Yedikule Hastanesi'nde 'bıçak parası' davası: Doktorların ameliyatları öne almak için bağış adıyla para istediği iddia edildi

Yedikule Hastanesi'nde 'bıçak parası' davası: Doktorların ameliyatları öne almak için bağış adıyla para istediği iddia edildi
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde aralarında bir profesörün de olduğu doktorlar ve personel hakkında hastalardan “bağış” veya “medikal malzeme” adı altında para aldığı iddiasıyla dava açıldı. Şüphelilerin hesap hareketlerinde toplam 10 milyon liralık para transferi tespit edildiği, ameliyat ve patoloji gibi işlemlerinin öne alınması için hastaların ödeme yapmaya yönlendirildiği belirtildi.

Kısa Dalga - İstanbul’da Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin başhekimliğine giden bazı kişiler, hastanenin bazı servislerinde 'bıçak parası' istenerek ameliyat günlerinin öne çekildiği yönünde şikayette bulundu. Şikayetleri değerlendiren Başhekimlik, durumu Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na bildirdi.

Bunun üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, hastanede aralarında doktorların da bulunduğu bazı kişilerin 'bağış' ya da 'medikal malzeme' adı altında hastalardan bıçak parası istediği, para yatıran kişilerin ameliyatlarının erkene alındığı ve biyopsi işlemleri ile patoloji sürecinin daha hızlı ilerletildiği saptandı. Ayrıca şüphelilerin bazı hastaları özel laboratuvarlara yönlendirerek, yüksek meblağlarda para istediği ve bu ödemeleri yakınlarının hesaplarına aktardıkları tespit edildi.

Polis ekiplerinin beş aylık fiziki ve teknik takip çalışmalarının ardından İstanbul merkezli olarak Mersin ve Tekirdağ'da eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda M.F., A.A., A.Ç.B., O.B., O.Ö., Ö.A., E.Ö. ve Y.Ö. isimli şüpheliler ile birlikte hastanenin Göğüs Hastalıkları bölümünde çalışan Prof. Dr. M.M. ve Doç. Dr. V.E. ile Uzm. Dr. Y.S. gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 9'u çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklanırken, iki şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Dosyanın tutukluları arasında Prof. Dr. M.M. de yer aldı. Savcı, örgüt lideri olduğu değerlendirilen Prof. Dr. M.M. ve Doç. Dr. V.E. ile Uzm. Dr. Y.S.'nin "suç örgütü kurma" ve "görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle irtikap" suçlarından 9 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Diğer sekiz şüphelinin de "suç örgütüne üye olma" ve "görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle irtikap" suçlarından 7 yıldan 14 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını talep etti.

Şüphelilerin ifadesi

Toplam iki mağdur, 33 şikayetçi ve 11 şüphelinin yer aldığı iddianamede, bazı şikayetçilerin beyanlarına da yer verildi.

A.T. isimli bir şikayetçinin iddianamede yer alan beyanında, akciğer biyopsisi için danışmadaki görevlinin yönlendirmesi ile yanındaki kızı ile birlikte Doç. Dr. V.E.'ye gittiğini ve V.E.'nin kendisine durumunun sıkıntılı olduğunu, hemen müdahale edilmesi gerektiğini, fakat Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ndeki tüm yerlerin dolu olduğunu söylediğini belirtti. A.T. şunları anlattı:

80 bin lira istemiş

"Doktor V.E. bana tıbbi isimlerini tam hatırlamadığım birkaç materyal söyledi ve bu malzemelerin alınabilmesi için bağış yapıp yapamayacağımı sordu. Bağış yapabilirsem sıra beklemeden ameliyata alınabileceğimi, aksi halde 45 gün beklemem gerektiğini söyledi. Daha sonra kızım, V.E.'nin yönlendirdiği bir kişi ile görüştü ve bağış miktarının 80 bin TL olduğunu öğrendi. Ben de karşılayamayacağımı belirtip sıranın gelmesini beklemeyi tercih etmek durumunda kaldım. Aradan 2-3 gün geçtikten sonra V.E. kızımı arayarak, 'Hiç mi bağış yapamazsınız? Bakın boya, badana, kağıt, tıbbi malzeme gibi birçok ihtiyacı var hastanemizin. Bunların bir kısmını karşılayabilirseniz sizi sıra beklemeden ameliyata alırım' demiş. Ben de kızıma, 'Tabi devletimizin hastanesidir. İhtiyaçlarını elimden geldiğince görebilirim' deyip, 10 bin lira bağışlayabileceğimi söyledim."

