Üniversitelerde zorunlu İslam hukuku devri

Üniversitelerde zorunlu İslam hukuku devri
Şeriat tartışmaları ülke gündeminde kendine gittikçe daha fazla yer bulurken, devlet üniversiteleri de birbiri ardına İslam hukuku dersini zorunlu hale getiriyor.

TUĞBA TEKEREK


Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) İstanbul Medeniyet Üniversitesi'ne karşı açtığı bir dava ve ardından gelen tepkiler zorunlu İslam hukuku dersini Ocak ayında gündeme taşımıştı. Ancak yaptığımız araştırma, zorunlu İslam hukuku dersinin devlet üniversitelerinde yaygınlaşmaya başladığını ortaya koyuyor.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Senatosu geçen yıl 10 Ağustos'ta İslam hukuku dersini hukuk fakültesinde zorunlu dersler arasına eklemiş, TBB de 9 Ekim'de buna karşı dava açmıştı. Konu Akit gazetesinde Ocak ayında gündeme getirilirken TBB'nin dava dilekçesine de yer verildi. Buna göre, TBB dilekçede İslam hukukunun Türkiye'de uygulanma olanağı bulunmadığını belirterek, "mezunlarında herhangi bir kazanım yaratmayacak" ifadesini kullandı. Ayrıca anayasadaki laiklik ilkesi hatırlatılarak, üniversitenin, Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun eğitim vermekle yükümlü olduğu belirtildi.

AK Parti'ye yakın İstanbul 2. Barosu ise bunların ardından yaptığı açıklamada "(…) her hukuk sistemini felsefi arka planları ile bilen, derinliğine düşünen, hukuk üreten, geleceğin hukuk normlarını ve mekanizmalarını inşa edebilecek hukukçuların yetişmesi için İslam Hukuku ve diğer bütün hukuk sitemlerinin bilinmesi zorunludur" dedi.

TBB kaynaklarından edindiğimiz bilgiye, bu süreçte mahkemeden herhangi bir karar çıkmadı. İstanbul Medeniyet Üniversitesi hukuk öğrencileri daha önce seçmeli olan İslam hukuku dersini şimdi iki dönem mecburi olarak alıyorlar.

Dahası, İslam hukuku dersini müfredatın zorunlu parçası hale getiren tek üniversite İstanbul Medeniyet değil. Ders planlarına bakıldığında, 50 devlet üniversitesinden 8'inde İslam hukuku dersinin zorunlu olduğu görülüyor. Ayrıca bir vakıf üniversitesi de bu kervana katılmış durumda. Hukuk mezunu olmak için İslam hukuku okumanın mecburi olduğu üniversiteler şunlar:

  • Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi
  • Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
  • İstanbul Medeniyet Üniversitesi
  • İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
  • Selçuk Üniversitesi
  • Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
  • Kırıkkale Üniversitesi
  • İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi (Türkiye Diyanet Vakfı'na bağlı vakıf üniversitesi)

Hukuk fakültelerinde anayasa hukuku, medeni hukuk gibi dersler zorunlu. Bunlara ek olarak bilişim hukuku, çevre hukuku gibi derslerin olduğu bir havuzdan seçmeli ders alnıyor.

Üniversiteler müfredatı belirli ölçülerde değiştirebiliyor. Pek çok üniversite İslam hukuku dersini seçmeli ders havuzuna son yıllarda ekledi. Ders şimdi de zorunlu hale getiriliyor.
Türkiye'de Batı kaynaklı laik bir hukuk sistemi uygulanırken, İslam hukuku Kuran ve sünnete dayanıyor; mirastan evliliğe çeşitli alanlarda düzenlemeler içeriyor. İslam hukukunu esas alan ülkeler şeriatla yönetiliyor.

"Halk Müslümansa, hukukçu İslam hukuku bilmeli"

seriat-talebi.jpeg

Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Uğur Bekir Dilek, zorunlu İslam hukuku dersini savunurken "Bu toplumun kahir ekseriyeti Müslüman. Toplumu tanıyabilmek için hukuksal, psikolojik, sosyal davranışlarını, bir anlamda İslam'ı bilmek gerek" diyor. Dilek, bu savını gerekçelendirirken, toplumda özellikle evlenme, boşanma gibi konularda İslam hukukunun bir karşılığı olduğunu, örneğin "üçten dokuza boş ol" dendiğinde insanların boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmediğini merak ettiğini de söylüyor.

Hukuk fakültesi müfredatında yer alan Türk hukuk tarihi dersinde Osmanlı dönemi anlatılırken İslam hukuku da işleniyor. Pek çok hukuk akademisyeni öğrencilerin bu şekilde İslam hukuku hakkında genel bilgi sahibi olduğunu düşünüyor. Türk Hukuk Tarihi ders kitabının yazarı Prof. Ahmet Mumcu, "İslam'dan önceki Türk hukuk tarihi hakkında hiç bilgimiz yok. Türk hukuk tarihinin dörtte üçü İslam hukuku. Onu çıkartırsanız ben ne anlatacağım Türk hukuk tarihinde" diyor.

Hukuk tarihi alanından bir başka profesör, Ekrem Buğra Ekinci ise Türk hukuk tarihi dersinde anlatılan İslam hukukunu yeterli bulmayanlardan: "İslam hukuku Türklerin 1000 senedir tatbik ettiği bir hukuktur. Bu hukukun mantığı ve dili Türk hukuk telakkisine işlemiştir. Modern Türk hukukuna tesirleri inkar edilemez ebattadır. Vakıflardan araziye kadar pek çok mesele ve müessese İslam hukukunu bilmeden anlaşılamaz. Üstelik Kemalist hukuk devriminin yapıldığı 1926'dan evvel cereyan etmiş hukuki hadiselere İslam hukukunun tatbiki kanun gereğidir."

