Oluç: Asgari ücret iktidarın emekçilere vereceği bir lütuf değil

Oluç: Asgari ücret iktidarın emekçilere vereceği bir lütuf değil
Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “TÜİK geçtiğimiz dönemde yaptığı gibi işçilere, emekçilere, emeklilere yönelik büyük hak kayıplarına yol açan irrasyonel hesaplama yönteminden vazgeçip rasyonaliteye dönüş yapacak mı acaba? Hazine ve Maliye Bakanının bu konuda da bir şeyler söylemesi gerekiyor” dedi.

Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Meclis’in bugün çalışmalarına başladığını, komisyonların da Genel Kurulda okunarak çalışmalarına başlayacağını söyleyen Oluç, grup başkanvekillerinin bugün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile yaptığı toplantı hakkında bilgi verdi.

Oluç, şöyle konuştu: “Orada önerilerimizi ve geçmiş döneme dair eleştirilerimizi dile getirdik. Beklentilerimizi ifade ettik. Meclis Başkanı da büyük bir olgunlukla bu öneri ve eleştirileri dinledi. Bu konuda üzerine düşenleri yapmaya çalışacağını söyledi. Meclis’in çalışma sisteminin ve yasamanın yürütme karşısındaki pozisyonunun doğru tarif edilmediğini ve işletilmediğini dile getirdik. Bunu daha önceki yıllarda da ifade ediyorduk. Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ekonomi ile ilgili tanımlama yaparken “rasyonel zemine döneceğiz” dedi ya dönüp dönmeyeceğini zaten göreceğiz. Fakat Meclis'te de rasyonel zemine dönülmesi gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Çünkü irrasyonel bir çalışma sistemi burada varlığını sürdürüyor.

“Yani yürütmeyi denetleme ve yasa yapma konusunda Meclis üzerine düşeni yapabilecek hale gelmelidir. Denetleme neredeyse yapılamamaktadır Meclis’te. Yürütme üzerinde bir denetleme yetkisi yoktur. 27’nci Döneme denetlemenin bir yolu olan soru önergeleri açısından baktığımızda, yöneltilen 14 binin üzerindeki soru önergesinden sadece 1200 tanesine cevap verilmiştir. Bu vahim bir durumdur.

“Muhalefetin ciddi önerileri olmuştur. Fakat bu araştırma komisyonlarının çok büyük bir kısmı iktidar ortakları tarafından reddedilmiştir. Araştırma komisyonları yoluyla da bir denetim imkanı olmamıştır.

“Yasa yapma biçimi olarak felaket bir sistem olan torba yasada ısrar etmiştir iktidar ittifakı. Torba yasalar ile yasama faaliyetlerinin olması gerektiği gibi işlemediği ortaya çıkmıştır. Milletvekilleri hangi torba yasa tekliflerinin görüşüldüğünü bilmeden el kaldırıp indirmek zorunda kalmışlardır. Bu sağlıklı bir yasa yapma tekniği değildir. Yasa yapma tekniğinin değişmesi, torba yasalardan uzaklaşılması gerekiyor. İhtisas komisyonlarının doğru dürüst çalıştırılması, alt komisyonların doğru dürüst kurulması gerekiyor.”

Yeni dönemde yasa yapma aşamalarında STK’ların ve toplumun görüşlerinin alınması gerektiğini vurgulayan Oluç, “Temel haklar ve özgürlükler, demokrasi ve eşitlik konusundaki mücadelemizi sürdüreceğiz. Adalet ve barış mücadelesini elbette Meclis çatısı altında da sürdüreceğiz. Ama bir ayağımız da Meclis’in dışında halkın arasında olacağız, en küçük yerleşim birimlerinden başlamak üzere bütün illerde, ilçelerde, köylerde her türlü çalışmamızı sürdüreceğiz” dedi.

“Asgari ücret iktidarın emekçilere vereceği bir lütuf değil”

Oluç, pazarlıkları süren asgari ücrete ek zam konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Oluç, şöyle dedi:

“Sanki asgari ücret konusu hükümet ile işçi temsilcileri arasındaki bir pazarlık gibi ele alınıyor. Öyle bir noktaya geldi ki özellikle son birkaç yılda, sanki Erdoğan’ın ya da iktidarın işçilere ve emekçilere gönlünden kopan bir lütuf gibi sunuluyor. Konu böyle bir konu değil, herkes bunu biliyor. Ülkenin yarısından çoğu asgari ücretle geçiniyor ve rakam açlık sınırının çok altında. Asgari ücret neden bu kadar önemlidir sorusunun cevabının verilmesi gerekiyor. Çünkü bu ülkede yaşayan nüfusun yarısından çoğu asgari ücretle çalışıyor. Yani emekçiler, işçiler asgari ücrete mahkum edilmiş durumda. Esas sorun buradan kaynaklanıyor. Bu sorunun çözümüne kafa yorulması gerekirken bu yapılmıyor. Türk-İş’in verilerine göre Mayıs 2023 için Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 10 bin 362 lira oldu, yoksulluk sınırı ise 33 bin 752 lira oldu. Asgari ücret 8506 lira. Şimdi neresinden tutacaksınız da asgari ücreti tartışacaksınız. Yani asgari ücret zaten açlık sınırının çok altında yer alıyor. Biz bir rakam telaffuz etmek yerine, sendikaların açlık ve yoksulluk verilerinin ve taleplerinin baz alınması gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz.”

