Bakanlığa bağlı merkezde şiddete uğrayan otizmli Sinan'ın davası 2 bin 700 TL para cezası ile kapandı

Bakanlığa bağlı merkezde şiddete uğrayan otizmli Sinan'ın davası 2 bin 700 TL para cezası ile kapandı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Pendik Engelsiz Yaşam Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nde şiddete maruz bırakılan otizmli Sinan Gündoğdu'nun karar duruşmasında şiddet uygulayan sanığa 2 bin 700 TL para cezası verildi. Karara tepki gösteren avukat Erken, "Hukuk kitaplarım bilgisayarın altına yükselti olarak kullanılabilir artık" dedi.

ESRA TOKAT


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Pendik Engelsiz Yaşam Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nde şiddete maruz bırakılan, kemerle bağlanan otizmli Sinan Gündoğdu'nun İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dün karar duruşması görüldü. Sanık Hayri Bereket'e 'kasten yaralama' suçundan sadece 2 bin 700 lira para cezası verildi.

İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği Kurucu Başkanı Avukat Sedef Erken, sosyal medya hesabından da geçtiğimiz yıl Sinan'ın yüksek ateş rahatsızlığı ile hastaneye kaldırıldığı ve burada kaburgalarının kırıldığını duyurmuştu.

Avukat Erken tepkili: 'Tüm taleplerimize rağmen para cezasıyla dosya kapatıldı'

Kararı Kısa Dalga'ya değerlendiren Erken, "Üç yıldır bu dava sürüyor. Bu davanın sonucunda da hakim bütün yazılı sözlü taleplerimize rağmen, hatta Bakanlık yetkilisinin hiçbir şekilde hafif bir cezayla kurtulmak istememesi, bu kişinin talebine rağmen annenin bütün ısrarlı her duruşmaya gelerek taleplerine rağmen burada sanığın da bu çocukların orada medikalden kemer alıp esas duruş halinde bağlandıklarını itiraf ikrar etmesine rağmen ‘basit yaralamadan’ bu dosyayı 2 bin 700 lira para cezasıyla kapattı" dedi.

Alzheimer hastası anne ve otizmi çocuğa bakmaya çalışıyordu

Erken'in değerlendirmesi şöyle:

"Öncelikle şöyle söyleyebilirim konu aslında dokuz yıl önceye dayanıyor. Henüz derneğimiz bile yokken bana gönderilen bir fotoğrafta Ayfer’in Sinan ile evdeki hali mevcuttu. O zaman evlerindeki odasının kapısını Sinan’ın demir parmaklıkla annesi yapmak zorunda kalmıştı. Diğer odada da Alzheimer hastası anneanne yatıyordu ve hiç bir geliri olmadan hiçbir eğitim almadan okuma yazması dahi olmadan ikisine de bakım yapmaya çalışıyordu."

'Her gittiğimde vücudunda yara izleri görüyorum'

"Sonunda Sinan'ın bakım merkezine kabulünü bir şekilde sağlamaya çalıştık ve bu sürecin sonunda da Ayfer bize gelip zaman zaman ‘ben her gittiğinde çocuğumun vücudunda bir takım işte yaralar izler görüyorum’ dedi. İşte o dönemin yetkililerine başvurduk onlardan. Biz şöyle bir cümle duyduk, o zaman kurum müdüründen ‘burası Norveç değil’ diye."

'Hastaneye gönderilmediği ortaya çıktı'

"Dolayısıyla bu ısrarlı takiplerimizi sürdürme iddialarımızı sürdürme yolunda pek çok girişimimiz oldu. Bunların birçoğunda çok ciddi engellendik. Ancak bir gün sonunda bu çocuğun oradaki durumu o kadar ciddi bir böyle bir vakayla ortaya çıktı ki, iki gün boyunca hastaneye dahi gönderilmediği annesine haber verilmeden anlaşıldı. Hastane rapor tuttu ve bu dava başladı."

'Basit yaralamadan dosyayı kapattı'

"Üç yıldır bu dava sürüyor. Bu davanın sonucunda da hakim bütün yazılı sözlü taleplerimize rağmen, hatta Bakanlık yetkilisinin hiçbir şekilde hafif bir cezayla kurtulmak istememesi, bu kişinin talebine rağmen annenin bütün ısrarlı her duruşmaya gelerek taleplerine rağmen burada sanığın da bu çocukların orada medikalden kemer alıp esas duruş halinde bağlandıklarını itiraf ikrar etmesine rağmen ‘basit yaralamadan’ bu dosyayı iki bin yedi yüz lira para cezasıyla kapattı."

