Tahir Elçi davasında polislere beraat kararı verildi

Tahir Elçi davasında polislere beraat kararı verildi
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin davanın karar duruşması başladı. Mahkeme polislere beraat kararı verdi.

Kısa Dalga - Eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetinin karar duruşması bugün Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Beraat kararı

Mahkeme, Elçi cinayeti davasında tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur’un üzerlerine atılı “taksirle ölüme neden olma” suçunu işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatlarına karar verdi. Mahkeme başkanı, dosyaya dair kararın tamamını okumadan salondan ayrıldı.

Elçi'nin vurulduğu sırada olay yerinde olan üç polis memuru, "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçlamasıyla 3 yıldan 9 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyordu.

Savcı mütalaası: Polislere beraat talebi

Çağdaş Hukukçular Derneği ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin X üzerinden aktardığına göre, Cumhuriyet Savcısından mütalaası tekrar soruldu. Savcılık, dosya kapsamındaki bilirkişi raporu, adli tıp raporu ve diğer raporlar kapsamında sanık polislerin suçu işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil olmaması gerekçesiyle beraatlerine karar verilmesi yönünde mütalaa verdi. Mütalaaya karşı katılan beyanları alınmaya başladı.

Tahir Elçi’nin kardeşi Mehmet Elçi; yargılamanın başından bu yana mahkemenin Elçi’nin öldürülmesi ile ilgili gerçekleri saklamaya yönelik işlemler yaptığını, son olarak beraat mütalaasının da kabul edilemez olduğunu söyledi.

Av. Eren: Mahkemeniz bir kez bile taleplerimizi kabul etmedi

Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit Eren, "4 yıl süren soruşturmanın ardından açılan davada, soruşturma aşamasının etkin bir şekilde yürütülmediğini söyledik ve eksikliklerin giderilmesi için taleplerde bulunduk. Hepsini reddettiniz." dedi.

Eren'in açıklamaları şöyle:

"Tahir Elçi’nin katledilmeden önce hedef gösterilmesi ve katledildikten sonra da ülkenin siyasi yetkililerince yapılan açıklamalar bize bu davanın, Tahir Elçi’nin katledilmesinin siyasi bir suikast olduğunu gösteriyor. Bunu dönemin başbakanı da söyledi. Bu nedenle cinayetin aydınlatılması, adaletin sağlanması için çok kez talepte bulunduk. Ancak mahkemeniz bir kez bile taleplerimizi kabul etmedi. Dosyanın aydınlatılması konusunda cesaret gösterilmedi. Olay yerinde keşif dahi yapmadınız. Soruşturma aşamasında bulunan bir tanık, bir savcı tarafından Tahir Elçi’nin örgüt tarafından öldürüldüğü şeklinde ifade vermesi konusunda baskı gördüğü ve karşılığında cezasızlık ile ödüllendirilmek istendiğini anlattı. Bu tanık hakkında dahi hiçbir işlem yapmadınız.

Bu ve daha önce soruşturmanın eksikliklerinin giderilmesi için sunduğumuz tüm talepleri yineliyoruz. Sunulan mütalaa asla bu davaya ait olamaz."

"Savcılık delil yetersizliğinden beraat isteyemez"

Katılan Türkan Elçi adına Av. Orhan Kemal Cengiz söz aldı:

"Tarafsız ve bağımsız bir yargılama yapılmadığını başından bugüne gördük. Sunduğumuz onlarca talebi reddedip delil toplamayan cumhuriyet savcısı bugün delil yetersizliğinden sanık polislerin beraatini mütalaa ediyor. Olay yerine 4 ay sonra gidilmesi, delillerin kısmen toplanması, Dört Ayaklı Minare’yi gören onlarca kamerada ya hiç görüntü olmaması ya da görüntülerin olay saatinde aniden kesilmesi, dinlenen tüm tanıkların baskı gördüklerini söylemesi bunların birinin dahi peşine düşmeyen savcılık delil yetersizliğinden beraat isteyemez.

"Bu davayı yürüten savcılar taraflı ve bağımlıdır"

"Davayı etkileyecek bütün talepler reddedildi. Mahkeme bu davanın aydınlatılmaması için elinden geleni yaptı. Bu davaya bakan mahkeme ve bu cinayetin soruşturmasını yürüten savcılar taraflı ve bağımlıdır. Savcılığın getirdiği tanıklar, ya işkence gördükleri ya da baskı altında ifade verdiklerini anlattılar. Bu cinayetinin üstünü örtmek, örtbas etmek için ellerinden geleni yaptılar. Tahir Elçi cinayeti aydınlatılmaması için bu soruşturmada yer alan herkes elinden gelen her şeyi yaptı. Birçok delil bu davada yok edildi. Barolar, sivil toplum örgütleri ısrarla bu davayı takip ediyor. Biz 20 sene de sürse bu davayı takip edeceğiz, bütün sorumlular hesap verecek."

Elçi ailesi avukatlarından Avukat Gamze Yalçın davanın "cezasızlık" politikasının bir tezahürü olduğunu belirtti ve savcının mütalaasında kullandığı "yapılan tüm araştırmalara rağmen’ sözünü hatırlattı.

