Saadet Partili Arıkan: Yerel seçim sonrası ülkeyi ekonomik anlamda bir tayfun bekliyor

Saadet Partili Arıkan: Yerel seçim sonrası ülkeyi ekonomik anlamda bir tayfun bekliyor
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, “31 Mart 2024 yerel seçimlerinin hemen sabahında ülkede ekonomik anlamda bir tayfun yaşanacak. Şu an ekonomik anlamda yaşadığımız sıkıntılar birer fragman. Esas problem 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yaşanılacak” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, partisinin Kars İl Başkanı Erkan Timuroğlu ve Teşkilat Başkanı Nesim Demir ile basın toplantısı düzenledi. Arıkan, şunları söyledi:

“Önümüzdeki pazar günü TBMM’de yeni yasama yılı açılacak. Gönül isterdi ki; Meclis’in yeni yasama yılı ile beraber ülkedeki ekonomik kriz, ekonomik kriz konuşulsun, ülkedeki ekonomik problemler konuşulsun. Ülkedeki ahlaki ve manevi dezenformasyon konuşulsun. Bunlar konuşulmayacak. Ben buna ‘2 A: Ahlak ve Adalet ve 2 E: Ekonomi ve Eğitim diyorum’. Bunlardan uzak gündemli bir Meclis çalışmasına imza atacağız.

Anayasa ile başlayacağız. Malum eylül ayındayız. Bize acı hatırası olan bir aydayız. 12 Eylül hadisesini hep beraber yaşadı bu ülke. 43 yıl oldu ama acılarını hale yaşayan birçok toplumumuzda kesimler söz konusu. Tabi bu askeri anayasanın 12 Eylül askeri darbesinin gölgesinde yapılan anayasanın değiştirilmesi mutlak bir ihtiyaç. Ama bugün acil problemlerimizin çözümü ile alakalı mevcut anayasa hiçbir engel teşkil etmemekte.

'Ekonomi çözülebilir, eğitim çözülebilir, ahlaki ve manevi tahribat, adalet bunlar biz çözülebilir'

Ekonomi çözülebilir, eğitim çözülebilir, ahlaki ve manevi tahribat, adalet bunlar biz çözülebilir. Ama iktidar ne hikmetse algı siyaseti üzerinden toplumu tekrar kutuplaştırmak için anayasa tartışmalarını gündeme getirecek. Bu konuyla alakalı gündem yapacak. Anayasa metni 23 kez değişmiş. Bunlardan ve 23 kez değişimin 12’si AK Parti’nin döneminde yapılmış. Yakın tarihte 2017’de referandum yaptılar. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ne geçtik. Araya birkaç husus daha eklenebilirdi. Halk oylaması da yapılmıştı ama bu ihtiyacı hissetmediler.

Yine Türkiye’de bir anayasa tartışmasının arifesindeyiz. Biz kesinlikle Saadet Partisi olarak yeni sivil bir anayasaya karşı değiliz. Bizim iktidarın keyfi uygulamalarına karşıyız. İktidarın gerçek problemlerin üzerini örtmek için anayasa tartışmasını kılıf olarak kullanmasına karşı olduğumuzu ifade etmiş olalım. Yaklaşık 10 yıldır anayasayı tartışıyoruz. 10 yıldır ülkeyi kim yönetiyor. AK Parti yönetiyor. 20 yıldır AK Parti ülkeyi yönetiyor ama problemler maalesef çözülmüyor.

'Bu emekli ve asgari ücretli ocak ayına kadar nasıl geçinecek?'

Bir de bizim tartışılmasını istediğimiz hususlar, iktidarın tartışılmasını istediği hususlar var ama bir de vatandaşın ısrarla tartışılmasını istediği hususlar var. Vatandaş ekonomiyi konuşmak istiyor, 11 bin 500 TL asgari ücreti konuşmak istiyor. Bunlar gündem olmuyor. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı dün yine bir açıklama yaptı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile emekli maaşlarında ve asgari ücrette iyileştirme yapılacağını ifade ettiler. Ne zamanı işaret etti? Ocak ayını işaret etti. İyi de bu emekli ve asgari ücretli ocak ayına kadar nasıl geçinecek? Bunu anlamakta hakikaten zorlanıyoruz.

Ülkede ekonomik anlamda esas tufan; altını çizerek ifade etmek istiyorum. Yani iddialı bir cümle olarak kullanmak istiyorum. Şu an ekonomik anlamda yaşadığımız sıkıntılar birer fragman. Esas problem 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yaşanacak. Ülke çok daha büyük problemlerle çok daha büyük tufanlarla karşı karşıya kalacak. Hani güzel Anadolu’da sürekli kullanılan bir tabir var. ‘Zenginin gönlü oluncaya kadar fakirin canı çıkar’ derler. AK Partili iktidarının gönlü oluncaya kadar, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, hükümet yetkililerinin gönlü oluncaya kadar emeklinin ve asgari ücretlinin canı maalesef çıkmış olacak.

'Okula gönderdiğimiz her 4 çocuktan biri aç bir şekilde evden çıktı'

Bir diğer konuşamadığım husus da eğitimdir. Eğitimi konuşamıyoruz. Geçtiğimiz hafta okullar açılmış oldu. Maalesef çocuklarımızı buruk bir şekilde okula gönderdik. Bugün Kars dilimizde okula gönderdiğimiz her 4 çocuktan biri aç bir şekilde evden çıktı. Bunu hangi vicdan kabul edebilir, hangi akıl bunu kabul edebilir. Bugün Kars ilimizde 100 çocuğumuzdan 22’si yoksul şartlarda büyüyorlar, yoksulluk içerisinde yetişiyorlar. Bunu konuşabiliyorsunuz? Maalesef bunu konuşamıyoruz. Geçtiğimiz yıl Kars ilimizde okul öncesi eğitime başlayan bir gencin okula hazırlık masrafı 7 bin lirayken, bu sene 17 binlerde liraya çıkmış durumda. İlkokula başlayan bir çocuğumuzun Kars ilinde geçen sene okul öncesi masrafı 12 bin lirayken bugün 28 bin liraya çıkmış. Bugün Kars ilimizde kırtasiye masrafları yüzde 300 artmış. Bunların konuşulması gerekiyor ama maalesef yine bunların da gündem olmadığı bir coğrafyada yaşama gayreti içerisindeyiz." (ANKA)

Gündem