Şentop: AB, Maraş’la alakalı açıklamalarımıza söz söyleme hakkına sahip değil

Şentop: AB, Maraş’la alakalı açıklamalarımıza söz söyleme hakkına sahip değil
TBMM Başkanı Şentop, “AB Türkiye'ye, kapalı Maraş ile alakalı açıklamalarımıza bir söz söyleme hakkına sahip değil. Önce kendi koydukları kuralları çiğnemeleri kapsamında bunun muhasebesini yapmak zorundalar” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Kuzay Kıbrıs hakkındaki açıklamalarına Avrupa ve ABD'den gelen tepkiler üzerine, "AB uygulamış olduğu kendi kurallarına, kendi tutumlarına aykırı bu tavrı karşısında Türkiye'ye, kapalı Maraş ile alakalı açıklamalarımıza bir söz söyleme hakkına sahip değil. Önce kendi koydukları kuralları çiğnemeleri kapsamında bunun muhasebesini yapmak zorundalar. Bu şekilde çifte standartlı, ikiyüzlü bir tutum bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor" dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Kurban Bayramı'nın ikinci gününü memleketi Tekirdağ'da geçirdi. 

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şentop, Türkiye olarak, Kıbrıs'ta iki halk mevcudiyeti bir gerçeklik, iki halk iki devletli bir sistem önerdiklerini belirterek, şunları söyledi:

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti müstakil bir devlet, Rumlar da güneyde kendi devletlerini kursunlar dolayısıyla iki devletli ve iki halklı bir çözüm. Artık yeni bir müzakere noktasında bu. Tabi bu süreçte Cumhurbaşkanımızın dün yaptığı açıklamalar üzerine gerek Avrupa Birliği'nden gerek Amerika Birleşik Devletleri'nden bazı tepkiler geldi. Halbuki AB'nin başta özellikle utanması, konuşmaması gereken bir konu bu.

Öncelikle birinci mevzu şu bu Annan Planı dediğimiz plan müzakere edildiğinde referanduma geçmeden önce şöyle bir taahhütte bulundu gerek BM gerekse AB. Referandumda bu anlaşma Türk kesiminden evet çıktığı takdirde, Rumlardan hayır çıktığı takdirde yani bu anlaşma kabul edilmemesine rağmen Türk kesimi evet derse Türk kesimine olan izolasyonların ve dışlanmaların ortadan kalkacağı ve ilişkilerin, ekonomik ilişkiler başta olmak üzere kurulacağına dair bir taahhüdü vardı gerek BM'nin gerek AB'nin.

Ne oldu, evet çıktı yüzde 65, Rumlardan hayır çıktı yüzde 76. Fakat AB bu taahhüdünü tutmadı. Sadece bu değil, ikinci bir husus Roma Anlaşması'nda AB'nin kurucu anlaşmasında kendi sınırları içerisinde bir ihtilaf, çatışmalar olan, anlaşmazlık olan devletlerin AB'ye kabul edilemeyeceğine dair hüküm var. Buna rağmen Rum kesimini, Kıbrıs'ın tamamının temsilcisiymiş gibi AB'ye dahil ettiler, kabul ettiler. Dolayısıyla AB uygulamış olduğu kendi kurallarına, kendi tutumlarına aykırı bu tavrı karşısında Türkiye'ye, kapalı Maraş ile alakalı açıklamalarımıza bir söz söyleme hakkına sahip değil. Önce kendi koydukları kuralları çiğnemeleri kapsamında bunun muhasebesini yapmak zorundalar.

Bu şekilde çifte standartlı, ikiyüzlü bir tutum bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor. Bunlarla ilgili başta Yunanistan sahip çıkacak, Fransa yanında yer alıyoruz diyerek sahip çıkacak, ABD sahip çıkacak ama garantör devletlerden bir tanesi olan Türkiye kuzeydeki Türklere sahip çıkmayacak. Böyle bir memleket yok, böyle bir dünya yok. Eğer siz Rumlara sahip çıkıyorsanız, onların arkasında olmak başka devletlere birer haksa Türk kesiminin kuzeydeki Türklerin yanında olmak da Türkiye için en tabii haktır hem tarihi bakımdan hem uluslararası hukuk bakımından. Hem oranın demografik beşeri bakımından Türkiye'nin en tabii hakkıdır. Buna kimsenin söz söylemeye de kimsenin bir hakkı bir yüzü de yoktur.” (DHA)

Gündem