TİP'te il başkanları ve yöneticilerden toplu istifa
Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) Ağrı, Diyarbakır, Batman, Dersim, Mardin, Muş, Siirt ve Van il örgütleri ile İstanbul ve İzmir'in de aralarında bulunduğu çok sayıda il ve ilçe örgütü yöneticileri partiden istifa etti.
'Kılavuz Yayın' isimli siteden yayınlanan 'Türkiye Sol/Sosyalist Kamuoyuna' başlıklı açıklamada, Kürt sorununa ilişkin yaklaşımlar eleştirilerek "Parti merkezi, Kürt halkı ve hareketi söz konusu olduğunda, genişleyen seslenme kanallarını kullanarak sosyalistlerin ezilen ulus mücadelelerine bakışını daha geniş toplumsal kesimlere anlatmak yerine bu kesimlerde belirleyici olduğu iddia edilen 'cumhuriyet' hassasiyetini üyelerine ve çevresine dayatmıştır. Egemen burjuva siyasal anlayışları besleyen 'Kürtler-Kemalistler' ikiliği partiye ve sosyalist siyasal alana giydirilmeye çalışılmış ve Türk kimliğinin öncelikli olduğu bir 'hassasiyet hiyerarşisi' yaratılarak, Kürt toplumu ile sosyalist siyaset arasındaki mesafe olumsuz örneklerle açılmıştır. Aynı süreçte partinin merkezindeki Kürt yönetici kadro sayısı da bilinçli olarak azaltılmıştır. Seçim süreçlerinde aday belirleme ve parti yetkili kurullarının oluşturulması aşamalarında bu yanlışın giderilmesine yönelik tüm ısrarlı talepler ise dikkate alınmamış, temsil ettiği kitleyi Türk kimliği ve Kemalizm aidiyeti üzerinden değerlendiren bir parti/siyaset kurgusu fiili olarak hayata geçirilmiştir" denildi.
Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
"Son dönemde, yaşanan tartışmalarda, parti merkezi, parti bütünlüğünü koruyacak ortak bir zemin oluşmasını engellemiştir. Partinin sorunlarını ele alarak, bu sorunları aşabilecek kolektif bir irade oluşturma taleplerine rağmen, parti merkezi verdiği sözleri yerine getirmemiş ve parti içi eğilimlerin kendilerini eşit bir düzlemde ifade edebileceği bir tartışma ortamı yaratmamıştır.
Türkiye İşçi Partisi'ni yöneten grup, devrimcilerin eleştirilerini kapsayıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşımla ele almayı reddetmiştir. TİP’in ulaştığı kitleyi siyasal mücadelede etkili devrimcilere dönüştürmek yerine, dar bir kliğin yönettiği ve üyelerin yalnızca "iş yapacak kafa sayısı" olarak nesneleştirildiği bir örgütlenme ve siyaset yapısı tercih edilmiş ve bu tüm partiye dayatılmıştır.
Türkiye İşçi Partisi'nin içine sürüklendiği örgütsel ve siyasal tıkanmaya, sosyalist hareketin birikimine, iradesine, itibarına zarar veren tasfiyeci girişimlere karşı mücadele etmenin tüm TİP üyelerinin devrimci sorumluluğu olduğuna inanıyor ve bundan sonraki dönemde de sosyalist devrim mücadelesini omuz omuza sürdürme iddiasını kararlılıkla koruyoruz.
Açıklamada sürece ilişkin tespitler 12 maddede sıralandı...
TİP, devrimci siyasal hattan uzaklaşmıştır
1. Siyasette emekçilerin temsil edilmediği ve düzen muhalefetinin toplumda iktidara karşı biriken öfkeyi yansıtamadığı koşullarda 2018 yılında Kürt siyasi hareketiyle yapılan başarılı bir ittifak sonucu Meclis’te siyaset yapma olanağı kazanan TİP, meclis performansı ve elde ettiği yeni propaganda kanallarıyla ciddi bir politik etki yaratmış, çok sayıda yeni üye ve taraftar kazanmıştır. Ancak, bu olumlu ve etkili başlangıca rağmen, 2018’den beri biriktirilen güç ve kazanılan üye toplamı korunamamıştır. Parti önderliğini üstlenen kadrolar, işçi sınıfı ve yoksul kesimler arasında kalıcı ve devrimci bir örgütlenmeye yönelmek yerine seçimleri ve parlamenter siyaseti öncelikli hâle getirmiş, TİP’in politik söylem ve eylemini düzen içi reformist siyaset pratiklerine başvurarak kurmayı tercih etmişlerdir.
