Türkiye Mısır ilişkileri: Sisi'yle Erdoğan'ı ne buluşturdu?

Türkiye Mısır ilişkileri: Sisi'yle Erdoğan'ı ne buluşturdu?
10 yıl sonra Türkiye-Mısır ilişkileri son bir ayda yapılan 3 görüşmeyle jet hızıyla ilerliyor. Erdoğan ve Sisi'yi yakınlaştıran nedenler, süreç nereden nereye geldi, bir toparlama ihtiyacı doğdu.

YAVUZ KARAMAHMUTOĞLU


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, çalışma ziyareti amacıyla Ankara’da bulunan Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile bir araya geldi. İkili görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkiler ele alındı.

Çavuşoğlu görüşmeyi "Tarihi bağlarımız olan Mısır’la ilişkilerimizdeki ivme sürüyor. Açtığımız yeni sayfayı başarı öyküleriyle doldurmak istiyoruz. Büyükelçilerin karşılıklı olarak atanmasını ortak bir açıklamayla duyuracağız. Cumhurbaşkanları düzeyinde bir zirve için hazırlık yapıyoruz." sözleriyle değerlendirdi.

Belli ki önümüzdeki günler Türkiye-Mısır ilişkileri Ortadoğu ve Akdeniz'deki gelişmelerin seyri açısından kritik önem taşıyor.

Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler

Peki, Türkiye-Mısır ilişkilerinde geri dönüş ne zaman başladı?

Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından desteklenen Müslüman Kardeşler hareketinden Muhammed Mursi'nin Abdülfettah el Sisi liderliğindeki ordunun askeri müdahalesiyle devrildiği 2013 yılında bozulmuştu.

Müslüman Kardeşlerin Mısır'da terör örgütü ilan edilmesinin ardından hareketin pek çok üyesi Türkiye'ye kaçmıştı.

Erdoğan askeri darbeden sonra Sisi hakkında "tiran," "katil", ve "darbeci" gibi ithamlarda bulunmuş, ardından büyükelçi geri çekilerek, Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkiler maslahatgüzar düzeyine indirilmişti. Erdoğan bir çok kez yaptığı açıklamada Sisi ile temas kurmayacağını yinelemişti.

2021 yılında ise iki ülke arasında ilişkilerin yeniden normalleştirilmesi yönündeki çabalar hız kazanmıştı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Mısır ile hem diplomatik hem istihbarat düzeyinde temasların başladığını belirtmişti.

Ankara'nın Türkiye'den Sisi yönetimi aleyhinde yayın yapan Mısır medyasının yayınlarına müdahale etmesi ve bazı yayın organlarının da bu telkinle yayın çizgilerini değiştirmeye başlaması, Kahire'de memnuniyet yaratmıştı.

Normalleşme sürecinde son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kasım ayında Dünya Kupası'nın açılış töreni için gittiği Katar'da Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi ile tokalaşarak, kısa bir görüşme gerçekleşmişti.

Bu temas, Sisi'nin 3 Temmuz 2013'te Mısır'da darbe yapmasının ardından Türkiye ile Mısır arasında devlet başkanı düzeyinde yapılan ilk görüşme olmuştu.

İlk temaslar 2021'de

2021 yılında Türkiye Dışişleri Bakanlığı, 7-8 Eylül'de yapılan istişarelerin ardından yayımladığı ortak açıklamada, görüşmelerde ikili konuların yanısıra Libya, Suriye, Irak, Filistin ve Doğu Akdeniz'deki gelişmeler dâhil bazı bölgesel konuların ele alındığını duyurdu.

Açıklamada, "Taraflar, ele alınan konularda ilerleme sağlanmasına ve ilişkilerin normalleştirilmesini teminen ilave adımlar atılmasına ilişkin arzularını teyit etmiş, istişarelerin sürdürülmesinde mutabık kalmışlardır" denildi.

Mısır'dan 27 Şubat'ta 6 Şubat depremi sonrası ilk ziyaret

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri depremler nedeniyle büyük yıkıma uğrayan Türkiye ve Suriye'ye geçmiş olsun ziyareti gerçekleştirdi.

Şukri'nin ziyareti için Dışişleri sitesinde "Sayın Bakanımız, Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry’ye Mısır devleti ve kardeş halkının değerli yardımları ve samimi dayanışması için teşekkür etti." denildi.

