Yeşil siyaset “nükleere hayır”dan doğdu

Yeşil siyaset “nükleere hayır”dan doğdu
Yeşil siyasetin temelleri, Soğuk Savaş döneminde gelişen nükleer karşıtlığıyla atıldı, 68 kuşağı bambaşka yere taşıdı. Avrupa’da son seçimlerle daha güçlenen Yeşiller’in Türkiye’deki gelişimi ve seçimlerdeki katılımı nasıl?

Türkiye tarihinde ilk kez adı “yeşil” olan bir siyasi parti doğrudan seçime katılacak. Bu da kapatılma ihtimaline karşı, HDP’nin Yeşil Sol Parti’den aday göstermesiyle oldu. Başvuruları reddedilen Yeşiller Partisi Eş sözcüleri ise TİP’ten aday gösterildi.

Her şeyden önce yeşil siyaset nedir, nasıl bir şeydir, ona bir bakalım. Siyasi akımlar her zaman toplumsal karşılık bekler. Milliyetçilik veya muhafazakarlık olsun, liberal ekonomi veya sosyalizm olsun, toplumda bir karşılığı var. Bazen de duygular, toplum dinamiklerini tetikler. O dinamiklerin siyasete yansıması olur. Yeşil hareketin doğuşunda da korku etkiliydi: Doğayla beraber geleceğini, kendini ve nesilleri kaybetme korkusu…

Yeşil siyasetin temelleri 2. Dünya Savaşında atılıyor, atom bombasının ilk kez kullanılmasından sonra… Soğuk savaşta Rusya ile Amerika arasındaki gerilim, “kim, ne zaman düğmeye basacak” kaygısıyla nükleer karşıtlığı üzerinden gelişiyor. O zamanlar daha iklim değişikliği vesaire ön planda değil elbette. Asıl ivme 1968 kuşağıyla geliyor; hippi hareketinin savaş karşıtlığı, eşitlik, özgürlük ve doğa sevgisi, yeşil siyasetin doğuşunda etkili oluyor.

İlk yeşil parti 1972 yılında Yeni Zelanda’da kuruldu, günümüzde de koalisyon ortağı. 1980’lerin sonu- 1990’larda küreselleşmeye karşı hareket de yeşil siyasetin gelişmesinde etkili oluyor. 2000’li yıllarda Avrupa başta olmak üzere, gelişmiş ülkelerde Yeşiller, siyaset sahnesinde önemli bir aktör olmaya başladı. Avustralya'da da güçlüler. Meksika’da yerel yönetimdeler. Dünyada eyalet düzeyindeki yönetimlerde, bölgesel hükümetlerde güçlü oldukları yerler var. ABD'de Yeşil Parti, iki partili sisteme rağmen Ralph Nader ile yüzde 2,7 oy aldı başkanlık seçimlerinde. Çin’de zaten tek parti rejimi var. Hindistan'da yeşil bir parti var ama çok zayıf. Güneydoğu Asya'nın neredeyse tamamında yeşil siyaset yok gibi.

İyi de yeşil siyaset deyince ne anlıyoruz? Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma hedefinin içinde eşitlik, adalet, cinsiyet, çocuk, işçi hakları gibi başlıklar var. İdealinde yeşil siyaset de bu ilkelere dayanıyor. Zaten bu adaletsizliklerin sonucu doğa da zarar görüyor. Dolayısıyla yeşil siyaset sadece kuş, börtü böcek korumaktan ibaret değil. Yeşil siyaset, yelpazenin solunda, sol siyasete tekabül ediyor. Özellikle eşitlik, özgürlük, sosyal haklar gibi değerler açısından. Yeşiller Partisi kurucularından, iklim bilimci Ümit Şahin, “yeşil siyaset ve hareketin başarılı olması için en başta demokrasi gerekiyor” diyor. (https://www.youtube.com/watch?v=eEI9KTdvUwg)

Dünyada yeşil siyasetin önüne çıkan türlü engeller var elbet. Siyasette hep belli alanlar tutulmuş: Mesela muhafazakarlık, kimi zaman ırk üzerinden, kimi zaman din üzerinden bir siyasi malzeme. Ya da liberalizm… Onların yüzlerce yıldır kullandığı propagandalar var. Deneyim ön plana çıkıyor. Siyaset, zaman isteyen bir şey.