Parti merkezi, statükocu bir zihniyeti partide hakim kılmıştır
2. Parti üyelerinin ciddi emeğiyle elde edilen büyüme, siyasal-teorik üretimin ve ideolojik mücadelenin ihmal edildiği, kolektif politik aklın üretilip yaygınlaştırılmadığı, örgüt içi işleyişin katılımcı biçimde uygulanmadığı koşullarda yine çok kısa sürede kaybedilmiştir. Aynı süreçte, örgütsel ve siyasal sorunlara karşı yapıcı eleştirel tutum takınan parti üye ve yöneticileri, parti merkezinde bir statüko oluşturan yöneticiler tarafından tasfiye edilmeye çalışılmıştır.
3. Başarısız olduğu birçok örnekte kanıtlanmış olmasına rağmen partinin tartışılamaz sahipleri gibi hareket eden yöneticilerin TİP’e dayattıkları anlayış, sadece birkaç kişinin herhangi bir öneriyi, uyarıyı, eleştiriyi dikkate almadan partinin tümünü belirleyen kararları verdiği bir örgütsel statüko yaratmıştır.
Kadroların kendi kendine yetişeceği anlayışı bir kez daha yanlışlanmıştır
4. Sosyalist devrimci mücadelede insanların “komünist kadro” niteliği kazanmasını sağlayacak adımlar, parti merkezi tarafından “kitlesel parti öyle olmaz” bahaneleriyle bilinçli olarak hayata geçirilmemiştir. TİP’in sayısal büyümesinin kadro sorununu çözeceği tezi ileri sürülmüş, “önce büyüyelim sonra kadrolaşırız” anlayışı kadro-kitle diyalektiğinden uzaklaşılmasına ve kitleselleşen parti içinde kadro yetiştirme hedefinin ikincil hâle gelmesine yol açmıştır.
5. Farklı ideolojik koşullanmaları ve örgütsel tecrübeleriyle TİP’e katılan ve politik motivasyonunu çoğunlukla AKP karşıtlığından alan üyeler, ideolojik ve siyasal başlıklarda tutarlı bir sınıf, demokrasi ve toplumsal cinsiyet perspektifine sahip olmadan partiye katılmışlardır ve bu durum siyasetin doğasına uygun kabul edilebilir. Parti merkezi, bu üyeleri sosyalist ideoloji ve devrimci örgüt kültüründe birleştirmeyi öncelik hâline getirmemiş; bu tercihin bir sonucu olarak binlerce insanın ilk üye olurken taşıdığı dinamizmi de tüketmiştir.
TİP Merkezi, ideolojik mücadele ve sosyalist devrimci ilkeler yerine kolay yoldan büyüme arayışına girmiştir
6. Örgütsel konsolidasyonun ve ideolojik netliğin sağlanamadığı koşullarda kısa sürede yaşanan büyüme parti içinde büyük bir dağınıklık yaratmıştır. Bu durumda ortaya çıkan temel sorun, kısa sürede beklenmedik ölçüde genişleyen üye tabanının doğal olarak partinin içine de taşıdığı politik eğilimler değil, partinin merkezi siyasi aklının sağcılaşması olarak görülmelidir. Sağcılaşmanın sebebi, örgütlenme ve politik seslenme yollarının kolaycı bir yöntemle ele alınması ve ideolojik netlikten yoksun bir AKP karşıtlığı üzerinden bu kitlenin partiye kısa sürede çok daha hızlı bir şekilde hacim kazandıracağının görülmesidir.
7. Türkiye İşçi Partisi’nde ideolojik netliğin ve siyasal akıl ortaklığının sağlanamaması, buna karşın benmerkezci bir örgütsel yöntemin tüm partiye dayatılması seçim dönemlerinde en belirgin hâlini almıştır. Devrimci ilkeler ve ideolojik titizlik yerine “çok oy alabilmek” için yanlış adımlar atılmış ve bu, onarılması zor ve zaman alacak tahribatlar yaratmıştır. TİP, Mayıs 2023 seçimlerinde Türkiye sosyalist mücadele tarihinde nadir görülen bir oy oranına ulaşmış fakat bu başarı devrimci bir atılımla birleştirilememiş, ne Türkiye siyasetinde ne de sosyalist siyasette seçimde yakalanan ivmenin karşılığı yaratılabilmiştir.
