Sancar: Kobani davasında tüm muhalifler için norm yaratılıyor

Sancar: Kobani davasında tüm muhalifler için norm yaratılıyor
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kobani davası karşısında muhalefetin tutumunu eleştirerek, “Ne yazık ki Kobani Kumpas Davası boyunca başta siyasi muhalefet olmak üzere genel olarak güçlü bir dayanışma sergilendiğini söyleyemeyiz” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ile Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüleri Nuray Özdoğan ve Serhat Eren, bugün 52’nci duruşma periyodu görülmeye başlanan Kobani davasına ilişkin HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Duruşmanın sabahki oturumunu izledikten sonra parti genel merkezine gelen Sancar, “Bu dava bir kumpas davasıdır” dedi.

Davanın geçmişine dair hatırlatmalarda bulunan Sancar, şöyle konuştu:

“Davanın açıldığı tarih önemli. Davanın gelişim seyrine baktığımızda, bütün aşamaların iktidarın siyasi ihtiyaçlarına göre düzenlendiğini görebilirsiniz. Kobani kumpas davasının asıl amacı nedir? Bir; IŞİD vahşetini ve tehlikesini unutturmak.

“2014 yılında sadece Türkiye’de, sadece Kobani ve Rojava’da değil bütün dünyada IŞİD vahşeti konuşuluyordu. IŞİD’in başlattığı hamlelerin son aşaması olarak Kobani’nin düşürülmesi söz konusuydu. IŞİD’in Kobani’yi kuşatmasına karşı sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok ülkesinde eylemler ve gösteriler, dayanışma faaliyetleri ortaya konuldu. Türkiye’de de bunlar yine aynı şekilde yaşandı. IŞİD’in saldırılarına karşı dayanışma ve Türkiye’de hükümetin Kobani’ye yardım için koridor açma talebi dile getiriliyordu bu eylemlerde. Partimiz HDP’nin o dönem yaptığı çağrı da bu çerçevedeydi. Demokratik barışçıl bir şekilde Kobani halkıyla dayanışma, IŞİD vahşetine karşı birlikte durma çağrısını içeriyordu.

“Hakikati karartma amacı taşıyor”

“IŞİD’in o dönem yarattığı büyük tehdide karşı Kobani’de halkların sergilediği direniş bütün insanlık tarafından şanlı bir sayfa olarak görüldü. IŞİD’in geriletilmesi ve çöküş süreci Kobani’deki yenilgi ile başladı. İşte IŞİD tehlikesini, IŞİD’in o dönem yarattığı ve bugüne sarkması muhtemel bütün tehditleri unutturmak için, hükümetin o dönem kendi sorumluluğunu örtmesi için Kobani Kumpas Davası devreye sokuldu. Kobani Kumpas Davası öncelikle bu hakikatleri karartma ve unutturma amacı taşıyor.”

6-8 Ekim 2014’te yaşananların kirli bir tezgah olduğunu, bunu dönemin en yetkili bakanlarının da söylediğini ifade eden Sancar, “O dönem sergilenen kirli ve kanlı tezgahların ortaya çıkmasını bu iktidar hiçbir zaman istemedi. Partimiz o dönem neler yaşandığının bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmasını her zaman talep etti. Çünkü o tarihten sonra yaşanan siyasi gelişmeler şu an içinde yaşadığımız rejimin yerleşmesi için kurulan planların birer parçasıydı. Eğer hakikatler ortaya çıkarılabilseydi, iktidar blokunun bu siyasi darbe operasyonları için planladığı aşamaların boşa çıkarılması çok daha mümkün olacaktı” diye konuştu.

“İktidar Kobani’nin ve 7 Haziran’ın intikamını almak istiyor”

“Aynı şekilde iktidar bu dava ile bir tür intikam alma peşindedir” diyen Sancar, şöyle devam etti:

“IŞİD’e karşı yürütülen mücadelenin ardından Kobani’nin kurtarılması ve 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin Meclis’te hükümet kurma çoğunluğunu kaybetmesi bu iktidar için bir travma olmuştur. Kobani’de IŞİD’in geriletilmesi ve yenilmesinin birkaç ay sonrasında 7 Haziran seçimleri gerçekleşmiştir. O seçimlerde AKP, tarihinin en ağır yenilgisini almıştır. Hem IŞİD’e karşı Kobani'de yürütülen direnişin hem de 7 Haziran’da AKP’nin aldığı seçim yenilgisinin intikamı Kobani Kumpas Davasıyla alınmak isteniyor.”

“Davanın bir amacı da demokratik siyasetin tasfiyesi”

İktidarın o tarihlerden sonra yeni bir siyaset izlediğini, 1 Kasım seçimlerinden sonra Kürtlerin Suriye'deki kazanımlarına saldırdığını söyleyen Sancar, “Kobani Kumpas Davası da bu saldırıların bir parçası olarak görülmelidir. Kobani Kumpas Davasının bir amacı da demokratik siyaseti kuşatmak ve tasfiye etmektir. Bunu Çöktürme Planından gayet iyi biliyoruz. Kobani Kumpas Davası, Çöktürme Planının bir unsurudur. 2020’de başlayan Kobani Kumpas Davası operasyonları aynı zamanda HDP’ye karşı kapatma davası açılmasının da bir ön aşaması olmuştur. 2020 Eylül’ünde MYK üyelerimize düzenlenen operasyondan sonra 17 Mart 2021’de, yani yaklaşık 6 ay sonra HDP hakkında kapatma davası açılmıştır. Bütün bunlar gösteriyor ki bu dava tamamen siyasi amaçlarla açılmıştır ve siyasi hedeflerle yürütülmektedir. Bu davanın hukukla bir ilgisi yoktur. Duruşmayı yakından takip edenler gayet iyi görüyorlar ki burada uygulanan hukuk ne evrensel ilkelere uygundur ne de ‘milli’ hukuka uygundur. Tam tersine Kobani Kumpas Davasında uygulanan hukuk düşman hukukudur” dedi.