Sekiz yılda 10 milyonluk para transferi

İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün çalışmalarında, doktorlar ile hastalar arasındaki 'bağış' konulu telefon görüşmeleri de saptandı. İddianamenin yaklaşık 110 sayfası, bu telefon görüşmeleri ve mesajların dökümlerine ayrıldı. Ayrıca iddianamede, örgüt lideri ve üyelerinin hesap hareketlerinin incelendiği MASAK raporlarına da yer verildi. Raporda, örgüt ele başı olduğu değerlendirilen V.E. isimli şüpheli ile eşi Z.E. arasında 2017 ile 2025 yılları arasında toplam 10 milyon 557 bin 877 lira para transferi olduğu belirlendi. Diğer şüphelilerin hesaplarında da yüz binlerce liraya varan para transferleri yapıldığı görüldü.

Tutuklu profesör: "Hasta kendi iradesiyle bağış yaptı"

Örgüt lideri olduğu iddiası ile soruşturma kapsamında tutuklanan Prof. Dr. M.M.'nin, iddianamede yer alan ifadesinde listede adı geçen isimleri tanıdığını, ancak aralarında para alıp verme meselesi olmadığı belirtti. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen M.M., "V.E. ile 10 bin lira, 20 bin lira civarında ara sıra birbirimize borç alıp vermişliğimiz vardır. Bu paralar servis, yemek parası ve dini bayramlar ile yılbaşında ameliyathane ve yoğun bakımdaki personele dağıttığımız kendi paramız olan harçlıktır" dedi. Şüpheli Prof. Dr. M.M.'nin bağışlarla ilgili soruya ise, "Bu tamamen hastanın kendi iradesi ile hastaneye yapmış olduğu bağıştır. Ameliyathane boyatması, 1 kilo baklava alması, 1 kutu çikolata getirmesi gibi şeyler bunların örneğidir" dedi.

Susma hakkını kullandı

Örgüt lideri olduğu iddia edilen şüphelilerden Doç. Dr. V.E. ise ifadesinde, banka hesabında 12 milyon lira bulunduğunu ve ev almak amacıyla çeşitli kişilerden borç alarak bu parayı biriktirdiğini söyledi. Kumar borcu olduğunu da söyleyen V.E., bu borcu da başka birinden borç alarak kapattığını aktardı. V.E., soruşturma konusu olan diğer konularla ilgili ise susma hakkını kullandı.

Başhekimliğin onayı varmış

Örgüt lideri olduğu iddia edilen şüphelilerden Y.S. ise ifadesinde şunları anlattı:

"Hastanemizde başhekimliğin onayı ile ameliyathane tıbbi sarf malzemesi ve aletlerinin alınması için bağış sistemi uygulanmaktadır. Çalıştığım hastane devlet hastanesidir. Ancak Sağlık Bakanlığı buradaki hastanede, ameliyathanede kullanılan tıbbi sarf malzemelerinin birçoğunu karşılayamıyor. Özellikle kapalı ameliyatlarda kullanılan hassas ameliyat aletlerini karşılayamıyor. Bağışlar başhekimliğe makbuz karşılığında yapılır. Kurum içerisinde kime bağış yapıldığını bilmiyorum. Makbuz kesildiğini biliyorum. Ancak bugüne kadar hiçbir makbuz örneği görmedim. Bu yapılan bağışlar sadece hastaneye ameliyat malzemesi alınması için kullanılır. Doktorlara buradan bir ödenek yapılmaz."

İddianamedeki değerlendirmeler

İddianamede, şüphelilerin örgütlü bir şekilde hareket ettiği, hasta veya yakınlarından temin edilen paraların örgüt yöneticileri ve örgüt üyeleri arasında elden veya banka hesapları üzerinden hiyerarşik yapı gözetilerek dağıtıldığı savunuldu. İddianameye göre, şüphelilerin aldığı parayı meşru göstermek amacıyla hastaların gerçekten bağış yaptıklarını zannedecekleri şekilde görüşmeler yaptı, fiyat almak, pazarlık yapmak suretiyle hasta ve yakınlarını inandırdı, örgütün deşifre olmaması açısından hastane ortamında bağış yapılıyormuş gibi evrak düzenleyerek hasta yakınlarından imza aldı. Hastaların da bağış talepleri karşısında ameliyat, biyopsi veya patoloji işlemlerinin gereği gibi yapılmayacağı endişesiyle kendilerini mecbur hissederek ödeme yaptıkları anlatıldı.

Kaynak:DHA

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.