2.jpeg

18 Mart'ta 10 yıl sonra ilk ziyaret

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu 10 yıl aradan sonra Mısır'ı ziyaret eden ilk Dışişleri Bakanı olarak Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri'yle bir araya geldi.

El Ahram'da çıkan habere göre “İlişkileri normalleştirme süreci, ilişkilerde tekrar ivme kazandırılması ve ilişkilerin güçlendirilmesi doğrultusunda çok yakında amacını gerçekleştirecek” ifadesini kullanan Şukri, iki ülke arasında tam anlayış olmasının önemli olduğunu vurgulayarak diplomatik ilişkilerin daha önce durgunluk dönemlerinde bile kesilmediğine işaret etti.

Bakan, “İki ülke arasındaki ilişkilerde yeni dönem başlıyor, daha fazla istikrarın sağlanması iki ülkenin halkına olumlu yansıyacak.” görüşünü dile getirdi.

13 Nisan'da Ankara'da görüşüldü, son bir ayda üçüncü görüşme

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Mısırlı mevkidaşı Şukri ile Ankara'da görüştü. Çavuşoğlu, "Mısır ile açtığımız yeni sayfayı ortak projeler ve başarı öyküleriyle doldurmak istiyoruz" dedi.

Şukri'yi ağırlamaktan dolayı memnuniyet duyduğunu söyleyen Çavuşoğlu, mevkidaşıyla son bir ayda üçüncü kez görüştüklerini ifade etti.

Çavuşoğlu şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanlarımızın Doha'da görüşmesinden bu yana ilişkilerimizin kazandığı ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Bugün mevkidaşım ve kardeşim Şukri'ye bu ivmeyi sürdürme irademizi yineledik. Mısır'la açtığımız yeni sayfayı ortak projelerle, başarı öyküleriyle doldurmak istiyoruz ve önümüzdeki süreçte ilişkileri geliştirmek için somut adımlar atma konusunda da bugün mutabık kaldık."

Bundan sonra Libya konusunda daha yakın iş birliği içinde çalışacaklarını belirten Çavuşoğlu Şukri ile Libya hakkında da konuştuklarını söyledi. Çavuşoğlu, Libya'da adil, hür ve şeffaf bir seçim olması gerektiğini ve bu seçimin şartları konusunda mevkidaşı ile fikir alış verişinde bulunduklarını aktardı.

ftncyzlwabyasyh.jpeg

Bu sürecin arka planında, yeniden ısınmasına neden ihtiyaç duyuldu?

Öncelikle Çavuşoğlu'nun da altını çizdiği son 1 ayda üçüncü görüşme, bir hızlandırılmış film gibi gözükebilir.

İktidar kanadı bu süreci "dokuz yıllık boşluğu kapatmak için daha da sıkı çalışılması" olarak yorumluyor. Mısır cephesi de benzer bir görüşte.

Bu atmosferin oluşmasında Türk-Libya deniz sınırlandırma anlaşmasının Kahire'nin lehine olduğunu dolaylı olarak kabul etmesi olarak değerlendiriliyor.

2020 yılının ortalarında, Türkiye, Doğu Akdeniz ve Libya'da "ortak çıkarlar" temelinde Mısır'ı tavlamaya başladı.

Mısır'ın jeopolitik ve ekonomik dinamikleri böyle bir adım için uygun olup, Ankara'ya Kahire'ye güçlü bir pozisyondan yaklaşma fırsatı verdi.

İlk temaslar kurulmadan önce Mısır'ın kamuoyu önünde anlaşmaya karşı çıkması, lehine olduğu ileri sürülen bu gelişmeyle mesafeyi çok açmama fikrinin arka planda işlediği belirtilmişti.

2020 Türkiye-Libya deniz anlaşması dikkate alınarak Türkiye ile yapılan bir sınırlandırma anlaşması, Mısır'a başkent Kahire'nin büyüklüğünden daha büyük olan genişletilmiş bir Münhasır Ekonomik Bölge sağladığı belirtiliyor.

turkiye-libya-meb.jpeg
Harita SETA'nın sitesinden alınmıştır.

Mısır kaynaklarına göre anlaşmanın Mısır'a önemli bir deniz avantajı sağlayacağı için istihbaratın Sisi'ye "sessiz bir kabul için lobi yaptığı" ileri sürülmüştü.

