Zeytinlikleri için gelen köylüler engellemelere rağmen Meclis'te açıklama yaptı

Zeytinlikleri için gelen köylüler engellemelere rağmen Meclis'te açıklama yaptı
İkizköy, Akbelen ve Destinli köylüleri, polisin engelleme girişimine rağmen komisyon toplantısına katılmak için Meclis’e girerek basın açıklaması düzenledi.

ESRA TOKAT


Zeytinliklerin madenciliğe açılmasına izin veren kanun teklifini protesto etmek için Ankara’ya gelen İkizköy, Akbelen ve Destinli köylüleri, kent girişinde polis tarafından durduruldu. Köylüler, engellemeye rağmen Meclis'e giderek milletvekilleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. Köylüler açıklamada "Zeytinlerimizi, topraklarımızı bu aç gözlü şirketlere vermeyeceğiz, kömür için zeytinliklerimizi feda etmeyeceğiz" dediler.

AKP’nin hazırladığı ve zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerinin önünü açan kanun teklifi, bugün Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülecek.

Kanun teklifini protesto etmek ve komisyon toplantısına katılarak itirazlarını dile getirmek isteyen köylüler, Ankara girişinde durduruldu.

Kısa Dalga’ya bilgi veren Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Halime Şaman, “Zeytinlik kanun teklifiyle ile ilgili bugün komisyonda görüşme yapılacaktı. Konunun muhatabı olduğumuz için Akbelen ve Destinli köylüleriyle birlikte Ankara'ya geldik. Ancak Ankara girişinde polis bizi durdurdu. Meclise ulaşabileceğimiz kapıdan gidişimize izin vermeyeceklerini, Ulus’ta basın açıklaması yapabileceğimizi söylediler” dedi.

Ellerinde zeytin dallarıyla Meclis'e gittiler

Ulus’ta basın açıklaması yapmayı kabul etmeyen köylüler, komisyon toplantısına katılmak için ellerinde zeytin dallarıyla Meclis’e gitti.

Köylüler, Meclis'te HDP ve CHP'li milletvekilleriyle birlikte basın açıklaması yaptı.

"Bizim topumuz tüfeğimiz bu zeytin ağaçları"

Köylülerden biri zeytin ağacı dallarını göstererek, “Zeytinimiz için geldik. Savaşmaya gelmedik biz. Bizim topumuz tüfeğimiz bunlar, bunlar zeytin, barışın simgesi. Şifadır dedik, ata mirasımız dedik. Çocuklara bırakacağımız en büyük geçim kaynağımız neden kömür uğruna feda ediliyor diye sormaya geldik. Kömür için zeytinliklerimizi asla feda ettirmeyeceğiz" dedi.

"Bir avuç köylüden bu denli korku nedir?"

Milletvekilleri olmasa Meclis’e giremeyeceklerini ifade eden köylü, “Bir avuç köylüden bu denli korku nedir? Topraklarımız, temiz havamız ve insanca onurlu bir yaşam için bu mücadeleyi veriyoruz. Zeytinlerimizi, topraklarımızı bu aç gözlü şirketlere vermeyeceğiz!” ifadelerini kullandı.

"Bin bir emekle meydana getirdik, bu doğaya kıyılır mı?"

"Şu ellerimle 50 yıldan beri tek zeytin olmayan yere 400 ağaç diktim" diyen bir başka köylü ise "Memleketimin insanına yediriyorum içiriyorum, bunanla da şeref duyuyorum. Ben üretmek isteyen bir çiftçiyim, ben bir emekli öğretmenim. Bütün bu ağaçlar benim ellerimden, omuzlarımdan geçti. Bunları ben sulayıp büyüttüm. Bin bir emekle meydana getirdik. Bu doğaya kıyılır mı?" diye seslendi.

