Prof. Aziz Çelik’ten işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneği değerlendirmesi: Eksik, yetersiz ve ayrımcı

Prof. Aziz Çelik’ten işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneği değerlendirmesi: Eksik, yetersiz ve ayrımcı
Resmi Gazete’de bugün yayımlanan KHK’yı değerlendiren Prof. Aziz Çelik, “Depremden 16 gün sonra ve taraflarla müzakere edilmeden, tarafların görüşü alınmadan yayımlanan KHK ayrımcılık yaratacak niteliktedir, eksiktir ve özellikle depremzede işçilerin kıdem tazminatı ve sosyal güvenlik haklarını güvence altına almaktan uzaktır” dedi.

Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, deprem bölgesinde çalışma hayatı ile ilgili alınacak tedbirlere ilişkin bugün yayımlanan 125 sayılı KHK'nin eksik, yetersiz ve ayrımcı maddeler içerdiğini belirterek, KHK’nin değiştirilmesi çağrısı yaptı.

Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, söz konusu KHK ile depremzede işçiler arasında ayrımcılık yapıldığını belirtti. Kısa çalışma ve işsizlik ödenekleri prim gün koşulu aranmadan bütün depremzede işçilere aynı şekilde uygulanması gerektiğini ifade eden Prof. Aziz Çelik, ödeneklerin alt sınırının da asgari ücret olması gerektiğini kaydetti.

“Eksik, yetersiz, ayrımcı”

“Depremzede işçileri ayırmayın. Bu kararnameyi değiştirin” diyen Prof. Aziz Çelik’in açıklamaları şöyle:

“Deprem bölgesini kapsayan çalışma hayatı ile ilgili 125 sayılı KHK depremden 15 gün sonra yayımlandı. KHK ile kısa çalışma ödeneği, işsizlik sigortası ve işten çıkarma yasağı ile ilgili düzenlemeler yapıldı.

KHK ile Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) uygulaması başlatıldı. Ancak KÇÖ'den yararlanmak için ön koşullar korundu. KÇÖ'den yararlanmak için 120 gün sigortalı olmak ve son üç yılda en az 600 gün prim ödemiş olmak gerekiyor. KÇÖ halen yaklaşık 6 bin ile 15 bin TL arasında uygulanıyor.

600 gün ve daha fazla primi olan işçilerin KÇÖ ödeneği 6-15 bin lira arasında değişirken 599 gün ve daha az primi olan işçiler sadece 3.972 TL Nakdi Ücret Desteği ile yetinecekler.

Bu ayrımcı uygulamaya son verilmelidir. Deprem bölgesindeki bütün işçiler koşulsuz biçimde kısa çalışma ve işsizlik ödeneğinden yararlanmalıdır. Kısa çalışma ve işsizlik ödeneğinin miktar ve ödeme süreleri iyileştirilmelidir. Deprem bölgesinde KÇÖ ve işsizlik ödeneğinin alt sınırı asgari ücret olmalıdır.

KHK ile fesih yasağı getirildi ancak devamsızlık dahil ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler yasak kapsamı dışında bırakıldı.

Oysa deprem bölgesinde en önemli sorun işe gidememek. Deprem meşru mazeret olsa da işverenler bunu kötüye kullanıyor. Fesih yasağına aykırılık halinde işverenlere sadece idari para cezası öngörülüyor. Oysa aykırılık halinde işçinin ücret ve tüm sosyal haklarının işveren tarafından ödeneceği, işe iadeye ilişkin sürecin fesih yasağı sonrasında başlayacağı açıkça düzenlenmeliydi.

Öte yandan işten çıkarma (fesih) yasağı sadece deprem bölgesinde çalışanları değil, arama kurtarma ve destek için bölgeye gidenleri ve bölgede depremzede yakını işçileri de kapsamalıdır. KHK ile fesih yasağı eksik düzenlenmiştir.

İşçilerin deprem nedeniyle işe gidememesi yüzünden iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği açık biçimde düzenlenmeliydi. Öte yandan fesih yasağının yaptırımı caydırıcı değildir ve kötüye kullanmaya açıktır.

Deprem bölgesinde işverenler "ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler" bahanesini kullanarak işçileri işten çıkartabilecektir. Nitekim bu uygulama pandemi döneminde yaygın biçimde görülmüştü.

Depremden 16 gün sonra ve taraflarla müzakere edilmeden, tarafların görüşü alınmadan yayımlanan KHK ayrımcılık yaratacak niteliktedir, eksiktir ve özellikle depremzede işçilerin kıdem tazminatı ve sosyal güvenlik haklarını güvence altına almaktan uzaktır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı taraflarla görüşerek ve kanun yoluyla kapsamlı sosyal politika önlemleri almalıdır. Bu KHK oldukça eksik ve yetersizdir. Ayrıca konunun KHK ile düzenlenmesine gerek yoktur. Pandemi döneminde olduğu gibi kanunla pekala düzenlenebilir.” (Kısa Dalga)

Gündem