Sinan Oğan "Bana yapılan saldırıyı planladı" dediği Bekir Bozdağ'la aynı masada

Sinan Oğan "Bana yapılan saldırıyı planladı" dediği Bekir Bozdağ'la aynı masada
Herkes Sinan Oğan’ın nasıl olup da HÜDAPAR ile ittifak kuran AKP ile birlikte hareket edebildiğini soruyor ama dahası vardı: Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçildiği takdirde, Sinan Oğan Cumhurbaşkanı Yardımcısı olursa muhtemel ki Beştepe’deki ilk Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nda kendisine saldırı planlamakla suçladığı Bekir Bozdağ ile aynı masada oturacak. Ve dahası Bozdağ da suç duyurusunda bulunduğu Oğan’a “Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım” diyerek söze başlayacak.

ERSAN ATAR

Sevgili okur,

Hepimiz çok yorulduk. Ne sizin uzun analizler okumaya enerjiniz kaldı, ne bizim uzun uzun “siyasi duruş” analizleri yapmaya. O nedenle size bugün kısa bir olayı anlatacağız.

Şimdi herkes, ikinci turda Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber yürüyecek olan Sinan Oğan’ın, HÜDAPAR ile ittifak yapan AKP’nin adayı Erdoğan’a nasıl oy isteyebildiğini soruyor. Bu soru sorulurken elbette Oğan’ın “Ne domuz bağı ne Kandil dağı” sözleri hatırlanıyor.

Bu belki de Türkiye siyasetinin kaderi: Duruşsuzluk. Bakın yine aklımız siyaseti analiz etmeye yöneldi, hemen konuya dönelim.

Şimdi size, Oğan’ın Iğdır Milletvekili olarak siyasete atıldığı MHP’den ihraç süreci içindeki bir olayı anlatalım:

Sinan Oğan’ın istifa ettiği partisi MHP ile kanı bir türlü uyuşmamıştı. Kim haklıydı, kim doğruydu bilemeyiz ama durum buydu. Nitekim 2017 Anayasa değişikliği referandumu yaklaşmıştı. Hani, Oğan’ın o dönemde “ucube sistem” dediği “Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli”ni içeren Anayasa değişikliği referandumundan söz ediyoruz. Sinan Oğan o zaman, şimdi yollarını ayırdığı Ümit Özdağ ile birlikte hareket ediyor ve etkin bir “Hayır” kampanyası yürütüyordu. Oğan bir o ildeydi, bir bu ilde.

Oğan’ın yolu, milliyetçi tutumuyla bilinen Yozgat’a düşmüştü. Oğan, “Hayırlı Anadolu Yürüyüşü” programında konuşacaktı. Dinleyiciler, Yozgat Belediyesi Kültür Merkezi toplantı salonunda yerlerini almışlar, konuşmacıyı bekliyorlardı. Oğan, minibüs denilebilecek özel bir otomobille salonun önüne gelmiş, tam inecekti ki birden ortalık karıştı. Yaklaşık 150 kişilik MHP’li grup birden sloganlar atmaya başladı: Hareketin lideri Devlet Bahçeli!

Oğan taraftarları da karşılık veriyordu: Bozkurt Sinan!

Sloganlar birbirine karışıyordu ve çok geçmedi iki grup birbirine girdi. Sopalar havada uçuştu. Dahası, ‘torpil’ olarak adlandırılan küçük ses bombaları patladı. Polis gruba biber gazı sıktı, ortalık sakinleşti de Oğan arabadan inebildi.

Araçta sadece Oğan yoktu. Eşi ve o zaman 7 yaşında olan kızı ile Alparslan Türkeş’in kızı Çağrı Türkeş de vardı.

Oğan saldırıdan sonra Meclis’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyleyecekti:

“O saldırı, benim aileme yapılmış bir saldırıdır. En kötü dönemlerde dahi 7 yaşındaki bir kız çocuğunun da içinde olduğu bir araca saldırı yapılmadı. Bu kadar alçakça bir saldırıya şimdiye kadar kimse imza atmadı. Allah’a bir can borcumuz var, alacaksanız, hodri meydan buyurun gelin alın. Canımızı mı alacaksınız, bizi canımızla mı korkutuyorsunuz.”

Sinan Oğan, saldırıyı silahlı saldırı olarak nitelendiriyor, saldırganların silahlı olduğunu iddia ediyor ve devam ediyordu:

“Üç dört tanesinin belinde silahı ben gördüm, gördüm! O yüzden silahlı saldırı diyorum. Allah korusun orada arabanın içine girdiklerinde ne olurdu sizce?”

Oğan: Bozdağ planladı

Geldik bu yazının asıl konusu olan bölüme. Sinan Oğan devam ediyordu:

“Saldırıya göz yumuldu. Ya bu ülkede adalet yok mu? Kendimizi kendimiz mi koruyacağız? Silahlanalım mı ne yapalım?”

Oğan, basın toplantısında bu kadarını söylüyordu da asıl tepkisini sosyal medya hesabından gösteriyordu. Şimdi sosyal medyadaki o paylaşımlarını aktaralım.

