Eski başsavcı ve savcı, avukatı zorla alıkoymak davasında beraat etti
Kısa Dalga - Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı, 2008 yılı ortasında Çorlu Belediyesi’ne yönelik bir ‘yolsuzluk’ soruşturması başlattı.
Dönemin Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin ile birlikte 13 kişi gözaltına alındı.
Başsavcı Orhan Çetingül koordinesindeki soruşturmayı Savcı Engin Şimşek yürüttü. O dönem stajyer avukat olarak çalışan Didem Boz, 29 Mayıs 2009 günü, dosyada taraf olmamasına rağmen, polis nezaretinde adliyeye getirildi.
Avukat Boz bir saat kadar, savcı Şimşek’in odasının kapısında bekletildi. Bu süre boyunca bir polis memuru Boz’un yanındaydı. Odaya başsavcı Orhan Çetingül de geldi.
Dava dosyasına giren iddiaya göre, Şimşek ve Çetingül, Boz’u, Çorlu Adliyesinde görevli hâkim S. U. Ö. aleyhine ifadeye vermeye zorladı. Boz'un iddiasına göre, stajyer avukat olduğunu olaylara ilişkin bilgisinin olmadığını vurgulasa da iki savcıyı ikna edemedi. Boz, 3-4 saate yakın savcı Şimşek’in odasında kalmak durumunda kaldığını söyledi.
Boz, yaşadığı olay sonrası durumu yanında çalıştığı avukata aktardı. Yapılan görüşmeler sonrası, olayla ilgili Adalet Bakanlığı dahil ilgili kurumlara ihbarda bulunuldu.
Çetingül ve Şimşek’in yargılamaları Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde yapıldı. Daire, 25 Haziran 2024 tarihinde başsavcı ve savcının beraatlerine karar verdi.
Kararda, "stajyer avukat Boz'un (katılan) adliye koridorunda ifade vermek için uzun bir süre bekletildiği, ancak beyanında da açıkça belirttiği üzere olay mahallinden ayrılmak için icrai bir hareketinin olmadığı, sanıkların katılana karşı kişi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşması için doğrudan veya dolaylı olarak söz veya hareketlerinin bulunmadığı, katılanın bir yerde kalma ya da bir yerden ayrılma özgürlüğünden mahrum edilmediği anlaşılmıstır" denildi.
Suçun unsurları oluşmadı
Katılanın geçmişten gelen algı veya tasavvuru ya da psikolojik durumu ve/veya ürkek kisiliği ile yarattığı düsünce sonucu bulunduğu adliye koridorundan ayrılmamasına da bu sekilde bir anlam yüklenemeyeceği belirtilen kararda "Salt mağdurun kendi iç dünyasındaki korku ve endişesiyle olay yerinde uzunca bir süre kaldığı, ancak sanıkların dış dünyaya yansıyan bir hareketinin olmaması hususu da dikkate alındığında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluşmadığı" belirtildi.
Kaynak:Haber Merkezi
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.