"83 yıldır ölmez ağacı koruyan zeytin yasası, 10. kez değiştirilmek isteniyor"

Basın açıklamasını okuyan Ekoloji Birliği Eş sözcüsü Halime Şaman şunları kaydetti: “83 yıldır ölmez ağacı koruyan Zeytin Yasası 10. kez değiştirilmek isteniyor. Çünkü sermaye böyle istiyor. Çünkü kapitalizm doymak bilmeyen kar iştahıyla, maliyeti azaltıcı en önemli girdinin doğa olduğunu biliyor. Çünkü iktidar sermaye ne isterse vermekten geri durmuyor! Kendilerinin de bildiği gibi 9 kez denediler, olmadı. Bu sefer de olmayacak. Ölmez ağaç yaşamaya devam edecek!

“Yasa değişikliği ile maruz bırakılacağımız durum; toplumsal barışı bozan, kadim mirasımızı, geçimlik ve şifa kaynağımızı yok etmek isteyen, habitatı onarılmaz biçimde yıkıma uğratan vahşi bir madenciliğe yol vermektir. Önce istihdam ve enerji masallarıyla uyutulacağız; uyurken ölmez ağacımızın, geçimlik nafakamızın, topraklarımızın çoktan yok olup gittiği yoksullaşmış bir yaşama uyanacağız. Şanslıysak bulduğumuz köle işliklerimizde, yoksulluk içinde ölüme sürükleneceğiz.

"Cehaletin bedeli, yerinden yurdundan koparılıp göçmen hale getirilen yurttaşlar olacak"

"Yürürlükteki yasa ile zeytin, kültürel ve ekonomik bir değer olarak güvence altına alınmış, serpilip gelişmesi ve yüksek verimlilikle ürün vermesi için tüm tehditlerden korunmaya çalışılmıştır. Zeytincilik yapılan alanların 3 km çevresinde toz üreten, zeytinlerin gelişimini engelleyecek hiçbir faaliyete izin verilmez. Yani 1939 yılından beri geçerli olan yasa ile bırakın zeytinliklerin sökülüp madene açılmasını zeytinlik bulunan bir alanın etrafında bile madencilik yapılamaz. Yeni yasa önerisi ile zeytini koruyan bu zırh kaldırılmak isteniyor. Yasa değişikliğinin kabulü halinde zeytin ağacını taşıyarak habitatı taşıyacağını zanneden cehaletin bedeli, yerinden yurdundan koparılıp göçmen hale gelen yurttaşlar olacaktır.

"Zeytin hayattır, hayatımıza dokunmayın!"

"Hukuki süreç işlerken tıpkı Kolin İnşaat’ın termik santral yapmak üzere bir gecede 6 bin zeytin ağacını keserek geri döndürülmez doğa yıkımı yarattığını unutmadık. Açgözlü, yeni fırsatçıların aynı yıkıma yol açmaktan çekinmeyeceklerini biliyoruz. Bu nedenle önerilen yasa teklifi derhal geri çekilmelidir çünkü bırakın ağacı, ağacımızın tek bir dalını bile kaybetmeye tahammülümüz yok!

"Davaysa dava, dilekçeyse dilekçe, nöbetse nöbet! Ölmez ağaç zeytin için, ormanlarımız için inatla mücadele edeceğiz. Siz geri adım atmadıkça bizleri sokakta, mitingde, mecliste, genel müdürlüklerinizin önünde, hayatın her alanında, gerekirse rüyalarınızda görmeye hazırlıklı olun. Zeytin hayattır, hayatımıza dokunmayın!"

"Zeytinlerimizi vermeyeceğiz"

İkizköy'den gelen 62 yaşındaki Melahat Çulha ise Kısa Dalga'ya şu açıklamayı yaptı:

"Buraya zeytinimiz için geldik. Zeytinlerimizi alacak oldular, ormanlarımızı alacak oldular. Bunlar için geldik. Ama vermeyeceğiz, ölüm pahasına da olsa zeytinlerimizi, toprağımızı, hiçbir şeyimizi vermeyeceğiz."

Gündem