“TÜİK rasyonaliteye dönüş yapacak mı?”

TÜİK’in enflasyonu düşük gösterdiğini hatırlatan Oluç, “TÜİK geçtiğimiz dönemde yaptığı gibi işçilere, emekçilere, emeklilere yönelik büyük hak kayıplarına yol açan irrasyonel hesaplama yönteminden vazgeçip rasyonaliteye dönüş yapacak mı acaba? Hazine ve Maliye Bakanının bu konuda da bir şeyler söylemesi gerekiyor” dedi.

“Seçim sonuçlarının intikamını mı almaya çalışıyorsunuz?”

Yeşil Sol Partili Oluç, HDP’ye yönelik gözaltı ve tutuklamalara da değindi.

“İktidarın bu gözaltı ve tutuklama operasyonlarından bir fayda sağlayamadığını görmemesi gerçekten hayrete düşürücü bir durum. Bakın büyük seçim yenilgisi aldığı Şırnak’ta seçim gününden bugüne kadar en az 100 kişi gözaltına alındı” diyen Oluç, bunun tesadüf olmadığına işaret etti.

AKP’nin hiç vekil çıkaramadığı Hakkari’de de seçimin üzerinden 2 hafta geçmeden 30’dan fazla kişinin gözaltına alındığını söyleyen Oluç, “Seçim sonuçlarının intikamını mı almaya çalışıyorsunuz?” diye sordu.

Oluç, şöyle devam etti: “Lafı uzatmadan şunu söyleyeyim. Bu tür gözaltı ve tutuklamalarla boyun eğdirme anlayışının tutmadığını defalarca gördünüz, bir kez daha göreceksiniz. Bunlara son verip demokrasi ve hukuk alanında adımlar atmak gerekirken, Türkiye’de yaşayan bütün halkların adalet, demokrasi ve barış ihtiyaçlarına cevap verecek adımlar atılması gerekirken aynı güvenlikçi zihniyet ile devam etmek konusundaki tutum doğru bir tutum değildir.”

“Doğan Erbaş gibi hiçbir Kürt de hiçbir demokrat da boyun eğmez”

Erbaş, HDP Parti Meclisi ve MYK Üyesi Doğan Erbaş’ın tutuklandığını da hatırlatarak, “Hakkında verilen bir mahkeme kararı olduğu için cezaevine gönderildi. Doğan Erbaş gibi yıllarca bu partinin yöneticiliğini yapmış hukukçu bir kişinin gözaltına alınırken verilen görüntüler, bu iktidarın zihniyetini gösteren görüntülerdi. Ters kelepçe ve başını eğdirmek için ensesine bastırılması. Doğan Erbaş boyun eğdi mi, eğmedi. Daha önce bu tür uygulamalara maruz kalan hiçbir arkadaşımız boyun eğmedi ve eğmeyecek, bunu bilin. Bu mücadeleyi bu tür insanlık dışı anlayışlarla bastırmanız mümkün olmaz. Doğan Erbaş gibi hiçbir Kürt de hiçbir demokrat da boyun eğmez” diye konuştu.

Hazine yardımının kesilmesi talebi: Hukuki bir yanı yok

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Oluç, AYM’ye yapılan hazine yardımının geri alınması başvurusuna dair şunları söyledi:

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bundan vazgeçmiyor. Daha evvel HDP’nin Hazine yardımının kesilmesi ile ilgili başvuruda bulundu. Başsavcının iddialarının mesnetsiz olduğu AYM tarafından kabul edildi ve tedbir kararı kaldırıldı. Fakat Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tekrar başvurmuş. AYM kararını verecektir. O zaman da iddialar mesnetsizdir demiştik, gerçekten mesnetsizdir. AYM’nin kanununda Hazine yardımıyla ilgili bir karar alma maddesi yok. Şu olabilir; partinin kapatılmasıyla ilgili bir karara giderken partiye kapatma cezası verebilir ya da Hazine yardımının tamamının veya belli bir oranının kesilmesi cezasını verebilir. Ama Hazine yardımına tedbir koymak, verdirmemek gibi maddeler AYM’nin kanununda yok. AYM tedbiri kaldırırken de bunun hukuken uygun olmadığını ifade ederek kaldırdı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bunu siyasi nedenlerle yaptığını biliyoruz. Hukuki bir yanı yoktur. AYM birkaç gün içinde kararı verecektir. Umarız hukuka ve kendi kanununa bağlı davranmaya devam eder AYM.” (Kısa Dalga)

Gündem