'Hukuk kitaplarım bilgisayarın altına yükselti olarak kullanılabilir artık'

"Bugün eve geldiğimde ceza, hukuk kitaplarımı alıp bilgisayarın altına koydum. Bu kitaplar eğer bu ülkede yargı buysa adalet buysa ancak bilgisayar altına yükselti olarak kullanılabilir. Benim için konunun özeti budur. Biz yeni bir suç duyurusunda bulunmuştuk zaten bütün sorumlularla ilgili işkence suçundan eziyetten, suça yardımdan görevi ihmalden bütün bunlarla ilgili savcılıkta bizim bir başvurumuz daha var. Şu aşamadan itibaren de onu takip ediyor olacağız. "

"Son nefesimize kadar uğraşacağız'

"Kamuoyunun ve basının bu konudaki desteği bizi yalnız bırakmayacağını da biliyoruz. Bizler aileler olarak bizden sonra çocuklarımızın koşulları için çalışıyoruz. Dolayısıyla hiçbir makam, mevki tanımıyoruz bize adaleti sağlamak açısından engel olabilecek son nefesimize kadar da uğraşacağız bununla teşekkür ediyoruz.

Verilen karar ise şu şekilde:

"Suçun işleniş biçimine, şahsi ve sosyal haline göre sanık Hayri Bereketin sübut bulan kasten yaralama suçundan eylemine uyan TCK'nin 86/2 maddesi gereğince takdiren ve tercihen 120 GÜN ADLI PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,

Suç beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlendiğinden TCK'nin 86/3-b maddesi gereğince cezasında yan oranında artım yapılarak 180 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA.

Fiilde ve failde takdiri indirim nedeni görülmediğinden TCK'nin 62/1 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, Her ne kadar karara sanık müdafii tarafından itiraz edilmiş ise de karar sanık lehine değiştiğinden CMK'nin 251/3-c.son maddesi gereğince cezasından 4 oranında indirim yapılarak 135 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,

Ekonomik ve şahsi haline göre TCK'nin 52/1-2 maddesi gereğince verilen adli para cezasının beher günlüğü 20,00 TL hesabı ile neticeten 2.700,00 TL ADLI PARA CEZASI ile cezalandırılmasına karar verildi."

NE OLMUŞTU?

Ayfer Öztürk'ün mücadelesini ilk olarak 2016 yılında “Üç kişilik çaresizlik” başlığı ile yayımlanan bir haberde anlatıldı. 'İstanbul, Mecidiyeköy’de apartmanların gölgesinde bir gecekondu'da yaşayan Ayfer Gündoğdu, hem otizmli oğlu Sinan Gündoğdu'ya hem de 89 yaşındaki Alzheimer hastası annesine bakıyor. Otizmli Sinan, evde demir parmaklıklı bir kapının ardında yaşıyor. Ancak herhangi bir destek alamayan Ayfer Gündoğdu bunu şöyle açıklamıştı:

"En sonunda evimin odasını kendine zarar vermeyeceği şekilde düzenleyeyim diye düşündüm. 5 yıl önce böyle demir parmaklık yaptım. Sürekli bu odada değil ama genelde burada. Ne kadar doğru, tartışılır. Bu manzara hoş değil biliyorum, ama çocuğumu yaşatmak için başka çarem yoktu."

"Dışarıda insanların ayrımcı laflarına, şiddetine maruz kalıyoruz" diyen Ayfer Gündoğdu ve Sinan hakkında yapılan paylaşımların ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, anneyi arayarak bilgi aldı. Ardından aileyi üç sosyal hizmet uzmanı ziyarete geldi. Sosyal hizmet uzmanları Sinan'ın kuruma verilmesi önerisinde bulundu ancak anne Ayfer bunu kabul etmedi. Oğlundan ayrılmadan eğitim ve rehabilitasyon desteğini istediğini belirtti Sonra uzmanlar konuyla ilgili rapor hazırlayacaklarını söyleyerek evden ayrıldı.

