tahran'da İran'ın nükleer stratejisine ilişkin kritik kararların alınmasında tam olarak nasıl bir rol oynadığı her zaman tartışma konusu oldu; program başlı başına bir güç merkezi olan İran Devrim Muhafızları'nın kontrolü altında. Ancak Amerikalı yetkililer, iki yıl önce Avrupalı aracılar vasıtasıyla İran'la neredeyse bir anlaşmaya varıldıktan sonra, müzakere çabalarının tamamen çöktüğünü söylüyor.

Nükleer silahlar bölgesel çatışmalarda belirleyici

Daha geçen hafta, helikopterde bulunduğuna inanılan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran'ın nükleer tesislerine daha iyi erişim talep eden Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Rafael Grossi ile bir araya geldi.

Nükleer program ve İran'ın bir silah arayışında olup olmayacağı ya da hızlı bir şekilde bir silah üretebilecek bir eşik güç olarak statüsünü kullanıp kullanmayacağı sorusu bölgesel çatışmalar üzerinde belirleyici oluyor.

İran geçen ay İsrail'e 300 füze ve insansız hava aracı fırlattığında, ABD bunları düşürmek için İsrail ve diğer bölgesel güçlerle koordinasyon kurdu. Ancak İsrail'in nispeten 'sınırlı' kalan tepkisinin ardından sakinleşen tüm bu gerilim, ülkenin Reisi yönetiminde füze programını ve erişimini keskin bir şekilde genişlettiğini ve muhtemelen Ukrayna'daki savaştan aldığı bir dersle İsrail savunmasını alt etmeye yönelik tekniklere yöneldiğini hatırlattı.

'Hamas ve Hizbullah'a silah ve teknoloji sağlıyor'

Öte yandan İran, Yemen'in kuzeyinin büyük bölümünü ele geçiren ve Kızıldeniz'deki gemilere saldıran Husileri silahlandırıyor ve onlara en az bir İran gemisinden istihbarat sağlıyor. Hamas ve Hizbullah'a da silah ve teknoloji sağlıyor ki bu çabalar da Reisi döneminde genişledi. Ve ABD'li yetkililer geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken İran'ın bilgisayar korsanlığı girişimlerinde artış bekledikleri konusunda uyarıda bulundular.

Ulusal İstihbarat Direktörü Avril D. Haines geçen hafta Senato İstihbarat Komitesi'ne verdiği demeçte "İran çabalarında giderek daha agresif hale geliyor" dedi ve şöyle devam etti:

"Daha önceki seçim dönemlerinde yaptıklarını gördüğümüz gibi, anlaşmazlıkları körüklemek ve demokratik kurumlarımıza olan güveni sarsmak istiyorlar." (Kısa Dalga)

Dünya