Validebağ Korusu’nda imar değişikliği iptal

Validebağ Korusu’nda imar değişikliği iptal
Mahkeme, değişiklikle Validebağ Korusu’nun doğal kurgusunun yok edileceğini ve açık biçimde tahribata uğrayacağını kaydetti.

İstanbul'un Üsküdar ilçesinde Validebağ Korusu’ndaki imar değişikliği, mahkemece iptal edildi.

Bir grup yurttaş tarafından Validebağ Korusu’na ilişkin Mart 2021'de Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan imar planının iptali için dava açılmıştı.

Davada alanın birinci derece doğal ve tarihi SİT alanı ilan edildiği, bölgede doğal koru statüsündeki son kalan yeşil alan olduğu, planla hukuka aykırı şekilde SİT alanın statüsüne aykırı yapılaşma olacağı ileri sürülüyordu.

Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre bakanlığın yanı sıra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Üsküdar Belediyesi'ne karşı açılan davayı ele alan İstanbul 6'ncı İdare Mahkemesi, 23 Kasım 2021 tarihinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi raporundaki değerlendirmeleri esas aldı.

Raporda millet bahçesi peyzaj projesinin uygulanması durumunda Validebağ Korusu “orman”, “doğal nitelikli yeşil alan” ve “koruma alanı” vasıflarını, “ekolojik zenginliği değerini kaybederek” bir park kategorisine indirgeneceğinin altı çiziliyordu.

Bilirkişi raporu “Koruma amaçlı uygulama imar planının şehircilik ilkelerine, planlama esasları ve tekniklerine uygun olmadığı” sonucunu mahkemeye iletti.

'Kamu yararı yok'

Raporu hükme esas alınabilecek nitelikte gören mahkeme, oybirliği ile aldığı kararında şu görüşlere yer verdi; “Validebağ Korusu Millet Bahçesi Projesinin uygulanması halinde, korunun ışıklandırılması, futbol sahası yanına amfi tiyatro yapılması, fitness alanları oluşturulması, gözlem kulesi yapılması, bisiklet parkuru yapılması, çocuk oyun alanlarının düzenlenmesi ve yeni oyuncaklar eklenmesi, otopark zeminlerinin yenilenerek çim taşı yapılması, binaların kenarlarında bulunan zemin kaplamalarının değiştirilmesinin neticesinde, Validebağ Korusu'nun doğal kurgusunu kaybedeceği, parçalanmış ekosistemlere sahip olacağı ve açık bir biçimde korunması gereken alanın tahribatına neden olacağı anlaşılmakla, dava konusu planlarda şehircilik ilkelerine, planlama esasları ve tekniklerine, kamu yararına ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

Yaşam