Yalçın, "Mütaaladaki bu ifadeye rağmen bu dosyada hiçbir araştırma yapılmadı. Tahir Elçi katledildiğinde sonra hiçbir soruşturma makamı, gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmamıştır. Tahir Elçi’nin vurulduğu alanda deliller numaralandırılmış olsaydı, Elçi’nin başına isabet eden mermi çekirdeği bulunur, failler ortaya çıkılırdı. Olay yeri incelemesi yapılmaması ve delillerin toplanmaması nedeniyle deliller kayboldu. Cinayetten dört ay sonra inceleme yapıldı. Londra Üniversitesi'nden gelen rapor olmasaydı, Tahir Elçi dosyası zaman aşımından düşecek, faili meçhul kalacaktı. Soruşturma makamlarının kemikleşmiş tavrı, yargılama makamına sirayet etti. Kovuşturma aşamasında esasa etki edecek taleplerimiz değerlendirilmedi ve deliller toplanmadı. Tüm taleplerimizi reddettiniz. Delillerin toplanmamış olmasına rağmen savcının esas hakkındaki mütalaasını sunması hukuka aykırıdır. Bu kadar eksik delile rağmen bu gün bu davada verilecek karar, adaleti temsil edecek bir karar olmayacak. Bu dosyanın cesasızlıkla kapatılmaması için bundan sonra da mücadele edeceğimizi söylemek istiyorum" dedi.

'Hayatını cezasızlıkla mücadeleye adayan Tahir Elçi cinayeti dosyası cezasızlıkla karşı karşıya'

Elçi ailesi avukatlarından Benan Molu "Hayatını cezasızlıkla mücadeleye adayan Tahir Elçi cinayeti dosyası cezasızlıkla karşı karşıya" dedi. Avukat Benan Molu, Tahir Elçi cinayeti öncesinde alınan güvenlik tedbirlerinin yetersiz olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle davam etti:

"Çok ciddi eksikler ve ihmallerle bugün dosya kapatılacak gibi görünüyor. Bu dosyada Tahir Elçi’nin belirttiği etkili soruşturma yükümlülüğü yönünden bir ihlal yaşanıyor. Etkili bir soruşturma yürütülmüş değil, herhangi bir netice alınmış değil."

Elçi ailesi avukatlarından Tuğçe Duygu Köksal, savcının esas hakkındaki görüşüne karşın sunları söyledi:

"İddia makamının, bu dosyada deliller tartışıldıktan sonra mütalaasını vermesini beklerdik. Bu dosya basit bir insan öldürme dosyası değildir. İstihbari ve icrai bir operasyon neticesinde üç kişi hayatını kaybetmiştir. Mahkeme olay yerinde keşif yapmış olsaydı bu gün dosyada başka sanıklar da olabilecekti. Tahir Elçi’yi kimin öldürdüğü belli değil. Mermi çekirdeği ortada yok. Deliller bir bütün olarak karartıldı. "İstihbaratçı polisler hakkında 2022 yılında yapılan suç duyurusuyla ilgili iki yıldır işlem yapılmadı. Bu soruşturma sonuçlanmış olsaydı, davanın esasına etki edecek önemli deliller ortaya çıkabilecekti. İstihbaratçı polisler dinlenmeden, olay yerinde keşif yapılmadan verilecek bir karar cezasızlık olacaktır."

Elçi ailesi avukatlarında Aynur Tuncel Yazgan, "Bu davada bir maktül, birden fazla sanık var. Bazı sanıklar hakkında taksirle ölüme neden olma, bazıları hakkında ise kastla öldürme suçundan dava açılmış. Kast ile taksirle öldürme arasında bir ayrım var. Sanık polisler hangi çabayı gösterdiler de haklarında olası kastla değil bilinçli taksir suçundan dava açıldı? Bu davanın iddianamesinin dili bu ülkenin ayıbıdır" dedi.

Duruşma salonunda gazeteciye şiddet uygulandı: Çevik salona girdi

MLSA'nın aktardığına göre, duruşmaya katılan avukatlar, mahkemenin yargılama boyunca gösterdiği tutumu protesto etmek amacıyla alkışlarla duruşma salonunu terk etmeye başladı.

Görüntü çeken bir gazetecinin telefonuna polislerin el koyması üzerine duruşma salonunda gerginlik çıktı. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu mahkeme başkanının talimatıyla, polis zoruyla salondan çıkarılıyor. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu duruşmadan çıkmamak için direnirken, polis görüntü çektiği öne sürülen gazeteciyi yerde sürükleyerek duruşma salonundan uzaklaştırdı. Duruşmayı izleyen milletvekilleri mahkeme başkanına tepki gösterdi. Görüntü çektiği öne sürülen ve polislerce sürüklenerek duruşma salonundan çıkarılıp gözaltına alınan gazetecinin Evrensel gazetesi muhabiri Dilan Temiz olduğu öğrenildi. Duruşma salonuna Çevik Kuvvet polisleri salona girdi. Evrensel gazetesi muhabiri Dilan Temiz, duruşma salonuna getirilerek, cep telefonuyla görüntü çektiği tutanağa geçirildi, telefonuna el konulma kararı verildi ve hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Temiz bu işlemin ardından serbest bırakıldı.

Duruşmayı heyetler takip etti

CHP, duruşmayı takip için bir heyet görevlendirdi. Duruşmayı çok sayıda ilin baro başkanları, avukatlar, hak savunucuları, CHP adına Ankara milletvekilleri Aliye Timisi Ersever ile Okan Konuralp, Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İzmir milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç ile Yüksek Taşkın, Muğla Milletvekili Cumhur Uzun ve Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ile Türkiye Barolar Birliği yöneticileri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti milletvekilleri, çok sayıda kentin baro başkanı, uluslararası hukuk kuruluşları ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri takip etti.

(Haber Merkezi)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem