Okulların açılmasına iki hafta kaldı: Deprem bölgesinde öğrenciler ve öğretmenlerin koşulları hala belirsiz

Okulların açılmasına iki hafta kaldı: Deprem bölgesinde öğrenciler ve öğretmenlerin koşulları hala belirsiz
Okulların açılmasına iki hafta kala deprem bölgesindeki öğrencilerin ve öğretmenlerin durumları hala belirsizliğini koruyor. Konuya dair konuşan Prof. Dr. Koçkar, "Önleyici ruh sağlığı hizmeti bu durumda okullarda çok gerekli" derken Özbay ise "Okullar yalnızca bilginin aktarıldığı yerler değil hem bireysel hem de toplumsal rehabilitasyon merkezleridir" dedi. CHP'li Karabıyık ise "Yeni Bakan Tekin deprem bölgesine dair herhangi bir bilgi paylaşmak yerine okullara imam göndermek derdinde" dedi.

Okullar 11 Eylül Pazartesi günü açılıyor. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremden etkilenen 11 şehirde de öğrenciler okula başlayacak. Ancak deprem bölgesinde hala çocukların büyük bir bölümü çadır ve konteynerlerde kalıyor ve bir binanın içine girme korkusu yaşıyor. Ayrıca yaşanan travma hala çok taze ve neredeyse her bir çocuğun kaybının olduğu düşünüldüğünde çok ciddi bir psikolojik desteğe ihtiyaç olduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Öte yandan evi hasarlı ya da yıkılmış öğretmenlere barınma olanağının ne kadar sağlandığı da bilinmiyor.

En az bir psikolojik danışman

Tüm bunlara rağmen deprem bölgesinde okullara psikolojik danışman ataması da oldukça yetersiz. Bu yüzden öğretmenler ve uzmanlar bölgede her okula en az bir psikolojik danışman atanması çağrısında bulunuyor.

Konuya dair Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şubesi’nden Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay ve CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık Kısa Dalga’ya değerlendirmelerde bulundu.

Koçkar: Önleyici ruh sağlığı hizmeti bu durumda çok gerekli

Deprem bölgesindeki öğrencilerin risk grubunda olduğunu belirterek sözlerine başlayan Koçkar, “Ruh sağlığı sorunları, uzun dönemde depresyon kaygı bozuklukları gibi sorunlar yaşayabilirler. Bu sorunlar yavaş yavaş ortaya çıkar. Tekrar okula, kapalı bir alana girecekleri bir dönemde muhakkak orada bilinçli, mantıklı ve bu işe profesyonelce yaklaşan uzmanların olması gerekiyor. O yüzden rehber öğretmenlerin atanması çok kritik. Önleyici ruh sağlığı hizmeti bu durumda çok gerekli. Çünkü okul en önemli koruyucu alandır çocuk ve genç için. O nedenle okul gibi koruyucu alanda problemleri olduğu zaman çocukların gidebilecekleri bir rehber öğretmen kritiktir sorun çıktığı zaman ve önleyici olmak adına” dedi.

aylin.jpg
Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar

‘Öncelikle buradaki çocukları okul sürecine hazırlamak lazım’

Deprem bölgesinde okula giden çocuklar için yapılması gerekenler hakkında da konuşan Koçkar, “Öncelikle buradaki çocukları okul sürecine hazırlamak lazım. Bu çocuklar aylardır eğitimden uzak kaldılar. Öte yandan zaten bu çocukların kayıpları var, arkadaşlarının kaybı var, yakınlarının kaybı var, öğretmeninin bir kaybı var. Yani sürekli kayıptan kayıp çıktığı bir ortam içerisinde kaçınılmaz olarak etkileniyorlar ve bunun da daha iyi hale gelmesi için okulda hep birlikte profesyoneller tarafından düzenli biçimde konuşulması gerekir” dedi ve şöyle devam etti:

‘Şimdi öğrencinin annesi yoksa ne yapmalı?’