Yeşil siyaset, solda mıdır?

Avrupa'daki yeşil partilerin konumlanışına bakınca bazı ülkelerde solda ama bazı ülkelerde de merkeze yakın. Kendini sol-sağ yelpazesinin dışında tanımlayan yeşil partiler de var. En gelişkin örneğini Almanya'dan biliyoruz. 80’lerden bu yana nükleer karşıtlığı üzerinden gelişen hareket öyle etkili oldu ki Almanya, nükleer santrallerini adım adım kapattı. Son seçimlerde Yeşiller’in ikinci parti çıkmasının nedenlerinden biri, geleneksel olarak büyük parti olan sosyal demokratların erimesi. Aynı şekilde Hollanda’da.

Merkezdeki partiler hep daha fazla vaat sunuyor; şu kadar büyüyeceğiz, daha çok kazanacağız, gibi. Yeşil siyaset tam tersi bir yerde duruyor. Bugüne kadar “gelişmişlik, medeniyet” denilen şey, tüketmekle alakalı bir durum. Ne kadar alıp satıyorsan ne kadar iyi araban varsa ne kadar iyi evde oturuyorsan ne kadar maaş kazanıyorsan, ailen ne kadar varlıklıysa sen “o kadar değerli, gelişmiş” vesaire oluyorsun... Yeşil partiler ise ekolojiyi ve insanı gözeterek, daha az tüketmek üzerinden siyaset yapıyor. Meclise yeşil vekiller girdi diyelim, arabaya, uçağa binecek… Karbon ayak izin ne olacak? “Tamam, bu çocuklar iyi çocuklar ama Dünya böyle değil”e geliyor. Halbuki tam da o dengeyi kurmak mesele.

Dünyada yeşil partilere oy verenlerin sosyoekonomik seviyesi genelde yüksek. Bu kesim, oy verdiği partinin her şeyini kontrol ediyor: Uçağa mı binmiş, bisiklete mi? Şu günün Türkiye'sinde komik gelebilir ama, önemli: Zira en büyük ticaret ortağımız Avrupa Birliği’nde, Yeşiller’in önemli oy oranı yakaladığı, yönetimde söz sahibi olduğu ülkeler: Almanya, Avusturya, Belçika, Almanya, İrlanda, Lüksemburg…

Türkiye’de yeşil siyaset

Türkiye'de de doğa ve sürdürülebilirlik konusunda daha duyarlı, daha bilinçlenmiş kesimler var. Özellikle yeni nesil, ekoloji ve iklim konusu nedeniyle yeşil siyasete ilgi duyuyor. Ancak seçimlerdeki karşılığını bugüne kadar deneme şansımız olmadı. Aslında yeşil hareketin geçmişi bizde de 1970’lere dayanıyor.

Bugünkü duruma gelelim: Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (kısaltılmış adıyla Yeşil Sol Parti) Eşitlik ve Demokrasi partisi ile Yeşiller Partisi’nin birleşmesiyle, 2012’de kuruldu. HDP’nin birleşenlerinden oldu. 2016’daki kongrede adı “Yeşil Sol Parti” oldu, yeşil feminist ve özgürlükçü sosyalistlerin oluşturduğu platformdan ayrıldı. Bu platformdan ayrılanlar, 2020’de üçüncü Yeşiller Partisi’ni kurdu.

Fakat Yeşiller partisinin resmi kuruluşu ve tüzel kişilik kazanması, İçişleri Bakanlığınca engellendi. Yeşiller Partisi, açtığı davayı kazansa da seçimlere parti olarak değil, TİP’ten eşbaşkanlarını aday göstererek katılabiliyor. (https://yesiller.org.tr)

Yeşil Sol Parti ise HDP’nin bileşeni olarak siyasete devam etti. 2023 genel seçimlerine sadece HDP değil, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ve son olarak Emek Partisi (EMEP) de Yeşil Sol Parti listesinden seçime giriyor. (https://yesilsolparti.org) Yeşil Sol Parti’nin tüzüğüne buradan erişebilirsiniz.

Sonraki podcast yayınımızda Yeşiller ve Yeşil Sol Parti’nin yeşil siyasete denk düşen vaatleriyle birlikte genel anlamda seçime giren partilerin “yeşil” ajandasına bakacağız.

Gündem