Yılmaz Özdil’den 15 yıllık 'kan davası': Tanrıkulu ve Bildirici'ye sert sözler
Kısa Dalga - Gazeteci Yılmaz Özdil katıldığı programlardaki ve yazılarındaki üslubu ile tepki çekmeye devam ediyor.
Özdil Sözcü TV'deki yayında, 15 yıl önce Ahmet Türk'ün Samsun'da uğradığı yumruklu saldırı sonrası kendi yazdığı yazı üzerinden, gazeteci Faruk Bildirici'ye yönelik “herif” ve “sicil amiri” gibi sözler sarf etti. Yazısıyla ilgili suç duyurusunda bulunanlardan biri olan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'dan da "Beni hapse attırmak istedi" sözleriyle bahsetti.
Ayrıca, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan saldırıya ilişkin konuşması sırasında "Sezgin Tanrıkulu'nun CHP'de ne işi var", "Özgür Özel CHP'yi teslim almadan, kurtulmadan CHP düzelmez" gibi ifadeler kullandı.
Tanrıkulu yayına bağlanarak verdiği yanıtta, "15 yıl önce yaptığımız bir suç duyurusundan ötürü bu söylemin devam etmesi doğru değil" derken, Bildirici sosyal medya hesabından yanıt verdi. "Galiba benim asıl kabahatim -kişiliğim ve etik anlayışım gereği- onunla aynı dili kullanamamak..." yazdı.
Tanrıkulu: 15 yıllık öfke
Programdaki konuşmasının görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşan Sezgin Tanrıkulu, cevap hakkı tanındığı için teşekkür ederek Özdil'in açıklamalarına karşı şunları yazdı:
"2010 yılı Nisan ayında Yılmaz Özdil, o dönem Ahmet Türk'ün Samsun'da yumruklanmasına ilişkin nefret söylemi barındıran bir yazı yazmıştı ve Diyarbakır Barosu avukatları olarak suç duyurusunda bulunduk; sonuç olarak takipsizlik kararı çıktı. O günden bugüne, tam 15 yıl geçmesine rağmen bunu bir kan davasına dönüştürmenin anlamı yok. Dönemin koşullarında kendisi o yazıyı yazdı, biz de suç duyurusunda bulunduk.
"Hala o öfkeyle benim bulunduğum yerde siyaset yapma tarzımla ilgili söylemleri var. Benim örgütle ilgili, terörle ilgili, şiddetle ilgili olarak bir tek eleştirilecek sözüm varsa çıkartsın; ben de özeleştiri vereyim, bunu yanlış söylemişim diyeyim.
"Ben CHP'ye Deniz Baykal'ın, Kemal Bey'in çağrısıyla katıldım. O zaman başka alanlarda siyaset yapma imkanım vardı ama tercihimi CHP'den yana yaptım. Sonuçta derdim Türkiye'nin birliği, barışı ve CHP'yi iktidar yapmak. CHP ilk defa Özgür Özel'in liderliğinde yerelde iktidar olmuş ve Türkiye'nin birinci partisi şu anda. 'Bunlar CHP'yi teslim almadan gitsinler' gibi söylemler kime yarıyor şu anda?
'Derdiniz Özel'e vuranlarla değil, Özel'le'
"Sayın İmamoğlu hapiste, CHP'ye büyük baskı var, kuşatma altında. Her gün yeni bir dava açılıyor. CHP'ye kurumsal baskılar var. Genel Başkanımıza bir saldırı olmuş, ilk ben çıkmışım. Ben keyfimden mi çıktım oraya?
"Bizim kültürümüzde biri sizin babanıza, ailenize saldırmışsa, yerdeyse bile katilin peşinden gidersiniz. O nedenle kimse gitmese de ben gittim, kim diye merak ettim. O nedenle dönüşümde gazeteciler bana o soruyu sordu.
"Ben saldırganın siyasal aidiyetini ortaya çıkardığım için troll medyası, aynen sizin gibi, dünden beri beni linç ediyor. Bugün de Sözcü TV'de, sanki mesele Sezgin Tanrıkulu'ymuş gibi beni konuşuyorsunuz.
"15 yıl önceki bir suç duyurusu. Nefret söylemi üzerine bir suç duyurusu, Yılmaz Bey takipsizlik aldı, ceza da almadı ama bunu bir kan davasına dönüştürmenin ne anlamı var?
