Prof. Dr. Levent Kurnaz: Bu yağışlar beklenmedik yağışlar olduğu için tehlikeli

Prof. Dr. Levent Kurnaz: Bu yağışlar beklenmedik yağışlar olduğu için tehlikeli
Prof. Dr. Levent Kurnaz, son günlerde sele neden olan yağışlarla ilgili "Bu yağışlar beklenmedik yağışlar olduğu için tehlikeli. Yoksa 3 gün önceden bu yağışın geleceğini biliyor olsak, hayat çok daha kolay olurdu hepimiz açısından" dedi.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, İstanbul ve Kırklareli'de yaşanan ani yağış ve sel baskınlarını değerlendirdi.

İklim değişikliği nedeniyle artık hava olaylarının beklenmedik olaylar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kurnaz, eskiden 3 gün önceden uyarılar yapılabilirken şu anda yarım saat, 40 dakika içerisinde ani yağışların yaşanabileceğini söyledi.

Daha öncede benzer sel felaketlerinin İstanbul'da yaşandığını ve ders alınmadığını söyleyen Prof. Dr. Levent Kurnaz, "Tedirgin olmamız gerekiyor, o kesin. Şu anda bulunduğumuz yer mesela çok ciddi yağışta su altında kalan bir yer. Bizim evimizde de oluyor, pek çok yerde oluyor ve göz göre göre oluyor çoğu noktada. Tedirgin olmamız çok doğru" dedi.

"Aynı dere yataklarına hala bina yapıyoruz"

2009'da bu yağışın olduğu İkitelli, Ayamama bölgesinde çok ciddi bir sel felaketi yaşandığını ve 31 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Kurnaz, şöyle devam etti:

"Şimdi aynı yerde o zaman olduğundan biraz daha az yağış düştü ve bu ilk defa oluyormuş gibi bir davranış içerisinde. Hayır, bu ilk defa olmuyor ve maalesef biz ondan hiçbir şey öğrenmedik. Biz yine aynı binaları aynı dere yataklarına yapıyoruz. Emin olun 2030'a kadar bir daha görür müyüz, görürüz."

"Günler öncesinden 'hazırlıklı olun' demenin imkanı yok"

Kurnaz, "Bu yağışlar beklenmedik yağışlar olduğu için tehlikeli. 3 gün önceden bu yağışın geleceğini biliyor olsak hayat çok daha kolay olurdu. Mesela 2017 yılıydı sanırım dolu yağmıştı, Temmuz sonunda İstanbul'a. Onun uyarısı yarım saat, 40 dakika önceden yapıldı. Şimdi doğa öyle bir duruma geldi, 3 gün önceden 'Balkanlardan soğuk hava dalgası geliyor' falan... Öyle bir durumda değiliz artık. Birden oluyor. Bu İkitelli'deki gibi bir şey Silivri'de, Çanakkale'de, Edirne'de, Düzce'de olur mu? Bunların hepsi olabilir, mümkündür. Ama bunun zamanını söylemek ancak yarım saat, 1 saat, 2 saat önceden mümkün. Günler öncesinden 'hazırlıklı olun' demenin çok fazla imkanı yok" diye konuştu.

"Kendi koyduğumuz kurallara uymuyoruz"

Bir takım sayıların hiçbir şey ifade etmediğini dile getiren Kurnaz, "Metrekareye 150 kilogram dediğimizde bu iyi midir, kötü müdür bilmiyoruz. İstanbul'a normalde, 1 ay boyunca Eylül ayından düşen yağışın 2 katı 2 saat içerisinde düşüyorsa bu önemli bir sorundur. Bu yağış değil İstanbul'a, dünyanın neresine düşerse düşsün önemli bir sorundur. Sadece bu sorunla yaşamaya alışmış yerler bu sorunu nispeten rahat atlatabilir. Yani Hindistan'a gittiğiniz zaman onlarda yağış zaten devamlı öyle yağıyor. Onlar bu yağışın 3-4 katı olduğu zaman dertlenmeye başlıyorlar. Bizim için aşırı yağış bu. Onun için de bu aşırı yağışlara karşı hepimizin daha çok hazırlanması, belirli kurallara uyması gerekiyor. Biz kendi koyduğumuz kanunlara, kurallara, yönetmeliklere uymuyoruz" dedi.

"Bunları ancak sel olduğu zaman konuşuyoruz"

Yaşanan kayıplar ve yerleşim yerleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Levent Kurnaz, "Bizim kanunlarımıza, yönetmeliklerimize göre yağmurda su basabilecek bir yerde konut olması yasak. Kim kontrol edecek bunu? Belediye edecek, bakanlık edecek, denetleyecek. Kimse kontrol ediyor mu? Hayır. Ana problemimiz bu. Sen bunun yasak olduğunu biliyorsun ve yine de kiralıyor musun? Kiralıyorsun, çünkü maddi imkanın o kadar. O zaman da insanı suçlayamıyorsun. Yani orada oturan kişi suçlu değil ama onun ev sahibi kesinlikle suçlu. Onu denetlemeyen belediye, devlet aynı suçluluk zincirinde. Sel gittiği zaman kimsenin onları kontrol ettiği yok. Şimdi böyle bir ortamın içerisinde hepimiz birbirimizi eğliyoruz. Sonra sel basıyor, Aman Allah'ım nerede yanlış yapıyoruz, diyoruz" ifadelerini kullandı.

"İstanbul'un sadece 2 günlük su ihtiyacını karşıladı"

Yaşanan ani yağışın susuzluğa etkisine değinen Kurnaz, "Yağışın nereye yağdığına önemli. Yani mesela bu İkitelli yerine Ömerli'de olmuş olsaydı, İstanbul mutlu olurdu. Ama buraya yağan yağış, olduğu gibi İkitelli Ayamama'ya akarak Marmara Denizi'ne gitti. Dolayısıyla onun etkisi olmadı değil oldu ama belki İstanbul'un 2 günlük su ihtiyacını karşıladı, daha fazla değil. Bir barajın üstüne yağıyorsa barajı besleyecek. Ama onun dışında bir alana yağıyorsa o zaman yavaş yavaş yağması önemli ki toprağın altına geçsin, yer altı sularını beslesin. Onlar da bir noktada gidip barajları beslesinler" diye konuştu. (DHA)

Gündem