Talim Terbiye'nin eski üyesi anlatıyor: İnanılmaz konular geldi kurula

Talim Terbiye'nin eski üyesi anlatıyor: İnanılmaz konular geldi kurula
Talim Terbiye Kurulu üyesi olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev yapan eğitimci Kemal Ateş, kurul önüne gelen konuları anlattı.

Manşet foto: Cumhuriyet

Eğitimci Kemal Ateş, Talim Terbiye Kurulu üyesi olarak Milli Eğitim Bakanlığında görev yaptığı dönemi anlattı. Cumhuriyet'ten Şahin Aybek'e konuşan Ateş, “Ziya Bey (Ziya Selçuk) , sık sık “siyasi irade böyle istiyor” diyordu. Yani istenileni aynen kabul edeceksiniz, demekti bu. Bir de “vizyon” sözü çok kullanılır oldu bu dönemde, bu “vizyon” herhalde “kızıl elma” gibi bir düş olmalı, onlarca bakan değişti bakanlıkta, vizyonun ne olduğu anlaşılamadı sanırım. Bu vizyon sözünü ne zaman duysam irkilirim" dedi.

İnanılmaz konular geldi kurula

Ateş özetle şunları anlattı: “Şerh koyduğum, yani karşı görüş bildirdiğim kararlardan, projelerden söz edeyim önce. İnanılmaz konular geldi kurula. Bunlardan ilki okulların satılması...

Kent merkezindeki eski, tarihi okullar satılacak, kent dışında yeni binalar yapılacak. Mezun olduğum Ankara Atatürk Lisesi gözlerimin önüne geldi. Mimarı Atatürk’ün ülkemize getirdiği meşhur Bruno Taut… Böyle bir okul nasıl satılır. Çırpınıp duruyorum kurulda. Ankara Atatürk Lisesi satılmadı, sıra gelmedi ona, ama gençliğimde benim iki yıl çalıştığım Amasya Lisesi’nin binası satıldı. Duyduğuma göre otopark yapmışlar. Tüccar bir yönetimle karşı karşıya olduğumuz anlaşılmıştı. Tüccar ve muhafazakâr…

Karşı çıktığım, epey diller döktüğüm kararlardan biri de, öğretmenlerin başöğretmen, uzman öğretmen diye ayrılmasıydı. Ortaöğretime üniversite gibi bakan bir anlayış bu. Öğretmen işini gücünü bırakacak, bilimsel çalışma yapabileceği bir fakülte arayacak kendine. Öğretmenlik bir sanattır, isteyen öğretmen kendini bir üniversiteye bağlı olmadan da yetiştirebilir. Bunları karıştırmayalım dedim, bir karşı görüş de bu karar için yazdım. Şimdilerde hâlâ gündemde bu konu. Bence çok gereksiz, anlamsız, öğretmenler arasında gereksiz bir bölünme yaratmaktan başka getireceği bir şey yok.

Bir de özel okulları ihya etme projesi

Haa, bir de özel okulları ihya etme projesi vardı. Aman Allah’ım!.. Devlet okullarını bitirmek için kırk yıl düşünseniz aklınıza gelmeyecek bir iş bu. Gene siyasi iradenin istediği yönde karar vermek zorundayız. Konu kurula böyle sunuluyor. Bu projenin FETÖ okullarına destek vermek için hazırlandığı belliydi. Akıllı çocuklar, iyi öğrenciler sınavla belirlenecek, bunlar kolejlere, yani özel okullara yönlendirilecek, ücretlerini de bizim vergimizle devlet ödeyecek. Ne tatlı iş değil mi? Zeki çocukların, akıllı çocukların devlet okullarından alınması demek, o okulların bitmesi demekti. İyi okullar yalnız iyi öğretmenlerle değil, iyi öğrencilerle yaratılır. İyi öğrenciler zayıfları sürükler. İyi sınıflar iyi öğrencilerle yaratılır. Bir yanda elindeki tarihi binaları satacak kadar yoksul düşmüş bir devlet, öte yandan özel okullara burslu öğrenci gönderecek, özel okullara para akıtacak kadar cömert bir devlet. Ne yaman bir çelişki değil mi? Kuruldan geçmesin diye bunun için de epey çırpınıp durdum. Tabii bu karar da geçti o günlerde."

Yazının tamamı

Gündem