Oğan’ın ilk paylaşımı, yıllar sonra kendisini “ailesini koruyan kahraman” olarak suç örgütü lideri Sedat Peker’in daha hafızalarımızda tazeliğini koruyan paylaşımlarına benziyordu. Oğan, ailesi ve kızının da saldırıya maruz kaldığını ön plana çıkarıp twitter’dan önce şunları yazıyordu:

“Gittiği kreşte bile arkadaşlarına Bozkurt yapmayı öğreten, saldırı sırasındaki araçtaki 7 yaşındaki kızımın bir damla göz yaşına değmezsiniz.”

Oğan hemen peşinden attığı twitte olayın siyasi yönüne işaret ediyordu:

“Bu saldırının hedefi Sinan Oğan değil, ‘hayır’ diyenlerdir. Bu saldırının hedefi Türk demokrasisidir.”, “Devlet desteğinde Hayırcılara saldırıların olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu diktatörlük kurulma çabası değil de nedir?”

Ve Oğan şunları yazıp paylaşıyordu:

“Saldırıyı B. Bozdağ (Bekir Bozdağ), Vali, Emniyet Müdürü ve S. Durmaz (Sadir Durmaz) ortak planladı”

Nitekim sonraki yaptığı açıklamalarda MHP’li Şevkat Çetin’in de adını anacak saldırıyı organize etmekle suçlayacaktı.

Ve nihayet Oğan’a göre saldırının amacı, referandumdan “hayır” oyu çıkması halinde referandum sonuçlarının iptal ettirilmek istenmesiydi.

Bozdağ: Bana hakaret etti

Referandumdu, devletin yeniden şekillenmesiydi derken vakit geçti ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Oğan’ın bu paylaşım ve sözleriyle kendisine hakaret ettiğini savunarak suç duyurusunda bulundu.

Bakan Bozdağ’a göre, Oğan’ın sözleri “ne siyasi ahlaka sığıyordu ne de siyasetin etik kurallarına uygundu.” Nitekim adliyeye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da avukatı olan Hüseyin Aydın aracılığıyla verdiği suç duyurusu dilekçesinde şunlar yazacaktı:

“Şüphelinin (Sinan Oğan) açıklamaları gerek içeriği gerekse vardığı sonuç itibarıyla akıl, mantık ve vicdanla bağdaşmayan, gerçekle hiçbir ilişkisi olmayan hakaret niteliği taşımaktadır. Şüphelinin açıklamaları hiçbir dayanağı olmayan, hayal mahsulü iddialardan oluşmaktadır. Şüphelinin bu gerçek dışı iddialar üzerinden müvekkilimizi yıpratma çabasını siyasi ahlakla, siyasetin temel ilkeleriyle ve etik kurallarıyla bağdaştırmak mümkün değildir.”

Bozdağ, Oğan’ın hakaret suçundan cezalandırılmasını istiyordu.

Ve o Bekir Bozdağ, şimdi Sinan Oğan, 28 Mayıs’ta Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklayan Sinan Oğan’a ilk teşekkür eden isimlerden biri olacaktı, Oğan’ın “ilkeli duruşu”na (!) duyduğu hayranlığı ifade ecekti Bozdağ’ın daha önceki günkü açıklamasını aktaralım:

“Sayın Sinan Oğan'ı bu başarısından dolayı kutluyorum. Seçimde büyük başarı ortaya koydu. Milletin önemli bir kesiminin desteğini aldı. Dünkü açıklaması ile ilkesel bir tavır ortaya koydu. Tam bağımsız bir Türkiye'yi isteyen Oğan, ilkeli duruşun gereği olarak cumhurbaşkanımızı destekleyeceğini ifade etti. Onun ilkelerini hayata geçirecek olan sayın Erdoğan'dır. Aksi olsa kendi görüşleri ile ters düşmüş olurdu. Terör örgütlerinin desteklediği birine destek olamayacaklarını açıkladı. Yeni dönemde çok konuşulacak birisi olacak, yakından takip edilecektir.

Beştepe’de bir kabine toplantısı: Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım

Şu ana kadar, 2017’de olmuş olanları, şimdi olup bitenleri aktardık. Gelin şimdi bir olasılıktan söz edelim ve “siyasetin ilkeli duruş”unu özetleyelim:

Sayalım ki, Cumhur İttifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçilmiş ve Ankara kulislerinde konuşulanlara göre de Sinan Oğan Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmuş.

Beştepe’de Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplanıyor ve Erdoğan seçim sırasında her biri seçim ofisi gibi çalışan Bakanlıkların başındaki arkadaşlarına teşekkür ediyor ve yeni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sinan Oğan’ı takdim ediyor. Sıra olası Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a geliyor:

“Hayırlı olsun Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım”

Ve Oğan dün kendisine, kendisinden de ziyade 7 yaşındaki kızına yönelik olduğunu iddia ettiği saldırının planlayıcı olduğunu iddia ettiği Bekir Bozdağ’a cevap veriyor:

“Teşekkürler Sayın Adalet Bakanım.”

Davalıyla davacı aynı kabine masasında.

Moda deyimle, “yazı bu kadar” sevgili okur.

Gündem