“Okulda öğrencilerin kendi başa çıkma mekanizmalarının geliştirilmesi gerekir. Bu da zor bir durum olduğunda öğrencinin kaynaklarının belirlenmesi demektir. Yani gidebileceği kişilerden tutun da nasıl kendini rahatlatır bir öğrenci? Spor mu yaparak rahatlıyordu yoksa gidip annesi ile mi sohbet ediyordu? Şimdi öğrencinin annesi yoksa ne yapmalı? Onun yerine kimle konuşacak gibi soruların cevabının bulunması gerekir.”

‘100 öğrenciye 1 rehber öğretmen atanması gerekir’

“Stres ve travma beyini de değiştiriyor. Değiştirdiğinde sınıfta kötü giden şey sadece çocuğun ruh sağlığı olmuyor; diğer öğrencilerle olan ilişkileri, öğretmenlerle olan ilişkileri de bozuluyor ve bütün bunlar da akademik başarıyı etkiliyor. Akademik başarı düşünce bu sefer öğrenci de daha çok strese giriyor. Aslında okullarda bir değil, 100 öğrenciye 1 rehber öğretmen atanması gerekir. Çünkü her bir öğrencinin, her bir sınıfın tek tek ele alınması gerekir.”

‘Rehber öğretmenlerin travmatize olmamış bölgelerden atanması daha iyi olur’

“Öte yandan okuldaki öğretmenlerin de bir travma yaşadığını düşünürsek onların da destek alması lazım. Her birinin bir ruh sağlığı taramasından geçtikten sonra öğrencilerle tekrar bir araya gelip gelemeyeceğinin tespit edilmesi lazım. Ruh sağlıkları iyiyse ancak tekrar çocuklarla bir araya gelmeliler. Üstelik rehber öğretmenlerin de travmatize olmamış bölgelerden atanması daha iyi olur.”

‘Binaya girme korkusu nedeniyle okulu bırakan çocuklar oldu’

“Deprem bölgesinde yaşadıkları travma nedeniyle binaya girme korkusu yaşayan ve bu yüzden de okulu bırakan da oldu veya aile travmatize olmuş ve çocuğunu okula göndermeyi düşünmüyor. O yüzden bu olaya çocuklar, öğretmenler ve velilerin bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak yaklaşmak ve tüm bunların yapılabilmesi için de yeterli sayıda personel atamalarının yapılması lazım. Okulda temizlik görevlisinden tutun yemeği yapana kadar veya müdüründen öğretmenine kadar herkesin psikolojik olarak iyi durumda olması lazım. Aslında bu durum her okul için geçerli ama travma sonrası daha da büyük bir öneme sahip oluyor.”

‘Her sabah spor, dans gibi bir arada küçük de olsa keyifli bir şey yapılmalı’

“Koruyucu ruh sağlığının okullarda çok gerekli olduğunu ifade eden Koçkar, “Rehber öğretmenlerinin çok iyi eğitilmeleri gerek. Ayrıca öğretmenlerin kendi stres seviyelerini fark edip azaltmaları çok önemli. Her sabah spor, dans gibi bir arada küçük de olsa keyifli bir şey yapmaları birbirlerine olan bağlanmaları artırıyor öğretmenlerin ve öğrencilerin. O zaman çocuklar derslere gergin ve bitkin değil daha keyifli ve dinç girerler.”

Özbay: ‘Deprem bölgesindeki okullara dair şeffaf bilgi paylaşımı yok’

Deprem bölgesinde hijyen, temizlik ve genel ihtiyaçlar ile ilgili sorunların devam ettiği gibi eğitim ortamlarındaki belirsizliğin de devam ettiğinin belirterek sözlerine başlayan Özbay, “Şu anda okulların çoğunluğunda yarı yarıya sayısal olarak kullanım anlamında bir azalma var. Birçok okul başka okul ile eşleştirilerek ikili eğitim sistemine geçecek güya. Ama birçok veli ve oradaki öğretmen arkadaşlarımız hala bu eşleştirmelerde hangi okulun ne kadar güvenilir olduğu konusunda şeffaf bilgilerin paylaşılmadığını söylüyorlar. Yani deprem bölgesindeki okullara dair şeffaf bir bilgi paylaşımı yok. Ulaşım sorunu var, birçok okulun derslikleri kullanılmaz halde, araç gereçleri yetersiz. Ayrıca bu tarz travmatik olaylardan sonra yaşanan bu belirsizlik de insanlardaki travmaları daha da artırır. İnsanların korkuları ve travmaları var bu noktada devlet şeffaf olmalı” dedi.

