Yeşil Sol Parti: ‘Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil’ diyen Diyanet ahlaktan bahsedemez!

Yeşil Sol Parti: ‘Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil’ diyen Diyanet ahlaktan bahsedemez!
Yeşil Sol Parti Milletvekili Serhat Eren, “Diyanet, Kobane davasına gönderdiği dilekçe ile adeta savcılık rolüne soyunmuş, bu haksız hukuksuz davayı haklı gösterme çabasına girmiştir" dedi.

Yeşil Sol Parti Milletvekili Serhat Eren, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kobane Davasına gönderdiği skandal niteliğindeki “müdahillik” dilekçesine sert tepki gösterdi. “IŞİD’in Kürtler için yayınladığı ‘katli vaciptir’ fetvasının benzerini Diyanet dava dosyasına gönderdiği dilekçe ile vermiştir” diyen Eren, Diyanet’in kendisini yargı yerine koyup siyasetçileri hüküm giymiş gibi itham ettiğini kaydetti.

HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenleyen Eren, 6-8 Ekim olaylarını hatırlatarak, “Kobane’nin düşmesi ve Rojava’nın IŞİD kontrolüne geçmesi hayali boşa düşen iktidar partisi, yıllar sonra Kobane protestolarını partimizi tasfiye etmek için partimize ve halkımıza karşı intikam davasına dönüştürdü. AKP iktidarı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, MİT ve devletin bütün güvenlik birimleri o dönemde yaşanan provokasyonlardan, yaşanan ölümlerden sorumludurlar” dedi.

“Bugün sanık olarak yargılanması gereken kurumlar, Kobane Kumpas Davasına mağdur sıfatıyla müdahil olma yarışına girmişler” diyen Eren, Kobane davasının gerçeği tersyüz eden bir dava olduğunu söyledi.

“Diyanet haddini aştı”

Eren, “İşte o dönemin sorumlu kurumlarından biri de Diyanet İşleri Başkanlığıdır. IŞİD barbarlarını İslamiyet adına cihatçı olarak değerlendiren Diyanet İşleri Başkanlığı, IŞİD saldırılarına meşruiyet yaratmaya çalışan bir kurumdur. Diyanet İşleri Başkanlığı devam eden Kobane Kumpas Davası dosyasında, mütalaaya karşı yargılanan arkadaşlarımıza ahlak sınırlarını aşan, haddini aşan bir değerlendirme ile saldırmıştır” diye konuştu.

“Adeta savcılık rolüne soyunmuş”

Bugün IŞİD’in Şengal’de gerçekleştirdiği katliamın yıl dönümü olduğunu, Êzidîlerin inançları farklı olduğu için IŞİD tarafından katledildiğini hatırlatan Eren, “Peki, hangi zihniyetle yapıldı bu katliamlar? Tam da bugün Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı ‘fetva’ya benzer fetvalarla yaptı katliamı IŞİD” ifadelerini kullandı.

Eren, şöyle devam etti: “Diyanet, Kobane davasına gönderdiği dilekçe ile adeta savcılık rolüne soyunmuş, bu haksız hukuksuz davayı haklı gösterme çabasına girmiştir. Açıkça söylüyoruz; Diyanetin bu yaklaşımı ve gönderdiği dilekçe IŞİD’in Kobane ve Şengalî işgal ederken yayınladığı katliam fetvalarının bir benzeri ve devamı niteliğindedir. IŞİD’in Kürtler için yayınladığı ‘katli vaciptir’ fetvasının benzerini Diyanet dava dosyasına gönderdiği dilekçe ile vermiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı dilekçesindeki diliyle adeta IŞİD'in sözcülüğüne soyunmuştur.

IŞİD barbarlarının Kürt halkını katletmeye çalıştığı dönemde sessiz kalıp IŞİD’e cihatçı diyerek saldırılarına karşı durmayan, o dönemde meydana gelen olaylardan sorumlu olan ve yargılanması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı, haddini aşan açıklamalarla İslam’a en büyük zararı vererek arkadaşlarımızı cinayetle, ahlaksızlıkla ve yağmacılıkla suçlamaktadır. Bütün kimlikleri ve inançları ötekileştiren ve yalnızca devletin tekçi politikalarına hizmet eden Diyanet İşleri Başkanlığı, hukuk metni değil iftira-nameden ibaret mütalaaya karşı görev sınırlarını aşarak dosyayla ilgili adeta iktidarın taleplerini sunan bir fetva niteliğinde dilekçe göndermiştir dava dosyasına.

“‘Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil’ diyen Diyanet ahlaktan bahsedemez”

“Bütün insanlığın barış ve huzuruna katkı sağladığını iddia eden bu kurum, tecavüzcü ve barbar IŞİD katliamlar yaparken onları fetvalarında masum cihatçı olarak gösteriyor. “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil” diyen, 9 yaşındaki kız çocuğunun evlenebileceğini söyleyen, sapık akımlara adeta icazet veren, Alevilerin ibadet yerleri olan cemevlerine statü verilmesini “kırmızı çizgi” olarak değerlendiren, Süryanilere ait manastır ve kiliselere el konulmasına sessiz kalan, halkı yoksulluk ve açlığa mahkum edilirken milyonluk araçlara binen Diyanet ve kurum yetkilileri topluma ve arkadaşlarımıza ahlaktan ve hukuktan bahsedemez. Kendisini yargı yerine koyup arkadaşlarımızı hüküm giymiş gibi itham edemez. Hakkı da değil haddine de değil!” (Kısa Dalga)

Gündem