“Savunma hakları gasp ediliyor”

“Sanık sandalyesine haksız yere oturtulan arkadaşlarımız bütün meşru haklarından mahrum bırakılmaktadır. En başta yargılama hukuku açısından vazgeçilmez nitelikte olan savunma hakları gasp edilmektedir” diyen Sancar, duruşma periyotlarının dahi iktidarın siyasi hedefleriyle uyumlu şekilde düzenlendiğini kaydetti.

Sancra, “Bir mizansen, bir kurgu dava söz konusudur. Burada dünya tarihinde örneğine az rastladığımız, kara leke olarak hukuk ve siyaset tarihine geçen örneklerden biri ile karşı karşıyayız. Dreyfus Davası gibi, Leipzig Davası gibi kurgu davadır Kobani Kumpas Davası. O davalarda bile dönemin yönetimleri ve yargısı hiç olmazsa görüntüyü kurtarmak için bazı kurallara uymaya dikkat etmiştir. Kobani Kumpas Davasında ise mahkeme heyetinin böyle bir kaygısı bile yoktur” ifadelerini kullandı.

“Bu davada tüm muhalifler için norm yaratılıyor”

Masumiyet karinesi ve yargıya müdahale yasağının bu duruşmalarda ayaklar altına alındığını söyleyen Sancar, “Bu davada yapılan her şey zamanı geldiğinde bütün muhaliflere karşı uygulanacak bir norm yaratma amacını da taşımaktadır. Bugün bu tür davalara ve tezgahlara karşı geniş bir toplumsal duyarlılık ve kararlı bir demokratik mücadele en etkili yöntemdir” dedi.

“Güçlü bir dayanışma sergilenmedi”

Sancar, Kobani davası karşısında muhalefetin tutumunu eleştirerek, “Ne yazık ki Kobani Kumpas Davası boyunca başta siyasi muhalefet olmak üzere genel olarak güçlü bir dayanışma sergilendiğini söyleyemeyiz. Gerçi iktidarın basın üzerinde yoğun bir baskısı olduğunu biliyoruz ama buna rağmen siyasi muhalefet de çeşitli toplumsal çevreler de daha yüksek bir ilgi ve dayanışma gösterebilirdi. Şüphesiz burada davayı başından beri aynı dayanışma ruhuyla ve demokratik kararlılıkla takip eden dost ve yoldaş çevreleri bunun dışında tutuyoruz. Eğer bu ülkede adaletin hakim kılınmasını istiyorsak yapmamız gereken şey, toplumsal dayanışmayı ve ortak demokratik mücadeleyi büyütmektir” diye konuştu.

“Kobani Kumpas Davası aynı zamanda demokrasi ve barışa karşı bir tuzak ve kumpastır” diyen Sancar, 2013-15 yılları arasında yürütülen Çözüm Sürecindeki faaliyetlerin suç konusu yapıldığını hatırlattı.

Sancar, “Bu dava ile barış umudu yargılanmak isteniyor, Kürt sorununda demokratik çözüm arayışlarının önüne geçilmek isteniyor” dedi.

Sancar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kobani Kumpas Davasına karış sergilenecek tutum aynı zamanda adalet, demokrasi ve barış için verilecek mücadele açısından da çok değerlidir. Bizler bu konularda mücadelemizden en ufak bir adım geri atmayacağız. Hem Kürt sorununda demokratik çözüm hem bütün Türkiye’de özgürlük ve demokrasi hem de kalıcı barış için mücadelemize devam edeceğiz.

“Bugün yargılanmakta olan arkadaşlarımızın, savcıların sunduğu mütalaaya karşı savunmaları alınmak isteniyordu. Adil bir yargılama beklemiyoruz ama bu kadar acil bir yargılamanın da bir sebebi ve amacı vardır.

“İktidar yerel seçimlerde kendi hedefleri için istismar etmek isteyecek”

“Savcı mütalaasını seçimlerden kısa bir süre önce sunmuştu. Amaç seçimlerde bu mütalaayı kullanmaktı. Muhtemelen aynı taktiği önümüzdeki dönemde yerel seçimleri gözeterek yine devreye sokacaklardır. Bu davayı iktidar yerel seçimlerde kendi hedefleri için istismar etmek isteyecektir. Bu nedenle Kobani Kumpas Davası sadece demokratik siyasetin, HDP’nin tasfiyesi amacına yönelik değildir; Türkiye’de siyaseti bir bütün olarak dizayn etme gibi bir amaca da yöneliktir. O nedenle demokrasiden, adaletten, özgürlükten ve barıştan yana herkesin bu davayı yüksek duyarlılıkla takip etmesi ve iktidarın oyunlarına karşı ortak irade sergilemesi gerekmektedir.”

Sancar, bir gazetecinin “Yerel seçimlerden önce davanın sonuçlanmasını bekliyor musunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Bu davada her şey keyfi yürüyor. Bütün önemli yargılama aşamaları iktidarın amaçlarına göre ayarlanıyor. Siyasi iktidar kendisi için bir menfaat görürse, hangi tarihte bu menfaatin en iyi gerçekleşeceğini varsayarsa bu davanın da o zaman biteceğini tahmin edebiliriz.” (Kısa Dalga)

Gündem