Türkiye'den giden mesaj Libya ve Doğu Akdeniz'deki çıkar temelli bir yaklaşımın hem Türkiye hem de Mısır'a yarar sağlayacağı, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açılmasına olanak tanıyacağıydı.

Mısır Cephesi'nde Nil Nehri üzerinde Etiyopya ile yaşanan mücadele ve Türkiye'nin Etiyopya ilişkilerin üst düzey olması da gelişen faktörlerden biri olarak masada duruyor.

Türkiye'de yapılan ikili görüşmede Mısırlı gazetecinin, Türkiye'nin Etiyopya'daki ekonomik ve siyasi nüfusunda bahsedip, Mısır'a bu başlıkta yardımcı olunması masada konuşuldu mu sorusunu Çavuşoğlu yanıt vermeyerek geçiştirdi.

Bölgedeki diğer gelişmelerde Mısır'ın bölgesel rolünü daha da küçültme eğilimi yarattı, Türkiye'yle ilişkiler bu zeminde hızlandı.

İktidarın aynı zamanda seçimler öncesinde muhalefetin AKP'nin dış politika hamlelerinden "yararlanacağı" düşüncesi de bu tablonun içinde yer alan diğer önemli faktörlerden biri olarak duruyor. Ankara seçimler öncesinde çok fazla cephede sorunlu ilişkilerini terk etme politikası izlemeye başladı.

Deprem öncesinde başlayan ilişkilerin depremden sonra hızlanmasında ekonomik faktörlerinde devreye girdiğini de gösteriyor.

İki ülke arasındaki ikili ticaret hacmi 2018 yılında, 5 milyar doların üzerine çıkmış, bugün 10 milyar dolarlar konuşuluyor. Mısır, Türkiye'nin Kuzey Afrika'daki en büyük ticari ortağı olarak konumunu perçinledi.

Ekonomik ilişkiler hiç durmadı

Çavuşoğlu'nun "İlişkilerin büyümesi için muazzam bir potansiyel var" sözlerini bu açıdan yorumlamak yerinde olacaktır.

2022 yılı, Türkiye ve Mısır arasındaki ikili ticaretin yeni bir rekorla kapanmasıyla sona erdi. Yılın sonunda, ikili ticaret hacmi 2021'deki 6,7 milyar dolar seviyesinden 7,7 milyar dolara yükseldi. O yıl boyunca, Mısır'ın Türkiye'ye ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 32 artarak 4 milyar dolarlık bir rekora imza attı.

Maliye Bakanı Nureddin Nebati 2022 Haziran'nın da 9 yıl sonra ilk bakan ziyaretini gerçekletirdi, "normalleşmenin" bir adım daha atıldı.

Sadece 6 ay sonra Arçelik, yeni bir üretim merkezi olarak Mısır'da 100 milyon dolarlık yatırımla bir beyaz eşya üretim tesisinin temellerini attı.

Ayrıca, 2021'in sonunda ve 2022'nin başında Türkiye, Mısır gazının en büyük ithalatçısı haline geldi.

Türkiye'de yapılan basın toplantısında sorulara verilen yanıtlardan, Mısır gazının Avrupa'ya nasıl taşınacağının, gündem maddelerinden biri olarak masada yer aldığının ipuçları olarak okunuyor.

Savaşın daha devam edeceğini ve Avrupa'nın da bu yıl gaz stokunu tüketme noktasına geldiğini düşünürsek, bu hamlenin planlamalara ve hızlandırılmış siyasi ilişkilerde ne anlama geleceği hızlıca anlaşılıyor.

Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birine giderken ve ekonomik olarak sıkışma yaşarken Mısır hamlesinin iç politika açısından da bir anlam taşıdığı su götürmez bir gerçek olarak durmaktadır. Mısır'nda 2024 seçimlerine giderken yaşadığı ekonomik sıkışma Erdoğan'la Sisi'ye "4'den 1'i çıkarttırdı."

Çavuşoğlu'nun gelecek dönemde iki ülke arasında başkonsolos ve büyükelçilerin karşılıklı atamalarına odaklanılacağını belirterek, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yakın sürede "zirveye" ulaştırmak için geliştirileceğini vurgulaması bu tezi destekleyen bir not olarak okunmalıdır.

Bu yakınlaşmanın her iki ülkenin İsrail, Suriye ve Arap ülkelerindeki sıcak gelişmelere de önemli ölçüde etkisi olacağı kanaatindeyim.

Gündem