Türk Psikiyatri Derneği: 'Filistin Halkının ve haklarının yok sayılmasını asla kabul etmiyoruz'

Türk Psikiyatri Derneği: 'Filistin Halkının ve haklarının yok sayılmasını asla kabul etmiyoruz'
Türkiye Psikiyatri Derneği, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalara ilişkin yaptığı açıklamada İsrail'de öldürülen sivillerin kabul edilemez olduğunu ifade ederken "Filistin Halkının özgürlük mücadelesi, Birleşmiş Milletler kararlılarına rağmen verilmeyen hakları, yaşadıkları coğrafyada mülteci konumuna gelmeleri yaşadığımız yüz yılın en karanlık noktalarından biridir" ifadelerini kullandı.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim'de İsrail'e karşı "Aksa Tufanı" isimli bir operasyon başlattı. Kısa bir süre sonra operasyona Filistin'deki pek çok grup destek verdi. İsrail ise yaşananların ardından 'resmen savaş' hali ilan etti. Bölgede karşılıklı çatışmalar devam ederken ölü ve yaralı sayısı da her geçen saat artıyor.

'Filistin Halkının ve haklarının yok sayılmasını asla kabul etmiyoruz'

Türkiye Psikiyatri Derneği de İsrail ile Filistin arasında yaşanan çatışmalara dair yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, sivillerin öldürülmesi, masum insanların katledilmesi ya da rehin alınmasıyla birlikte yaşamaya dair değerlerin hiçe sayıldığı belirtildi. Açıklamada, "Bu açıdan İsrail’de sivil insanlara yönelik saldırıları kabul etmiyoruz...Gazze’nin ablukaya alınmasını, temel yaşam ihtiyaçlarının kısıtlanarak ve insanlar yerlerinden edilerek yıkıcı bir kuşatma ve imha hareketine dönüşmesini, Filistin Halkının ve haklarının yok sayılmasını, Ortadoğu’nun egemen güçlerce bir savaşa sürüklenmesini de asla kabul etmiyoruz" ifadelerine yer verildi.

'Masum insanlar katledildi'

Türkiye Psikiyatri Derneği'nin açıklaması şöyle:

"Herkes için evrensel bir insan hakkı olarak ruh sağlığı teması ile kutlamaya çalıştığımız 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü ve Ruh Sağlığı Haftası, ruhsal sağlık açısından asla istemediğimiz olaylara, acı haberlere tanıklık ettiğimiz bir ana dönüştü. Masum insanlar katledildi, rehin alındı, sivil yerleşim yerleri bombalandı. Savaş, terör saldırıları, sivillerin hedef alındığı çatışmalar, yerinden edilme, alıkonulma ve işkence gibi insanı, birlikte yaşamaya dair değerleri, ruhsal sağlığı hiçe sayan bir yıkım halini aldı.

Bilinmelidir ki savaşın ve terörün olduğu yerde, insanların barış içinde onurlu yaşam hakkı olmadan sağlıktan ve ruhsal sağlıktan bahsedilemez.

Egemen güçlerin Ortadoğu halkları üzerine çıkarcı ve değerden yoksun müdahaleleri geçmişte Irak’ta yüzbinlerce insanın ölümüne neden olduğu gibi bugün de aynı güçlerce sınırları ve halkları hedef alan saldırıları meşrulaştıracak koşullar yaratılmakta, savaşı tüm bölge ülkelerine yayacak savlar dillendirilmektedir. Filistin yerleşim yerleri yanında Lübnan, Suriye, İran savaş bölgeleri olarak tanımlanmaktadır.

Filistin Halkının özgürlük mücadelesi, Birleşmiş Milletler kararlılarına rağmen verilmeyen hakları, yaşadıkları coğrafyada mülteci konumuna gelmeleri yaşadığımız yüz yılın en karanlık noktalarından biridir. Hiçbir sav Filistin Halkının onurlu mücadelesini değersizleştiremeyeceği gibi hiçbir ulvi değer de masum insanlara yönelik saldırıları ve kime karşı olursa olsun insanlık dışı muameleleri haklı göstermez.

'İsrail'de sivil insanlara yönelik saldırıları kabul etmiyoruz'

Bu açıdan İsrail’de sivil insanlara yönelik saldırıları kabul etmiyoruz. Bu saldırıları ve sivillerin rehin alınmasını kabul etmediğimiz gibi Gazze’de binlerce insanı yok sayan ve katleden zihniyeti, Gazze’nin ablukaya alınmasını, temel yaşam ihtiyaçlarının kısıtlanarak ve insanlar yerlerinden edilerek yıkıcı bir kuşatma ve imha hareketine dönüşmesini, Filistin Halkının ve haklarının yok sayılmasını, Ortadoğu’nun egemen güçlerce bir savaşa sürüklenmesini de asla kabul etmiyoruz.

Unutmayalım ki savaş bir halk sağlığı ve ruh sağlığı sorunudur.

Her zaman söylediğimiz gibi, savaşsız, sömürüsüz, eşitlikçi, tüm hakları ile insanların güven içinde yaşadıkları, terörün ve şiddetin olmadığı sağlıklı bir gelecek dileği ile…" (Kısa Dalga)

Gündem