Soruşturma dosyaları ‘istismar’ gerekçesiyle gözetim altına alındı
ERSAN ATAR
Adalet Bakanlığı’nın önceki gün tüm başsavcılıklara gönderdiği, “istismar genelgesi” olarak kamuoyuna sunulan genelgenin, soruşturmaların gizliliğini siyasi bir kurum olan Adalet Bakanlığı lehine ihlal eden birçok hüküm içerdiği ortaya çıktı. Genelge, tarikatlardaki H.G.K istismarına benzer birçok olayın kamuoyuna yansımasının önlenmesi anlamında da şüphelilere koruma kalkanı oluşturuyor.
Adalet Bakanlığı önceki gün, başsavcılıklara 2 sayfalık bir genelge gönderdi. Bu genelge kamuoyuna “İstismar genelgesi” olarak sunuldu. İlk bakışta genelgede, “çocuklara karşı işlenen istismar” ve “kadına yönelik şiddet” suçlarının titizlikle araştırılması hassasiyetini içeriyor ve bu gibi durumlarda Adalet Bakanlığı’na da bilgi aktarılmasını içermesi yönüyle olumlu karşılandı.
Genelge, ilk etapta bakıldığında, bakanlığın bu soruşturmalarla ilgili bilgileri “yasa değişiklikleri yapmak”, “bu konularda araştırmalar yapmak” ve “bu konulardaki uygulamaları takip etmek” için istediği görülüyordu. Ancak genelgenin detaylarında bu amacın çok ötesinde, istismar dışındaki yüz binlerce soruşturma dosyasındaki bilgilerin “soruşturmanın gizliliği” ilkesine aykırı olarak, siyasi bir kurum olan Adalet Bakanlığı ile paylaşılmasını zorunlu kılan hükümlere yer verildi.
Bakanlık bu soruşturmaları gözetim altında tutacak
Genelgeye göre savcılıklar birçok konuda soruşturma başlattıklarında başsavcılarına bilgileri aktaracak. Başsavcılıklar da bu bilgileri “derhal” Adalet Bakanlığı’na gönderecek. Genelge, dosyasının içindeki bilgilerin Adalet Bakanlığı’na aktarılması kuralını, sadece çocuğa karşı cinsel istismar ve kadına yönelik şiddet soruşturmaları ile sınırlı tutmadı. Bakanlık genelgede başsavcılıklara bir suç listesi gönderdi ve “bu soruşturmaların her aşamasından derhal bakanlığı bilgilendirin” dedi.
İşte Adalet Bakanlığı’nın, soruşturma detaylarını istediği suçların listesi:
-Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, anayasal düzeni ve düzenin işleyişini, Cumhuriyetin temel niteliklerini, demokratik rejimi, devletin iç ve dış güvenliğini hedef alan suçlar.
- Kadına yönelik gerçekleştirilen suçlar.
- Çocuklara karşı işlenen suçlar.
- Aile ve sosyal hayata doğrudan etki eden suçlar.
- Genel ahlak ve genel sağlığı olumsuz etkileyen suçlar.
Bu listedeki ilk maddeye göre öncelikle tüm terör soruşturmalarının gizliliği kuralı, Adalet Bakanlığı lehine bozulacak. Böylelikle Adalet Bakanlığı örneğin İstiklal Caddesi’ndeki bombalama eyleminin soruşturma dosyasına tamamen hâkim olabileceğinden örneğin saldırganın MHP’nin ilçe başkanı ile görüşme yaptığı bilgisine de ulaşabilecek. Varsa, İstiklal Caddesi saldırganının tespit edilememesinde ihmali olan kamu görevlileri de Adalet Bakanlığı’nın bilgisi dahilinde olacak.
Bakanlık, “aile ve sosyal hayatı doğrudan etki eden” suçların şüphelilerinin kimler olduğunu da sanıktan önce öğrenebilecek. Bu kapsamda örneğin, bir LGBT sivil toplum örgütü üyeleri hakkındaki soruşturma, bu soruşturmanın şüphelisinden önce Adalet Bakanlığı tarafından öğrenilmiş olacak.
Yine “genel sağlık ve genel sağlığı olumsuz etkileyen suçlar”ın soruşturmaları Adalet Bakanlığı’na önceden bildirileceği için bir uyuşturucu baronunun soruşturmasından da yine o şüpheliden önce Adalet Bakanlığı bilgi sahibi olacak.
Çocuklara karşı suçların soruşturmaları “derhal bakanlığa bildirileceği” için örneğin bir tarikat yurdundaki şiddet veya istismar suçunun şüphelisinden önce Bakanlık bilgi sahibi olacak. Aynı şekilde örneğin Konya’daki lisede “MİT’e yerleştireceğiz” vaadiyle işlenen istismar suçunda şüpheli okul müdüründen önce Adalet Bakanlığı bilgi edinmiş olacak.
Tarikat şeyhlerine kalkan mı?
Hiranur Vakfı’ndaki istismarın ortaya çıkmasından sonra AKP, bunun bir münferit olay olduğunu savunmuştu. Adalet Bakanlığı’nın genelgesinde, bu tür soruşturmaların detaylarından bilgi sahibi olma isteği de yer aldı. Genelge şu ifadelere yer verildi:
“Özellikle mağdur ve şüphelilerin nitelikleri nedeniyle toplumda ayrıca hassasiyet oluşturan suçlara ilişkin soruşturmalara başlandığı takdirde soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı tarafından derhal Cumhuriyet başsavcısına konu ile ilgili bilgi verilmesi.”
Genelgenin devamında da başsavcıların bu bilgileri yine derhal Adalet Bakanlığı’na aktarması istendi.
Buna göre örneğin Hiranur Vakfı’ndaki cinsel istismar suçu başladığında iddia ve mağdur ile birlikte tarikat şeyhinin ismi de Bakanlığa bildirilmiş olacak.
Aynı şekilde örneğin Necip Hablemitoğlu cinayeti soruşturmasında yakalanamayışında içerden bilgi sızdırıldığının etkili olduğu iddia edilen Levent Göktaş hakkındaki yakalama kararı gibi kararlar Adalet Bakanlığı’na derhal bildirilecek.
Yine uyuşturucu kaçakçıları, uyuşturucu kaçakçılığına karışan AKP’li danışmanlar ve Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçinin ismi gibi bilgiler de Adalet Bakanlığı’na önceden bildirilmiş olacak.
17/25 Aralık sürecinde tartışılmıştı
Adalet Bakanlığı’nın önceki gün başsavcılıklara gönderdiği genelgenin benzeri, 17/25 Aralık sürecinde de tartışma konusu olmuştu.
Bu genelge, 2011 yılında çıkmıştı ancak o genelgede savcılıkların sadece devlete ve hükümete karşı suçlarla ilgili soruşturma evrakını Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ortamına aktarmaları istenmişti. O dönemde de bu genelge, soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği iddiasıyla tartışmalara konu olmuştu.
Soruşturma içeriğinden Adalet Bakanlığı’nın bilgi sahibi olması geçmişteki başka örneklerde de sorun oluşturmuştu. Örneğin 17/25 Aralık öncesinde dönemin Erzurum Başsavcısı İlhan Cihaner’in İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmasından dönemin Adalet Bakanlığı bilgi sahibi olmuş ve Bakan ve müsteşarının Cihaner’den bu soruşturma ile ilgili talepkâr olduğu iddiaları gündeme gelmişti.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.