Sinan Ateş suikastı iddianamesi 1 yıl 4 ay sonra hazırlandı

Sinan Ateş suikastı iddianamesi 1 yıl 4 ay sonra hazırlandı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine soruşturmayı tamamlayarak, 22 kişi hakkında ''tasarlayarak öldürme'' suçundan iddianame düzenledi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Aralık 2022’de Ankara Çukurambar’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturmasını tamamladı. Başsavcılık, "'tasarlayarak öldürme'" suçundan 22 kişi hakkında iddianame düzenledi. Söz konusu iddianame, Ayhan Bora Kaplan Davası'na da bakan Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

İddianame, Ateş cinayetinin işlenmesinden 1 yıl 4 ay sonra hazırlandı.

Ne olmuştu?

Sinan Ateş cinayeti, MHP içindeki tartışmaların ardından geldi. Ülkü Ocakları içindeki bir grup Ateş’i ve yakınındaki isimlerin ‘FETÖ’cü olduğunu’ ileri sürdü.

Ülkü Ocakları içindeki tartışmaların, silahlı eyleme dökülmesi ise 15 Mart 2022'de gerçekleşti. Sinan Ateş’e yakınlığıyla bilinen eski Mersin Ülkü Ocakları İl Başkanı Çağrı Ünel'e saldırı düzenlendi. Ünel, kendisine saldıran ülkücü Emrullah Kaplan'ı silahla vurarak öldürdü.

Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022’de öldürülmesinin ardından, cinayetin Ateş’in İYİ Parti'ye yakınlaşması yüzünden işlendiği savları öne sürüldü. 29 Aralık 2022 tarihinde sosyal medya hesabından, İYİ Parti üyesi siyasetçilerle beraber olduğu bir fotoğraf paylaşan Ateş; ardından, Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne bağlılığını ifade eden bir açıklamada bulunmuştu.

Ateş, suikastın öncesinde farklı şehirlere ziyaretlerde bulundu. Iğdır ziyareti sırasında kendisini “ülkücü” olarak tanıtan kişiler mevcut Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım'ı etiketleyerek, "Sen emret genel başkanım; vatanın en doğusundan binlerce YİĞİT’in, bir YILDIRIM gibi tepelerine insin bütün hainlerin" şeklinde paylaşımlar yaptı. Iğdır'da bulunduğu zaman dilimi içerisinde Ateş'e eşlik eden Eski Iğdır Ülkü Ocakları İl Başkanı Mutluhan Kaşkar'a; 16 Aralık tarihinde ülkücüler tarafından sopalı saldırı, 21 Aralık tarihinde ise sopalı ve kılıçlı saldırı girişiminde bulunuldu.

13 kişi tutuklandı

Ateş’in öldürülmesinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada 13 kişi tutuklandı.

Gezi direnişi sırasında İstanbul Gülsuyu’nda uyuşturucuya karşı yürüyüş yapan Hasan Ferit Gedik’i öldürmekten 35 yıl 4 ay hapis cezası alan, 2015'te tahliye olan ve 2018'de hakkında yakalama kararı çıkartılan "Dodo" takma adlı Doğukan Çep, azmettirici olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Verdiği ifadede; genel başkanlık döneminde temyiz dosyası için Ateş'ten yardım istediğini, fakat yardımcı olmaması üzerine saldırıyı planladıklarını; amaçlarının öldürmek değil, gözdağı vermek olduğunu söyledi. Saldırının azmettiricisini, saldırıyı gerçekleştiren Eray Özyağcı'nın bildiğini iddia etti.

Saldırı sonrasında Vedat Balkaya tarafından motorsiklet ile Gölbaşı'na ulaştırılan "Papi" takma adlı saldırgan Eray Özyağcı Yunanistan'a geçiş yapmaya çalıştığı sırada Edirne'de yakalandı.

Özyağcı'yı, İstanbul'dan saldırının gerçekleştiği yer olan Ankara'ya, transporter model bir araç eşliğinde Aşkın Mert Gelenbey ve Murat Can Çolak isimli iki özel harekât polisinin getirdiği belirlendi. Polislerden birinin uyuşturucudan suç kaydı bulunduğu ve yolculuk sırasında, polis kimliği kullanılarak bir polis çevirmesinin atlatıldığı tespit edildi.

Parayı MHP yöneticisi gönderdi

Çep'e 97 bin lira gönderdiği iddia edilen Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk tutuklandı. Köktürk, 28 Aralık gecesi saat on birde; Çep'in iki günlüğüne acil paraya ihtiyacı olduğunu söylediği bir FaceTime araması yaptığı ve 4 bin lira gönderip gönderemeyeceğini sorduğunu söyledi. Kendisinde ve işlemlerini gerçekleştirdiği eşinin kartında da para bulunmadığını söyleyen Köktürk; Çep'in ısrarı üzerine, yanında bulunan tanıdığından para alarak, eşinin banka kartı üzerinden Çep'e 4 bin lira gönderdiğini dile getirdi. Çep ile daha öncesinde aralarında para transferleri yaşandığı için kendisine gönderilen IBAN'i sorgulamadığını söyledi ve saldırı ile bir bağının olduğuna yönelik suçlamalara itiraz etti. Köktürk'ün; 2013 yılında bir lise öğrencisini öldürmekten yirmi yıl hüküm giyip, yalnızca bir yıl cezaevinde yattığı ortaya çıktı. 2013 yılında Maltepe Cezaevi'nde yattığı sırada, Çep ile aynı koğuşta bulunması yüzünden tanışıklığının var olduğunu öne sürdü. Çep ile Köktürk'ün davasını; aynı Milliyetçi Hareket Parti'li avukatın savunduğu ortaya çıktı.

Kılavuz’un evinde gözaltına alındı

Balkaya tarafından Gölbaşı'na ulaştırılan Özyağcı'yı, Gölbaşı'dan çıkardığı iddia edilen Ülkü Ocakları'nda yöneticilik görevinde bulunmuş Tolgahan Demirbaş; Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve o dönem Milliyetçi Hareket Partisi Mersin Milletvekili olan Olcay Kılavuz'un evinden gözaltına alındı.

Kılavuz'un; Demirbaş'ın gözaltına alınma sürecini engellemeye çalıştığı ve polislere, "siz gidin, sahibiniz gelsin" dediği iddia edildi.

Soruşturma savcısı Ayhan Ay'ın yürüttüğü soruşturma dosyasına, daha sonradan atanan yeni savcı Durmuş Ali Kaya tarafından Demirbaş'ın ifadesi alındıktan sonra adli kontrol talebi ile hakimliğe sevk edildi. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Demirbaş'ın, Gölbaşı'nda bulunduğu polisler tarafından tespit edildi. Demirbaş, Gölbaşı'na gezmeye gittiğini söyledi. Daha sonraki süreçte Tolga Demirbaş’ın, Olcay Kılavuz’un da bulunduğu evden gözaltına alınması sırasında polislerin tuttuğu tutanak kaybolduğu için savcılar tarafından soruşturma dosyasına Kılavuz dahil edilemedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Olcay Kılavuz’a destek veren açıklamalarda bulundu. Kılavuz, 14 Mayıs 2023’te yapılan Genel Seçimleri’nde Mersin dördüncü sıradan listeye girdi ancak seçilemedi.

Bahçeli, Olcay Kılavuz’u Türkiye Büyük Millet Meclisi danışmanı yaptı.

Politika