İşçi sınıfına dönük bütünlüklü stratejik hat kurulamamıştır
8. Parti merkezi, işçi sınıfının örgütlenmesi konusunda gündelik mücadelelere uygun örgütlenme araçları geliştirememiş ve sendikal alanda ise hantallaşmış sendikaların yönetimlerine girmeyi hedeflemiştir. Buna ek olarak, günümüz işçi sınıfının durumu hakkında bütünlüklü ve stratejik bir değerlendirme yapılmamıştır. Parti, işçi sınıfını tanımlarken kullandığı "gri yakalılar" kavramıyla, genellikle kent çeperlerinde yaşayan kent yoksullarını ifade etmekten ziyade, kent merkezlerinde yaşayan, eğitimli ve geleneksel anlamda "kentli" kesimleri kastetmiştir.
Kürt siyasetiyle kurulan ilişki pragmatizme kurban edilmiştir
9. Parti merkezi, Kürt halkı ve hareketi söz konusu olduğunda, genişleyen seslenme kanallarını kullanarak sosyalistlerin ezilen ulus mücadelelerine bakışını daha geniş toplumsal kesimlere anlatmak yerine bu kesimlerde belirleyici olduğu iddia edilen “cumhuriyet” hassasiyetini üyelerine ve çevresine dayatmıştır. Egemen burjuva siyasal anlayışları besleyen “Kürtler-Kemalistler” ikiliği partiye ve sosyalist siyasal alana giydirilmeye çalışılmış ve Türk kimliğinin öncelikli olduğu bir “hassasiyet hiyerarşisi” yaratılarak, Kürt toplumu ile sosyalist siyaset arasındaki mesafe olumsuz örneklerle açılmıştır. Aynı süreçte partinin merkezindeki Kürt yönetici kadro sayısı da bilinçli olarak azaltılmıştır. Seçim süreçlerinde aday belirleme ve parti yetkili kurullarının oluşturulması aşamalarında bu yanlışın giderilmesine yönelik tüm ısrarlı talepler ise dikkate alınmamış, temsil ettiği kitleyi Türk kimliği ve Kemalizm aidiyeti üzerinden değerlendiren bir parti/siyaset kurgusu fiili olarak hayata geçirilmiştir.
10. Parti merkezinin bu tercihi, sosyalizmi kurma hedefinden ayrı düşünülemeyecek olan Kürt halkının sosyal, siyasal ve kültürel taleplerinin tutarlı bir şekilde savunulmasını engellemiştir. Türkiye siyasetini, toplumunu ve ekonomisini doğrudan etkileyen çözülmemiş bir sorun olarak yakıcılığını koruyan Kürt sorununda gerçek bir ittifak oluşturulamamış, düzen muhalefetinin dahi açıktan karşısına aldığı kayyum gibi gündemler dışında Kürt halkı yalnız bırakılmış, seçim ittifakı ise fiilen TİP’in baraj sorununu ortadan kaldıracak bir formül olarak ele alınmıştır. Sosyalist devrimci stratejide Kürt sorunu; Kürt toplumunun taleplerini temsil edecek, eşitlikçi bir çözüm modeli sunacak, Kürt halkının kendi geleceğini tayin etme hakkını savunacak ve Kürt hareketiyle pragmatizme kurban edilmeyen bir müttefiklik anlayışını benimseyecek şekilde ele alınmalıdır.
Kadın mücadelesi kota doldurmakla geçiştirilmiştir
11. Parti merkezinin dayattığı örgütsel anlayışın bir başka sonucu da parti içi yaşamda ve karar alma süreçlerinde eril siyasal kültürün partide egemen olmasıdır. Toplumsal cinsiyet alanında özgün bir politika üretilememiş; dahası, giderek politikasızlığın normalleştiği ve kadın mücadelesinin sığ bir “laiklik” talebine indirgendiği bir durum oluşturulmuştur. Toplumsal cinsiyet eşitliğini tüzükte kadın kotası tanımlamakla geçiştiren parti merkezi, kadınların stratejik pozisyonlarda eşit temsiliyet sağlama girişimlerini de yok saymıştır.
