Tuncer Bakırhan: Pansuman için yetişecek yedek güç değiliz

Tuncer Bakırhan: Pansuman için yetişecek yedek güç değiliz
Eş Genel Başkanlar Tuncer Bakırhan yerel seçimlere dair partisinin planını anlattı: Biz pansuman için yetişecek yedek güç olmadığımızı belirtmek istiyoruz. Bizim için toplumu yok sayanlar, sermayeyle kol gezenler meşru değildir, partisinin bir önemi yoktur.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Parti Meclisi (PM) siyasal gelişmeleri değerlendirmek ve seçim hazırlıklarını gözden geçirip seçim stratejisine ilişkin son kararı vermek üzere Eş Genel Başkanlar Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları başkanlığında toplandı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Tuncer Bakırhan yerel seçimlere ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Bakırhan'ın açıklamalarından başlıklar şöyle

Bütçe görüşmeleri: “Ülkemizde her gün işsizlik ve yoksulluktan kaynaklı onlarca intihar vakası yaşanıyor. Artık toplumun avukatları, eğitimcileri, esnafının da intihar ettiği bir sürece girdik. En son Tokat Erbağ’da, Hakan Yıldırım isimli bir seyyar satıcı ekonomi sıkıntılara rağmen geçimini bir tezgahla sağlamaya çalışıyordu. Bu tezgahına da el konulunca artık hakan yıldırımın yapabileceği bir şey olmadığı için kendisini yakmak zorunda kaldı. İş sahası yaratamadıkları gibi insanların emeğine tezgahlarına el konuluyor. Aslında bu intiharlar ve yakma olayları Türkiye’nin nasıl büyük bir ekonomik kriz altında olduğunun en iyi göstergelerinden biridir.

Meclis’teki mangal şovu: Tokat’ta bir emekçi canına kast etmeye çalışırken siz de izlediniz. Aynı gün Diyarbakır’da bir avukat arkadaşımız intihar ederken, maalesef Meclis bahçesinde bir iktidar partisinin milletvekili Diyarbakır’dan getirdiği yüzlerce kilo ciğerle mangal şovu yapıyordu. Bu iki olay Türkiye’deki yaşanılan ekonomik düzenin yarattığı krizlerin iki örneğidir. Bir taraftan küçük bir azınlık mangal şov yaparken, iktidarın bütün olanaklarından yararlanırken diğer taraftan toplumun yüzde 80’nin oluşturan insanlar geçim sıkıntısıyla yüz yüze. İşte bir bu manzaraya itiraz ediyoruz. Daha adil daha eşitlikçi bir ekonomik sistemin olması gerektiğinin mücadelesini yürütüyoruz.”

Kayyumlar: “İrademizin yok sayılmasına bu sefer kesinlikle halklarımızla birlikte geçit vermeyeceğiz. Sadece yerel yönetimleri almayacağız aynı zamanda halkımızla birlikte bu iradeyi kayyım atanamaması için var gücümüzle elimizden gelen bütün çabaları ortaya koyarak, belediyelerimizi kentlerimizi savunacağımızı belirtmek istiyorum... Yolsuzluklar aleni bir şekilde ortada, hizmet desen hizmet yok. Ciddi bir hizmet eksikliği yaşanıyor. Ayrımcılık kadına, Kürt’e, ötekiye hat safhada. Kayırmacılık desen kayyım biraz da kayırmacılıktır. O kentten olmayan insanların o kentin olanaklarını çarçur ettiklerini hep birlikte izliyoruz. Bu problemler büyümüştür.