kadem-ozbay.jpg
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay

‘En ufak bir sarsıntıda travmaları çok daha büyük bir tepkiye sebep olabiliyor’

Milli Eğitim Bakanlığı’na daha önce deprem bölgesindeki tüm binaların tabiri caizse bir karnesini yani ne kadar sağlamdır, güvenilirdir, en son şu zamanda denetimi yapılmıştır, fiziksel sağlamlığı şudur gibi orada herkesin göreceği şekilde okullarda ve internet sitelerinde yayınlama çağrısını yaptıklarını söyleyen Özbay, “Hem depremi yaşamış çocuklar bir binaya girdiğinde -ki hala artçılar devam ediyor; en ufak bir sarsıntıda travmaları çok daha büyük bir tepkiye sebep olabiliyor. Ancak hala bunun yapılmadığını görüyoruz. Okulların birleştirilerek okul içinden okul çıkarma sihirbazlığının devam ettiğini görüyoruz. Konteynerlerden çocukların okullara nasıl ulaşacağı ile ilgili belirsizliklerin olduğunu görüyoruz. Yeni atanan öğretmenler olacak. Mevcutlar zaten barınma sorunu yaşarken yeni atananların barınma sorunu daha büyük boyutta olacak” dedi.

‘7 ay geçmesine rağmen su gönderdik’

Deprem bölgesinde hala ciddi seviyede su sorunu yaşandığını ve geçtiğimiz günlerde sendika olarak kendilerinin de bölgeye depremin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen su desteği sağladıklarını ifade eden Özbay, “Dolayısıyla hal böyleyken öğretmenlere konteyner verilse bile temel ihtiyaçların nitelikli şekilde karşılanıp karşılanmayacağı belirsiz. Sağlık açısından bölgede alanında uzman doktorlar da çok bulunmuyor. Okullarda kronik sorunları olan pek çok öğrenci ve öğretmen olacaktır, bu manada da sorunlar devam edecektir” dedi.

‘Okullar yalnızca bilginin aktarıldığı yerler değil hem bireysel hem de toplumsal rehabilitasyon merkezleridir’

Bölgedeki okullara psikolojik danışman atanmasının yetersiz olduğunu vurgulayan Özbay şunları söyledi:

“Psikolojik danışman atanması oldukça yetersiz. Devlet psikolojik danışmandan anladığı artık ÇEDS projesinden görüyoruz ki imamlar oluyor. Oysa okullar yalnızca bilginin aktarıldığı öğrenme yerleri değil, aynı zamanda hem bireysel hem de toplumsal rehabilitasyon merkezleridir, rehabilitasyonun sağlandığı yerlerdir. Bu kadar büyük travma yaşamış çocukların, öğretmenlerin, yurttaşların olduğu bir ortamda okul ortamlarının psikolojik danışman anlamında yeterli sayıda çocuklara ve velilere ulaşılabilir olması gerekmektedir. Hem de eğitim ortamının güvenliği ve sosyal çevresinin sağlanması gerekmektedir.”

‘-Mış gibi yapılacak’

Deprem bölgesinde ciddi bir halk sağlığı sorununun yaşanacağını ve o toz dumanın içinde çocukların sözde eğitim ortamlarına dahil edileceğini kaydeden Özbay, “Belirsizlikler artarak devam ediyor. Eğitim-öğretim dönemi başlayacak ama yine –mış gibi yapılacak öyle görünüyor” dedi.