Sosyalist devrimci siyaset için çağrı
12. Sosyalist hareketin, kapitalizmin ve işçi sınıfının güncel yapısını doğru bir şekilde analiz ederek, geçmişteki hataları tekrar etmeden hem kitlesel hem de devrimci bir sosyalist partiyi inşa etme hedefini gerçekleştirmesi, sosyalist devrimci siyasetin yolunu açacak yeni bir kılavuz oluşturması ihmal edilemez ve geciktirilemez bir görev olarak önümüzde durmaktadır.
11 öneri
Bu bağlamda, Türkiye’de sosyalist solun:
Siyasal gelişmeleri işçi sınıfının iktidar perspektifi doğrultusunda değerlendiren ve iktidar sorununu bir devrim sorunu olarak gören,
İşçi sınıfının örgütlenmesini uzun vadeli ve sabırlı bir çalışmayı gerektiren vazgeçilmez bir hedef olarak önceliklendiren,
Sendikal hareketin gerilediğini kabul ederek, emekçi kesimler içinde sınıf sendikacılığını güçlendirmeyi hedefleyen, bunun için yeni araçlar yaratan,
Her türlü örgütsel ve politik süreçte kadınların ve LGBTİ+’ların varlığını eşitlik ilkesi doğrultusunda güvence altına alan, kendi alanlarındaki mücadele pratiğine öncülük edebilmelerine alan açan ve toplumsal cinsiyet eşitliğini öncelikli bir başlık olarak kabul eden,
Sistem karşıtı niteliklere sahip farklı toplumsal hareketlere devrimci perspektifle yaklaşarak bu dinamikler içinde varlık gösterebilen, bu çabayı dar örgütsel çıkarlara odaklanarak değil, parti siyasetini toplumsal dinamiklerin güçlendirilmesi hedefiyle birleştirerek sürdüren,
Düzen siyasetine karşı mutlak devrimci bir mesafeye ve mücadele anlayışına sahip olan, bağımsız siyasetini başka bir politik güce feda etmeyen, egemen veya muhalif fark etmeksizin burjuva siyasi aktörlere karşı kararlı bir ideolojik mücadele yürüten,
Dar örgütçülük pratiklerini reddederek ve devrimci siyaset anlayışını koruyarak kitlesel bir sosyalist odak hedefinin başarılı olmasını sağlayacak yöntem ve araçları geliştiren,
Demokratik merkeziyetçi işleyişi esas alarak eşitlikçi, kolektif, denetlenebilir, eleştiri-özeleştiri hakkını güvence altına alan ve yöneticileri geri çağırma ilkesini uygulayacak bir örgüt modelini hayata geçiren,
Liderin veya dar bir grubun dayatmalarını değil, devrimci mücadelenin çıkarlarını gözetmeyi ve partinin sosyalist siyasetini topluma etkin bir şekilde taşımayı önceleyen bir kadro politikasını oluşturan,
Türkiye’de Kürt halkının geleceğini tayin etme hakkını ve Kürt sorununun eşitlikçi çözümünü savunarak, Türkiye toplumu ve sol hareket içerisinde ortaya çıkan Kürt düşmanlığı, inkâr, dışlama gibi politik ve kültürel saldırılara karşı mücadele ortaklığı anlayışına sahip olan,
Sosyalistlerin birlikte mücadelesini üstünlük aramadan; eşit işleyiş, kolektivizm, dayanışma ve yoldaşlık esaslı bir anlayışla uygulayan bir yeniden kuruluş pratiğini sosyalist devrimci ilkeler ışığında hayata geçirmesi gerekmektedir.
