TEMA tane tane anlattı: Siyanürlü altın neden tehlikeli?

Erzincan’daki altın madeninde yaşanan toprak kayması siyanürle yapılan madenciliği de bir kez daha gündeme getirdi. Fırat Nehri’ne 700 yüz metre kadar mesafeye kurulu maden daha önce sızıntı nedeniyle ceza almıştı. Bölge şu an büyük bir tehlike altında. Çünkü siyanür yıllardır toprağa zarar veriyor. Bugün ise bu faciayla adeta Çernobil yaşanıyor. Siyanürle altın çıkarmak neden tehlikeli, TEMA Vakfı tane tane anlattı.

Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen toprak kayması 800 metre hareket etti. Toprak yığınının, siyanür ve sülfürik asit ile yıkanmış malzemelerden oluştuğuna yönelik açıklamalar geldi.

Siyanürlü toprağın Fırat Nehri’ne ulaşmaması için önlem alınırken başlatılan soruşturma kapsamında saha sorumlusu 4 kişi gözaltına alındı. Yaşanan faciadan kaynaklı tüm bölge siyanür tehlikesi ile karşı karşıya.

Peki siyanür toprağa nasıl zarar veriyor, Doğayı nasıl yok ediyor?

TEMA Vakfı’nın yayınladığı video altın madenciliğini, bu madenciliğin zararlarını gözler önüne serdi.

"Ağaçlar kesilir..."

Videoda anlatılanlar şöyle:
“Altın madenciliği hakkında anlatacaklarımız var. Her aşaması doğaya ve insana büyük zararlar veren altın madenciliği hangi aşamaları içeriyor gelin birlikte bakalım. Madencilikte önce toprak içinde bulunan değerli metal miktarı belirlenir. Bu işleme altın arama denir. Arama işlemi için yüzlerce noktada sondajlar açılarak örnekler alınır. Bu sondajlar ormanların ve meraların ilk yaralıdır. Açılan yollar daha ilk aşamada binlerce ağacın kesilmesine neden olur. Ormanlar yavaşça parçalanır. Arama işleminin ardından projelendirme süreci başlar.

"Orman alanları, tarım arazileri madenlere devredilir"

Projelendirme aşamasında orman alanları, tarım arazileri, meralar ve su kaynaklarının kullanım izni madenlere devredilir. Madenin çıkarılacağı alanda yapılan ilk işlem sıyırma işlemidir. Önce ağaçlar kesilir. Ardından içinde canlıların yaşadığı, binlerce yılda oluşan verimli toprak sıyrılarak yok edilir. Altın madeni toprakta sim halinde dağınık olarak bulunur. Bu nedenle kârlı bir işletme için binlerce hektar alana ihtiyaç duyulur. Tonlarca verimli toprak adeta yerinden sökülür. Ardından yerin altında altının bulunduğu bölüme ulaşabilmek için dinamitle patlatmalar yapılır. Bu patlamalarda yeraltı sularının çatlak sistemleri değişir, suları giderek azalır, toprak kaymaları oluşur ve binalarda çatlaklar, yıkıntılar meydana gelir. Bu patlamalar sonucunda ortaya çıkan ve içinde altının olmadığı toprak atık toprak alanlarına taşınır. İçinde altının olduğu toprak ise istif alanına gönderilir. Tüm bu işlemler dev maden çukurları ve metrelerce yüksekliğindeki atık toprak tepeleri ile coğrafyayı tamamen değiştirir.

"milyonlarca ton su yok edilir"


Atık toprak tepeleri içinde altın olmasa da başka birçok maden bulunur. Bu madenler havadaki nem ve yağmurlarla etkileşime girerek asitli su akışlarına neden olur. Bu asitli akışlar yüzey ve yer altı sularına karışarak sulardaki arsenik, kurşun gibi ağır metal oranlarını arttırır, asit dengesini bozarak içilmez ve kullanılamaz hale getirir, toprak ağır metallere bulanır. İstif alanına gönderilen ve içinde altın bulunan kaya ve toprak öğütme işlemi için kırıcılar getirilir. Çıkan tozlar akciğer kanseri, KOAH, amfizem ve verem gibi solunum yolu hastalıklarına neden olur. Toprak bantlarla yenileme alanına yani açık liç alanına taşınır. Terleme öncesinde toprak üzerine membran adı verilen plastik bir örtü serilir. Öğütülmüş toprak bu örtü üzerine yığılır ve siyanürlü su ile yıkanarak içindeki altından ayrılır. Haftalarca süren işlemde milyonlarca ton su tüketilir.

Gündem