‘Eğitim bilimleri ve pedagojisi adına tehlikeli, öğretmenin mesleğine ve öğretmene de hakaret ve hukuksuz’

Deprem bölgesinde Diyanet’in ve tarikat ile cemaatlere bağlı dernek ve vakıfların faaliyet gösterdiğinin altını çizen Özbay şöyle konuştu:

“Devlet eğitimi Milli Eğitim aracılığı ile sağlamadıkça oradaki çocuklarda bir nevi bunlara mahkum ediliyor. Bir yandan da MEB ÇEDES ile de ‘okullarda imam görevlendirin, öğretmen almayın’ diyor. Oysa ÇEDES projesi ve bu tarz protokoller yasalara aykırılık teşkil ettiği gibi bilimsel eğitim ile de taban tabana zıttır. Bunun yanı sıra eğitim bilimleri ve pedagojisi adına tehlikeli, öğretmenin mesleğine ve öğretmene de hakaret ve hukuksuz bir durumdur. Çünkü bu işin uzmanı zaten öğretmen var. Öğretmenleri istihdam etmek yerine ücretli alınıyor ve bunun yerine de imam ataması yapılıyor.”

‘Pedagojiden, öğrencilere nasıl yaklaşılacağından bir haber yetişkinler…’

“ Bu kadar atanmayan öğretmen varken ve tam da alanı, uzmanlığı bu iken öğretmenlerin eğitim biliminden, pedagojiden, öğrencilere nasıl yaklaşılacağından bir haber yetişkinleri çocuklarla okula sokmak, eğitim rehabilitasyon yeridirin de çok dışında kalıyor. Bu durum başka travmaların da zeminini oluşturacak demektir ve bu anlamda çok tehlikelidir. Bu durum ayrıca kamu kaynağını da yanlış kullanmaktır. Öğretmen dururken gidip bir başka kurumunun görevlilerini buraya atamak kamu kaynağının yanlış kullanılmasıdır.”

Karabıyık: 'Yeni Bakan Tekin deprem bölgesine dair herhangi bir bilgi paylaşmak yerine okullara imam göndermek derdinde'

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık ise deprem bölgesinde hala tamir edilmesi gereken pek çok okulun olduğunu belirtti ve "Bölgede hangi okullarda tadilat yapılması gerektiği, yıkılıp yeniden yapılması gerektiği bilinmiyor. Bir önceki Milli Eğitim Bakanı bunların yatırım programı içerisine alındığını açıklamıştı. Ama yeni gelen Bakan Yusuf Tekin deprem bölgesine dair herhangi bir bilgi paylaşmak yerine karma eğitimle uğraşmak, kız çocuklarına ayrı okul açmak, okullara imam gönderme derdinde" dedi.

lale-karabiyik.jpg
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık

'Eksiklikler ciddi boyutta'

"Halen kaç öğrenci konteynerde ders alacak ya da okulların kaçı yapıldı, yapılmadı bilinmiyor. Bu konuda neler yapıldığına dair kamuoyu bilgilenmek istiyor ama bu konuda hala bir netlik yok. Ayrıca oradaki çocuklar, gençler ve aileler travmalı. Bu travmalar çocukların akademik başarısına da yansıyacak. Orada psikolojileri hakkında bir çalışma başlatıldı Özer zamanında ama şu an gidişatı hakkında bir bilgimiz yok. Hatta bölgede böyle bir çalışmanın olmadığı konusunda bilgilerimiz daha fazla. CHP'li kadın vekillerin deprem bölgesine ziyareti sırasında yaptıkları tespitler böyle çalışmaların olmadığı ve eksikliklerin ciddi boyutta olduğuna yönelikti. Orada hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin travmaları var" diye konuştu.

Karabıyık deprem bölgesindeki okullar ile öğretmen ve öğrencilerin sorunlarına dair önümüzdeki günlerde yaptıkları çalışmaların sonuçlarını açıklayacaklarını bilgisini de paylaşarak konuşmasını sonlandırdı.

Gündem