İmzacılar
TİP Ağrı İl Örgütü
TİP Amed İl Örgütü
TİP Batman İl Yönetimi
TİP Dersim İl Örgütü
TİP Mardin İl Örgütü
TİP Muş İl Örgütü
TİP Siirt İl Yönetimi
TİP Van İl Örgütü
Abdullah Aslı - Iğdır İl Yönetim Kurulu Üyesi
Ahmet Derinsu - Iğdır İl Yönetim Kurulu Üyesi
Ahmet Gire - İstanbul Kadıköy Caferağa Mahalle Temsilcisi
Anıl Eren Pekesen - İstanbul Kartal Yönetim Kurulu Üyesi
Anıl Utku Yıldırım - İstanbul Beylikdüzü Yönetim Kurulu Üyesi
Aylin Doğan Gül - İstanbul Avcılar İlçe Örgütü
Baran Panzeroğulları - Muğla Gençlik Sorumlusu
Beyza Nur Öztürk - İzmir Buca Hukuk Sorumlusu & Adalet İçin Hukukçular İzmir YK Üyeliği
Burak Çetiner - İstanbul Kadıköy Göztepe Mahalle Temsilcisi
Büşra Türer - Bağcılar İlçe Yöneticisi
Can Görtan - İstanbul Kadıköy İlçe Örgütü
Cansu Demir - İstanbul Gaziosmanpaşa İlçe Örgütü
Cansu Yıldız - İstanbul Küçükçekmece Yönetim Kurulu Üyesi
Çiğdem Özdemir - İstanbul Sultangazi İlçe Sekreteri
Ekin Yavuz - Adalet İçin Hukukçular
Enes Kuruçay - İstanbul Bahçelievler Yönetim Kurulu Üyesi
Eren Çağlar Başbağ - İstanbul Kartal İlçe Başkanı
Furkan Kaçmaz - Kars İl Sekreteri
Gaye Bulut - İstanbul Kadıköy Acıbadem Mahalle Temsilcisi
Gün Çağ Aydın - Parti Meclisi Üyesi
Güneş Harputlu - İstanbul Kartal Yönetim Kurulu Üyesi
Hakan Akay - İstanbul Bağcılar ilçe Başkanı
Hamza Mete - Şırnak İl Sorumlusu
Hasan Karadeniz - İstanbul Beyoğlu Yönetim Kurulu Üyesi
Hüseyin Demir - İstanbul Gaziosmanpaşa İlçe Örgütü
İlayda Naz Karataş - İstanbul Bağcılar Kadın Sorumlusu & Adalet İçin Hukukçular
İlke Turaç Dolu - İstanbul Küçükçekmece Yönetim Kurulu Üyesi
İrfan Balık - Kürt Sorununda Barış ve Eşit Yurttaşlık Komisyonu
Kemal Salman - Yurtdışı Örgütü Disiplin Kurulu Üyesi
Metehan Akman - İstanbul Ataşehir İlçe Sekreteri
Müslüm Etleç - Erzincan İl Örgütü
Müslüm Karasu - İstanbul Sultangazi Yönetim Kurulu Üyesi
Nadir Şeran - İstanbul Sultangazi Yönetim Kurulu Üyesi
Nihat Doğangün - Kars İl Başkanı
Nur Sancaktar - İstanbul Güngören İlçe Başkanı
Onur Emre Yağan - Kürt Sorununda Barış ve Eşit Yurttaşlık Komisyonu
Ozan Dolaş - İstanbul Küçükçekmece İlçe Sekreteri
Pervin Eryılmaz - İstanbul Bakırköy İlçe Başkanı
Raife Yılmaz - Kürt Sorununda Barış ve Eşit Yurttaşlık Komisyonu
Rıdvan Çöpürkaya - İstanbul Küçükçekmece İlçe Başkanı
Rıdvan Gül - İstanbul Avcılar İlçe Örgütü
Rıdvan Uzun - İstanbul 3. Bölge Emek Çalışmaları Sorumlusu
Sinan Köksal - İstanbul Sultangazi Yönetim Kurulu Üyesi
Sonat Ergür - İzmir Menemen Yönetim Kurulu Üyesi
Taner Andağ - İstanbul Başakşehir İlçe Başkanı
Tuğrul Uçak - İstanbul Bahçelievler İlçe Başkanı
Umut Taş - İstanbul Başakşehir Yönetim Kurulu Üyesi
Ümit Bayrak - Toplumcu Mimar Mühendis Şehir Plancıları
Zehra Taş - İzmir Çiğli Gençlik Sorumlusu
Zelal Soylu - İstanbul Küçükçekmece Yönetim Kurulu Üyesi
Zeynep Demir - İstanbul Güngören Yönetim Kurulu Üyesi
Zilan Yıldırım - İstanbul Ataşehir İlçe Örgütü
Zülfü Yazar - Elazığ İl Sorumlusu
Barış Atay, TİP Genel Başkan Yardımcılığı ve MYK'den ayrıldı
TİP: Atalay'ın gasp edilen haklarının iadesi için mücadele sürdüreceğiz
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.