Din misyonerliği

Ekinci'nin görev yaptığı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden ihraç edilmiş olan Prof. İbrahim Kaboğlu'na göre ise İslam hukukunun bugünkü hukukta etkisi çok sınırlı.

"Türk hukuk tarihi dersinde öğretilen İslam hukuku yetmez" savına karşılık Kaboğlu, örneğin "Anayasa hukuku dersinde hak ve özgürlükleri öğretmek yetmez, ayrıca özgürlükler hukuku olmalı" denebileceğini söylüyor. Zorunlu ders yapılacaksa "21. yüzyılın gerekleri doğrultusunda" pek çok başka ders olduğunu ifade ediyor.

Kaboğlu, hukuk fakültelerine zorunlu İslam hukuku dersi konmasını bir nevi "din misyonerliği" olarak görüyor. "Türkiye'deki genel eğilim İslamileştirme, cemaatlaştırma; dinin eğitim ve öğretime nüfuz etmesi, Bu da onun uzantısı olarak görülebilir" şeklinde konuşuyor.

Roma hukuku profesörü Pervin Somer ise zorunlu İslam hukuku dersini "laik hukukun temellerini sarsma" bağlamında değerlendiriyor ve bu nedenle karşı çıkıyor. "'Müslümanlar istiyorlarsa mirasını İslam hukukuna göre paylaşsın' dediğinizde, işte çoklu hukuk" diyen Somer'e göre "Birkaç adım sonra bu ihtimal yok denemez."

İlahiyatçılar hukuk fakültesinde

Hukuk fakültelerinde son dönemde yaşanan bir başka değişim de kadrolara hiç hukuk fakültesi eğitimi almamış ilahiyatçıların girmesi.

Hem hukuk fakültelerinde hem ilahiyat fakültelerinde İslam hukuku anabilim dalı var. Bazı ilahiyatçılar, ilahiyat altındaki İslam hukuku alanında doktora yaptıktan sonra hukuk fakültesine geçiş yapıyor.

Örneğin, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi kadrosunda yer alan ve İslam hukuku dersi veren iki akademisyenin hiç hukuk eğitimi yok, doktoraları ilahiyat alanında. Aynı durum Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Doç. Uğur Bekir Dilek için geçerli.

Dilek aynı zamanda dekan yardımcısı olarak hukuk fakültesini yönetiyor da.

Dilek'e göre ilahiyat fakültelerinde öğretilen İslam hukukuyla hukuk fakültelerinde öğretilen hukukun birbirine paralel: "Ahşap ev de evdir, betonarme ev de evdir. Betonarme ev yapmayı bilen usta ahşap evi de yapmayı bilir."

İbrahim Kaboğlu ise iki alan arasında paralellik değil çatışma görüyor zira biri dünyevi, diğeri ilahi kaynaklara dayanıyor. Kaboğlu, durumu "Hukuk, düşünce alanı, onlarınki inanç alanı" sözleriyle özetliyor. "İlahiyat fakültesinde hukuk okudum, hukuk fakültesinde kadroya girebilirim" yaklaşımı için "tamamen şaklabanlık" ifadesini kullanıyor.

Kaboğlu 15 Temmuz'dan sonra ihraç edilen 5500 akademisyenin çok azının geri dönebildiğini, şimdi onların yerini ilahiyatçılar ve benzerlerinin doldurduğunu ekliyor.

487 İslam hukukçusu 42 Roma hukukçusu

Türkiye'de sayıları hızla artan ilahiyat fakülteleriyle birlikte genelde ilahiyatçı akademisyen, özelde ilahiyat fakültelerinde İslam hukuku anabilim dalında çalışanların sayısı hızla artıyor.
Türkiye'de ilahiyat/İslami ilimler fakültelerinde İslam hukuku/fıkıh alanında çalışanların sayısı 487. (Ayrıca hukuk fakültelerinde İslam hukuku anabilim dalında 29 akademisyen var). Öte yandan Türkiye'nin hukuk sisteminin aldığı Batı hukukunun temelini oluşturan Roma hukuku alanında çalışanların sayısı 42. Roma hukuku dersini artık zorunlu ders olarak müfredatına koymayan üniversiteler de var.

Anayasa hukuku profesörü Kemal Gözler, 2019'da yazdığı "İlahiyat Nereye Gidiyor" makalesinde Roma hukuku ve İslam hukuku alanlarındaki akademisyenlerin sayısı arasındaki uçuruma dikkat çekerek "Bu normal bir şey olamaz" diyor ve şöyle devam ediyor:
"Türkiye'de bu kadar yüksek sayıda İslâm hukuku öğretim elemanının istihdam edilmesinin sebebi nedir? (…) 400 adet İslâm hukuku öğretim elemanının yetiştirilmesi, geleceğe yönelik bir projenin hazırlığı mıdır? Eğer bir gün Türkiye'de yürürlükteki hukuk, İslâm hukuku ile değiştirilirse İslâm hukuku eğitimini verecek öğretim üyesi kadrosu şimdiden hazırdır."
Kaboğlu da bu alandaki yüksek akademisyen sayısı için "geleceğe yönelik bir tasavvurun kilometre taşı olarak görülebilir" şeklinde konuşuyor.

Ekrem Buğra Ekinci'ye göre ise genel olarak ilahiyat fakülteleriyle ilgili endişeli yorumlara gerek yok: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarına göre kurulup faaliyet gösteren bir fakültedir. Burayı illegal bir kuruluş gibi lanse etmek tehlikelidir."

Özel Haber