Yerel seçimler: “Yine tekrar ediyoruz. Yakın zamanda bizim dahil olmadığımız bir çok tartışmada partimiz adına bir çok yorum yapılıyor, tartışma yapılıyor. Partimizin nasıl bir politik tutum takınacağı dışımızda tartışılıyor, yazılıyor, çiziliyor. Şunu belirtmek istiyoruz. Biz kimsenin ilk yardım çantası değiliz. Her sandıkta başı gözü yarılanlara, her daim pansuman için yetişecek yedek güç olmadığımızı belirtmek istiyoruz. Bizim için toplumu yok sayanlar, sermayeyle kol gezenler meşru değildir, partisinin bir önemi yoktur. Bizler demokratik zemin, evrensel insan hakları ve hukukun genel ilkeleri ile kadın eşitlikçi politikalarımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Bunları pazarlık konusu yapmayacağız. Bizim için en önemli değerler bunlardır. Bu değerler ışığında işbirliğine de güç birliğine de varız. Bu konuda bu değerleri tartışılmayacak bu ilkeler üzerinden işbirliği yapmak isteyen bütün siyasal ve toplum yapılara da kapımız açıktır. Tercih ve kararlarımızı belirleyecek olan biraz önce saymış olduğum bu temel zemin ve ilkelere yaklaşımdır. Çünkü biz bu ülkenin sorunlarına en gerçekçi çözümler üreten tek partiyiz. Bu parti, halk gerçekliğini esas almayan bir denklem kurulmasına asla izin vermeyecektir. Yani bizim olmadığımız hiçbir denklemin tarafı olmayacak buna izin vermeyeceğiz.

‘Hem oyun kurarız hem de yeri geldiğinde oyun bozarız’

Biz bu ülkede hem oyun kurarız hem de yeri geldiği zaman bize karşı olan güçlerin oyunlarını da bozarız. Bunu tarihteki deneyimlerden de takip edebilirsiniz. Defalarca yaptık. Biz kent uzlaşısı stratejimizle o kentte bulunan toplumsal kesimlerle siyasi yapılarla kentin dinamikleriyle birlikte güç birliği kuracağımızı belirtmiştik. Onların rant belediyeciliğine karşı emekçilerin yoksulların halklarımızın birlikte olduğu anlayışı demokratik yerel yönetimlere taşıyacağız. Yıllardır demokratik yönetimlerden dışlanan başta Aleviler Ermeniler, Süryaniler, Asuriler, Êzidîler, yer bulamayan engelliler, gençler, kadınların yerel yönetimlerde temsil edilmesi aynı zamanda bizim boynumuzun borcudur. Bu kapsamda bizler bahsettiğim etnik ve inanç grupları ile dışlanan bütün kesimleri yerel yönetimlere taşımak için var gücümüzle uğraşacağız. Onlar müteahhitlerle yönetmeye çalışırken biz halklarımızla emekçilerle birlikte batıda yerel yönetimleri yönetmeye aday olduğumu belirtmek isterim.


Yerel seçimlerde tabanı yoklama süreci Bölgede halk kimi istiyorsa, onlar bizim adaylarımız olacaktır. Bunun için ön seçimler büyük bir demokrasi şöleni şeklinde yapılacak. Bu çerçevede siz değerli PM üyesi arkadaşlardan da il ve ilçe örgütlerimizden milletvekillerimizden de bir talebimiz var. Bu ön seçimlerde biz taraf olmayacağız. Aday adayı olan bütün arkadaşlarımız bizim yoldaşlarımızdır, arkadaşlarımızdır. Birinin diğerinden bizim için bir farkı yoktur. O sandık sonuçlarından çıkan ve seçilen arkadaşlarımız bizim adaylarımız olacaktır. Bu konuda PM olarak daha duyarlı ve titiz davranacağınıza inanıyorum. Bizler Parti Meclisi, Genel Merkez yöneticileri il ve ilçe örgütleri olarak ön seçimlerin bir tarafı değil, sadece bu seçimleri koordine eden sonuçların demokratik ve doğru bir şekilde yansımasını sağlayan bir konumda olacağız. İller bizim görevimiz değil. Halkımızın işidir. Kimi seveceklerine onlar karar verecekler. (Kısa Dalga)

Gündem