"Özgür Özel CHP Genel Başkanı olarak yumruk yemiş, yarın da Beyazıt'a çağırmış herkesi. Sizin derdiniz Özgür Özel'e vuranlarla değil, CHP'yi kapatmak isteyenlerle değil; Özgür Özel'le ve CHP'yle. Bunu gerçekten anlayamıyorum.
"Diyarbakır Barosu Başkanlığını yapmışım, Genel Sekreterliğini yapmışım, Uluslararası Af Örgütünün temsilcisiyim, İnsan Hakları Derneğinin, İnsan Hakları Vakfının kurucusuyum ve arkamda bir tane şiddetle, terörle ilgili bir şey bulamazsınız.
'Kürtlerin haklarını savunmak bir partiye mi ipotekli?'
"Kürtlerin haklarını savunmak bir partiye ipotekli mi? CHP bu Cumhuriyeti kuran parti, her yurttaşımızın kimliğine bakmadan, inancına bakmadan, onların temel haklarını savunmak zorunda, barışı savunmak zorunda; Türkiye'nin birliğini savunmak zorunda. CHP bunları yaptığı için Türkiye'de birinci parti oldu.
"Yılmaz Bey de kendine baksın; o dönem yazdığı yazıyı şimdi yazar mıydı, yazmaz mıydı? Siyasette de düşmanlık, kan davası olmaz, özel ilişkilerde de olmaz. Gazeteciler kamusal bir görev yapıyor, bizler de öyle ve çoğu şeyi zamana bırakıp unutuyoruz, böyle yapmalıyız.
"15 yıl önce yaptığımız bir suç duyurusundan, hala 'Beni hapse attırmak istedi' gibi bir söylemin devam etmesi doğru değil. Ben haksız biçimde kimsenin bir gün bile cezaevinde olmasını istemem, bunun için mücadele ediyorum zaten, bütün hayatım bunun üzerine."
Bildirici: Her fırsatta hakaretlerle saldırıyor
Özdil, gazeteci Bildirici'yi de yine 15 yıl önceki Ahmet Türk meselesi üzerinden hedefine aldı. Ahmet Türk hakkındaki yazısıyla ilgili Bildirici'nin kendisine verdiği yanıtı hatırlattı. Sosyal medya hesabından Özdil'e yanıt veren Bildirici şunları yazdı:
"Sözcü TV’de 'herif' ve 'sicil amiri' diyerek kaba ve yakışıksız bir dille bana saldıran Yılmaz Özdil, bir keresinde de bana 'Senin sicilin kabarıyor' diye yazmıştı. Gerçekten de yıllardır sicilimi tutan kendisi, bense etik ihlalleri mesleğimiz için artı değere dönüştürmeye çalışan bir gazeteciyim.
"Özdil, 15 yıl önce Hürriyet’te, Ahmet Türk’ün yumruklanmasının ardından 'Yumruğunu adaletin tokmağı yerine koyup, Ahmet Türk’ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu' diye yazmıştı.
"Ben de 'Keşke Özdil, bu satırların ardından o yumruğu onaylamadığını belirten ve şiddeti eleştiren bir ifade kullansaydı. Bu şekliyle bir onay havası doğuyor maalesef' eleştirisinde bulunmuştum. Kan davasına döndürdüğü, nasıl dert edinmişse yıllardır söyleyip durduğu, defalarca yazdığı mesele bu.
"Her ikimizin yazıları da arşivde duruyor, insanlar okuyup karar verebilir. Son derece zarif bir dille eleştirmiş olmama rağmen yıllardır her fırsatta bana hakaretlerle saldırıyor. Galiba benim asıl kabahatim -kişiliğim ve etik anlayışım gereği- onunla aynı dili kullanamamak..."

Özel'i de hedef aldı
Özdil Sözcü TV'de CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in uğradığı saldırıyla ilgili konuşmasında da saldırı sonrası Özel'in yaptığı açıklamaları sert bir dille eleştirerek “Siyasetçiler bayılıyor böyle 'yürüyeyim, rüzgar yapayım' falan. CHP Genel Başkanı armut gibi geziyor. Ben gazeteciyim, silahla geziyorum” ifadelerini kullandı.
Kaynak:Haber Merkezi
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.