Sırrı Sakık, CHP'ye cevap verdi: Doğru diyorlar onlara da AKP'ye de kaybettireceğiz

Sırrı Sakık, CHP'ye cevap verdi: Doğru diyorlar onlara da AKP'ye de kaybettireceğiz
DEM Parti İzmir belediye eşbaşkan adayları tanıtım toplantısında konuşan DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, bazı illerde aday çıkarmaları nedeni ile kendilerini suçlayan CHP'lilere, "Doğru diyorlar onlara da AKP'ye de kaybettireceğiz. CHP'ye 2 dönem destek verdik. Yerel seçimlerde destek vererek, onlara belediyelerde cenneti vadettik. Onlar ise belediyeleri Kürtler için cehenneme çevirdi" diye cevap verdi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM PARTİ) İzmir’deki belediye eş başkan adaylarını Kültürpark’ta bulunan İsmet İnönü Kültür Merkezi Salonu'nda düzenlenen etkinlikte tanıttı. Salona Kürtçe ve Türkçe "Demokratik ekolojik kadın özgürlükçü İzmir için geliyoruz", "Yerel demokrasi ile özgür kentlere" yazılı pankartlar asıldı.

Etkinlikte konuşan DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, CHP'lilerin "Bize kaybettirmek için aday çıkarıyorlar" sözlerini hatırlatıp şunları söyledi: "Doğru diyorlar onlara da AKP'ye de kaybettireceğiz. CHP'ye 2 dönem destek verdik. Yerel seçimlerde destek vererek, onlara belediyelerde cenneti vadettik. Onlar ise belediyeleri Kürtler için cehenneme çevirdi.

"Kürdün oyu ile seçileceksin sonra sırtını Kürtlere döneceksin"

İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu seçilir seçilmez 'Topal Osman'ın torunuyum' dedi. Biz de Şeyh Sait, Seyit Rıza'nın torunlarıyız. Bunları unutuyorlar. Kürdün oyu ile seçileceksin sonra sırtını Kürtlere döneceksin. Biz bunlarla yol yürüyemeyiz. Genel seçimlerde hesapsız kitapsız demokrasi ve barış için destek sunduk. Ancak onlar gidip Ümit Özdağ ile protokol imzaladılar. Böyle bir partiye nasıl destek veririz? CHP'ye sormak istiyorum. Kürt illerinde ne kadar oy alıyorsunuz ki buralarda aday çıkarıyorsunuz? Bunların hepsi tekçi ve ırkçıdır. Yolumuz 3'ncü yoldur, bu yol doğru bir yoldur. Kürt halkı 31 Mart'ta kayyımları göndermekte inançlı ve kararlıdır. Bizim yolumuz halkların yoludur. Belirleyici olan halklar olacaktır. Rantçılar kaybedecek, halklar kazanacak."

Konuşma ve aday tanıtımının ardından seçim beyannamesini eşbaşkan adayları Akın Birdal ve Türkan Aslan Ağaç okudu. Partinin İzmir seçim beyannamesi şöyle;

- Efem Çukuru Altın Madeni:2011’den bu yana faaliyetini sürdüren işletme, İzmir’in su ihtiyacının % 40’ının sağlandığı Tahtalı Barajı havzasının yüzeysel sınırında yer almaktadır. Yer altı ve yüzey sularını kirletme riski konusunda onlarca bilimsel rapora rağmen maden halen çalışmaya devam etmekte.

- Erzincan İliç’teki yaşanan felaketten sonra İzmir’in benzer bir felaketi yaşaması an meselesidir.

- İzmir’in Su Krizi: İzmir’in gelecekteki su ihtiyacı için içme suyu kaynaklarını geliştirmesi gerekiyor. Manisa Gördes Barajı’ndan gelen içme suyunun yetersiz olması nedeniyle, yapımına hala izin verilmeyen Güzelbahçe Çamlı Barajı projesi acilen başlatılmalı.

- Eski Kurşun Fabrikası: Gaziemir’de 1940’lı yıllarda kurulan ve 2010 yılına kadar kurşun fabrikası olarak faaliyetini sürdüren fabrikanın atıklarını bahçesine gömdüğü ve daha sonra nükleer tesisi bulunmayan bir ülkede nereden geldiği tespit edilemeyen kurşun, arsenik, çinko, demir ve mangan gibi elementler yanında nükleer atıklara ait 10.125 m3 radyoaktif element tespit edilmiştir.

- Sanayi Üretimi: İzmir aynı zamanda sanayi bölgesi olması nedeniyle hava kirliliği ve buna bağlı sorunlarla yaşamak zorunda kalıyor.

İzmir’deki hava kirliliği özellikle demir çelik, gemi söküm, rafineri, petrokimya,termik santral gibi büyük kirletici kaynakların bulunduğu Aliağa bölgesinden kaynaklanmaktadır.

Bornova sınırları içinde yer alan çimento fabrikaları ile farklı yerlere kurulmuş beton santralleri de bir başka kirlilik kaynağıdır.

- Doğal Kaynak Tüketimi: İzmir’in her tarafına yayılmış taş ve maden ocakları, doğal çevrenin tahribatı yanında hava kirliliğinin bir başka sebebidir.

