Türkiye, Halkbank savunmasında sosyalist akademisyenleri referans gösterdi

Türkiye, Halkbank savunmasında sosyalist akademisyenleri referans gösterdi
Halkbank'ın ABD'deki davasında Yüksek Mahkeme’ye ilettiği temyiz belgelerinde sosyalist kimliğiyle bilinen akademisyenlere atıf yaptığı ortaya çıktı.

Halkbank, ABD'de New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde 2016 yılında başlayan Rıza Sarraf davasına 2019 yılında sanık olarak eklendi.

Bunun üzerine banka, Türkiye’ye ait kamu kuruluşu olduğu için Egemen Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’na (FSIA) göre ABD’de bir ceza mahkemesinde yargılanamayacağını iddia etti.

Halkbank'ın talebi Federal Yüksek Mahkemesi'nde görülürken, Ali Rıza Gürgen isimli akademisyen, Gazete Duvar'daki yazısında davaya ilişkin ilginç bir ayrıntıyı gündeme getirdi.

Gürgen, Halkbank’ın avukatları Lisa Blatt ve ekibinin, dosyaya 2013 ve 2016 yıllarında ortak yazar olarak yer aldığı 2 makalesini sunduğunu, ayrıca Covid-19'a ilişkin çalışmasına atıfta bulunduğunu ifade etti.

Akademisyenin yazısında ilgili bölüm şöyle: "Blatt ve ekibi ve daha genel olarak Halkbank ve Türkiye tarafı, bu bankanın neden Türkiye için önemli olduğunu gösterip bir devlet bankasının birçok kamusal görev üstlenebileceğine ilişkin ABD Yüksek Mahkemesini ikna etmek istediklerinde beni ve benim gibi sosyalist akademisyenleri referans göstermişler. Halkbank başvurusunda 2013 ve 2016 yıllarında yayımlanmış ortak yazarı olduğum iki makaleye (Thomas Marois ile yazdığımız makalelerin ilki ve ikincisi için linkler burada) ve 2020 yılında Covid-19 pandemisi sırasındaki önlemleri tartıştığım erişime açık başka bir çalışmama atıfta bulunmuşlar.

Makalelerde neler var?

Ortak çalışmalarımızda Türkiye’de devlet bankalarının kapitalist birikim açısından olduğu kadar, bir devlet altyapısı oluşturmak bakımından da önemli roller üstlendiğini, 2001 sonrasında özelleştirme kapsamına alındıklarını ve kâr amacı güderek çalıştıklarını ve fakat halen ikili (kısmen de ikircikli) bir konumda bulunduklarını açıklamıştık. Bizzat devlet mülkiyetinde olmaktan (ya da çoğunluk hisselerinin devlete ait olmasından) kaynaklı ve böyle yükümlülükleri bulunduğu için ucuz kredi temini ya da örneğin acil durumlarda geniş toplum kesimlerine destek vermek amacıyla kullanılan devlet bankaları bir kamusal hizmet vermeye devam ediyorlar. Ancak bu destek, geniş toplum kesimlerini daha fazla borçlandıran, onların alternatif bir kamu yaratmalarına köstek olmayı da içinde barındıran çelişkili bir destek şeklinde sürüyor. Kısacası, devlet bankalarının kamusallaştırılmaları şart, halihazırdaki biçimleri bazen halka ancak sıklıkla yönetici çıkarlarına ya da bazı sermaye gruplarına hizmet ettiklerini söylemeye izin veriyor." (Kısa Dalga)

Gündem