'Çocuğun anneden alınması ne çocuğa ne anneye bir yarar sağlamaz'

Avukat Sedef Erken de "Çocuğun anneden alınması, ne çocuğa ne anneye bir yarar sağlamaz" diyerek bu tedavi sürecinde annenin Sinan'ın yanında olması gerektiğini vurguladı. 2017 yılında avukat Sedef Erkan, "Sinan'ın sağlıklı yaşam koşullarına kavuşması için uygun sağlık desteği verilmesi ve istikrarlı bir eğitim/destek süreci gerekiyor. Normalde İl Sosyal Hizmetler koordinatörlüğünde olmalı ama şu an için orada da bu vakaları çözecek bilgi birikimi maalesef bulunmuyor" diyerek bir bilgilendirmede bulundu.

Sinan devlete bağlı bakın evine geçiyor

Ardından 2 yıl sonra yani 2019 yılında "Varlıklı ailelerin çocukları otizmli olduğunda farklı oluyor" başlığı ile yapılan haberde avukat Sedef Erken'in de araya girmesiyle, Sinan'ın özel bir bakım evine yerleştirildiği görülüyor. Ancak Ayfer Gündoğdu aylık ücreti 15 bin liranın üzerinde olan bu kurumun Sinan'a çok iyi geldiğini söylüyor ama yardımlarla Sinan burada sadece 4 ay eğitim ve tedavi görebiliyor. Sonrasında ise devlete geçmek zorunda kalıyorlar.

AKP'li Çelik söz veriyor ancak...

Bu arada 2019'da dönemin Avrupa Birliği Bakanı ve şu an AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü olan Ömer Çelik, 2019 yılında"Özel Eğitim İhtiyacı olan çocuklarımızın eğitiminde kesinlikle aksama olmayacaktır. Bir dışlamaya maruz kalmalarına izin verilmeyecek" diyor. Bunun üzerine avukat Sedef Erken "Bugün ülkemizde daha böyle evinde bu durumda olan, bakım evlerinde uyutulup eli kolu bağlanan otizmli çocuklar var, bunlara dair çalışmalarımızı @IsOtGonDer ekibiyle gelip sizlerle paylaşmak istiyoruz" diyor.

'Bunu bulamayanlar da var, şükredin'

Öte yandan otizmli Sinan'ın annesi ise "Devlet sadece bakım ücreti veriyor. Herhangi bir devlet kurumuna gidip derdimizi anlattığımızda, 'E alıyorsunuz ya, buna şükredin, bunu bulamayanlar da var' diyorlar" diyerek bakım ücretinin 2019 yılında aylık bin 300 tl olduğunu söylüyor. "Varlıklı ailelerin çocukları otizmli olduğunda farklı oluyor, görüyorum çevremde. Ama ben ne yapabilirim ki o parayla? Faturaları mı ödeyeyim, yiyeceğini mi alayım, giyeceğini mi alayım, onu mu gezdireyim?" diyerek tepki gösteriyor.

Devlet bakımevinde otizmlilere şiddet

2020'de Sinan'ın ve bir başka otizmli bireyin şiddete maruz bırakıldığı ortaya çıktı. Anne Ayfer ise devlet bakımevlerinde bu şiddetin yaygın olduğunun altını çizdi ve şu açıklamayı yaptı: “Aylar önce başka bir çocuğa bir bakıcı şiddet uygulamış. O bakıcıya sadece bir ay maaş kesme cezası verilmiş. Şimdi benim çocuğuma uyguladılar. "Çocuklarımızı 'bakacağız' diyerek bizden alıyorlar, onlar da bakamıyorlar. Çok endişeliyim…"

Kaburgalarının kırıldığı ortaya çıktı

Bu arada oğlunun maruz bırakıldığı şiddetin haberinde görüş verdiği için Ayfer Öztürk'ün (boşanmadan önce soyadı Gündoğdu) kurumdan arandığı ve veli görüşmelerinin bir süreliğine durdurulduğu söylendi. Anne Ayfer otizmli oğlu Sinan Gündoğdu ile bi süre görüşemedi. Yine yayınlanan bir başka haberde ise anne Ayfer Öztürk, Sinan'ın maruz bırakıldığı şiddet sonrası şiddetli epilepsi krizi geçirdiğini, kendisine ise saatler sonra haber verildiğini kaydediyor ve bakımevinin sorumsuz olduğunu ve kendisini bilgilendirmediğini kaydetti ve "Belki çocuğum hayatını kaybetti bunu bile bilmiyorum" dedi. 2022 yılının Ocak ayında da Sinan'ın kaburgalarının kırıldığı ortaya çıktı.

Kısa Dalga Tv