- Biyoçeşitliliğin Azalması: Bakırçay, Gediz, Nif ve Küçük Menderes nehirlerindeki kirlilik, bunlardan yararlanan canlı türlerini azaltarak biyoçeşitliliğin olumsuz olarak etkilemektedir.

- İzmir’in % 29’u tarımsal alanlardan oluşmaktadır. Ancak piyasaya yönelik tarımsal üretim nedeniyle tarım ürünleri çeşitliliği azalmaktadır. Örneğin Küçük Menderes Havzası’ndaki arazilerin büyük bölümünde hayvan yemi olarak kullanılmak üzere slajlık mısır üretimi yapılıyor. Bu üretimde oldukça fazla su tüketilmekte su kaynakları olumsuz etkilenmektedir.

Kent Suçları adlandırdığımız bu saldırılardan bazıları;

- Çeşme Turizm Projesi: Urla, Karaburun, Çeşme Yarımadası’nın yüzde 55’ini kapsayan alanı etkileyecek “Çeşme Turizm Projesi” rant ve beton projesidir. Özgün coğrafyası, tarihi, kültürel, arkeolojik ve doğal nitelikleriyle çok çeşitli bir yapıya sahip olan Yarımada’nın doğal dengesi bu projeyle tamamen tehlike atına girecektir.

- Körfez Çevresindeki Gökdelenler: Körfez çevresinde İzmir’in mezar taşları olarak adlandırdığımız gökdelenler, her geçen gün artıyor. Yerel yönetimler tarafından onaylanmadığında merkezi iktidar tarafından teşvik edilen bu yapılar, İzmir’in kültürüne, hafızasına, kimliğine bir saldırıdır. Bu yapılarla İzmir’in kimliği de kültürü de dokusu da giderek bozulmaktadır.

- İnciraltı’nı imara açma planları: Balçova ilçe sınırları içinde yer alan toplam büyüklüğü 513 bin dönüm alan değişik isimlerle imara açılmaya çalışılıyor. Son olarak 14 Mayıs seçimlerinin hemen 3 gün öncesinde İnciraltı'na ilişkin imar planları askıya çıkarıldı. TMMOB’a bağlı uzman meslek odaları plana karşı dava açtı ve dava halen sürüyor.

- İzmir Körfez Geçiş Projesi: Çiğli’nin Balçova’ya bağlanması bahanesiyle üretilmiş bir köprü ve tüp geçit projesidir. Askılı deniz köprüsü, tüp geçit ve yapay bir adadan oluşturulmak istenen bu proje ile Ramsar Sözleşmesi ile korunan alanlar yok edilecek, şehrin körfez üzerindeki silüeti bozulacak, deniz dibi akıntı kesintiye uğrayacak, körfezdeki deniz canlılarının yaşam alanları yok edilecek. Bu proje, aynı zamanda İnciraltı’nı imara açma planlarının bir bileşenidir.

Fuarcılığın biçim değiştirmesi, İzmir Fuar’ının Gaziemir’e taşınması ve İzmir Enternasyonal Fuarı’nın da eski haliyle sürdürülememesi; Kültürpark’ın kuruluşundan bugüne kendi içinde oluşturduğu eko sisteminin korunacağı “EKO PARK” karakteriyle bir ‘Kent Parkı’na dönüşebilmesi için bir fırsat yaratmıştır. Kültürpark Koruma Planı gereklilikleri, yerel yönetimler tarafından yeterince uygulanamamaktadır.

- 30 Ekim 2020 tarihinde 6.9 şiddetinde Samos adası merkezli deprem İzmir’de acı sonuçlara yol açmıştır. 117 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 1034 kişi de yaralanmış, 9 bin 49 yapı ise depremden etkilenmiştir.

- Buna rağmen depreme karşı yeterli hazırlık görülmemektedir. Depreme dayanıksız binaların dönüşümü ilgili herhangi bir politika, proje ve girişim yok.

- İzmir modern ve çağdaş bir kent gibi görünmekle birlikte alt yapı eksiklikleri ve iklim değişikliği nedeniyle her yağmur yağdığında ve meteorolojik bir olayda Alsancak, Bostanlı, Mavişehir ve Karşıyaka sular altında kalmakta ve birçok yurttaş maddi ve manevi zarar görmektedir. En son 26 kasımdaki deniz taşmasında yüzlerce ev ve işyeri sular altında kalmış ve milyonlarca lira maddi zarar meydana gelmiştir.

- İzmir bir deniz kenti olmasına rağmen denizden, deniz ulaşımından yeteri kadar yararlanmamaktadır. Oysa ki tarihsel kimliği ile bir liman kenti olmasının yanında denizci bir kent olarak bilinen İzmir’in geçmişte İzmir kayıkları, İzmir takaları ve yolcu gemileri büyük bir deniz canlılığı yaşamaktayken bugün o canlılığı görememekteyiz. Denize kıyıları olan ilçelerin ve merkezin deniz ulaşımı ile buluşturulması hedeflerimiz arasındadır." (Kısa Dalga)

Gündem