Dünyaca ünlü şarkıcı Emel Mathlouthi: Filistin'de yaşananlara tanık olurken hayata devam etmek çok zor
Röportaj: Esra Tokat
Video ve Fotoğraflar: Efekan Akyüz
Dünyaca ünlü söz yazarı, besteci, şarkıcı ve yapımcı olan Emel Mathlouthi, 24 Şubat'ta ilk kez Ankara'da sahne aldı ve CSO ADA Ankara'da dinleyicileri ile buluştu.
"Naci en Palestine" ve "Kelmti Horra" şarkıları ile dünyaca tanınan Tunuslu şarkıcı Mahlouthi, buluşma öncesi Kısa Dalga'dan Esra Tokat'a konuştu.
Filistin'de yaşananlara değinen Mathlouthi, "Bebeklere, ebeveynlere ve çocuklara yapılan korkunç şeylere tanık olurken, normal hayatımıza devam etmemiz çok zor" dedi.
"Müziğime sığınıyorum"
"Dünyanın çok tehlikeli ve karmaşık bir yer olduğunu düşünüyorum" diyen Mathlouthi tüm bunlar karşısında müziğe sığındığını söyledi ve ekledi:
"Müziğimde huzur buluyorum. Bu huzur sayesinde insanlara da huzur vermek istiyorum. Müziği adaleti desteklemek ve insan hakları için mücadele etmek için bir araç olarak kullanmaya başladım."
"Kadınlar olarak bir araya gelmenin ne kadar önemli olduğunu göstermek istedim"
Mathlouthi, son albümünde sadece kadınların yer alması hakkında da konuştu ve "Her şeyden önce dünyada kadınlar olarak bir araya gelmenin, sadece kadınların birlikte bir şeyler yapmasının da mümkün olduğunu ve diğer kadınlara birbirlerine güvenmenin ne kadar önemli olduğunu göstermek istedim" ifadelerini kullandı.
İşte Mathlouthi ile yaptığımız röportaj:
Filistin'de yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok üzgünüm ve kalbim kırık. Bebeklere, ebeveynlere ve çocuklara yapılan korkunç şeylere tanık olurken, normal hayatımıza devam etmemiz çok zor. Türkiye gibi gücü olan hükümetlerin Gazze ve Filistin'e yardım etmek için müdahil olmalarını çok isterdim.
Bir sanatçı olarak Filistin ve İsrail arasındaki gündemi yakından takip ediyorsunuz ve Filistin'i destekleyici paylaşımlarda bulunuyorsunuz. Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Bana umut veren, acil eylemler yapan, yolları ve otoyolları kapatan, fon toplamaya müdahale eden pek çok insan var. Ben de bu eylemlere katılmak istiyorum. Politikacıların utanması yok ve zaten seçilmek için kampanya yürütüyorlar. Çok umutsuz hissediyorum ama aynı zamanda dünyada benim gibi pek çok insan olduğunu da görebiliyorum. Bence en önemli şey, işler trajik bir hale bile gelse pes etmememiz ve hayata devam etmemiz. Müslüman ülkelerin sonunda bir araya geleceğini umuyorum. Batı ülkelerinde ayrımcılığa uğradık. Bu yüzden bu işgale karşı savaşmak ve soykırımı durdurmak için halk ve hükümet olarak bir araya gelmeliyiz.
Müziğinizin sizi aşıp insanların dilinde bir özgürlük marşı haline gelmesi size nasıl hissettiriyor?
Dünyanın çok tehlikeli ve karmaşık bir yer olduğunu düşünüyorum. Müziğime sığınıyorum ve huzur buluyorum. Bu huzur sayesinde insanlara da huzur vermek istiyorum. Müziği adaleti desteklemek ve insan hakları için mücadele etmek için bir araç olarak kullanmaya başladım. Kalbimden geldiği gibi konuşurken aynı zamanda sesimi iyi bir amaç için kullanmaya çalıştım ve müziğimin insanlar üzerinde olumlu bir etkisi olduğu için minnettarım.
Son albümünüzde sadece kadınlarla çalıştınız. Bu bilinçli bir tercih mi? Dünyadaki kadın mücadelesine dair ne düşünüyorsunuz?
Hayatımın bu noktasında feminizmim bilinçli bir hale geldi ve bu uğurda pek bir şey yapmadığımı fark ettim. Bir kadın olarak var olmak, bir sese ve vizyona sahip olmak ve diğer kadınlar için bir şeyleri ilerletmek önemli ama yeterli değil. Müzik endüstrisinde, sanat dünyasında ve dünyada kadınların sesleri hala duyulmuyor. Kadınların gücü hala yetersiz durumda. Beyaz adamların ve erkeklerin dünyasında yaşıyoruz. Sadece Müslüman ülkelerde veya Arap ülkelerinde değil, her yerde ve özellikle de müzik endüstrisinde bu böyle.
Albümüm üzerinde çalışmama yardımcı olacak prodüktörler aramaya başladığımda hep erkeklerle karşılaştım. Ama şarkıcı olmayan kadınlara alan açılmadığı, fırsat sunulmadığı için üzüldüm. Sahip olduğum pek az güç ve fırsatlarla platformumu diğer kadınlarla paylaşmak istedim.
Her şeyden önce dünyaya kadınlar olarak bir araya gelmenin ve sadece kadınların birlikte bir şeyler yapmasının da mümkün olduğunu ve diğer kadınlara birbirlerine güvenmenin ne kadar önemli olduğunu göstermek istedim. Beyaz ataerkinin olmasını istediği gibi birbirimize rakip değiliz. Dünyanın sahip olmamıza izin verdiğinden daha fazla güce sahibiz ve bence bu gücü kullandığımızda dünyada pek çok şey daha iyiye doğru gidebilir.
Türkiye'de olmak nasıl hissettiriyor?
Türkiye'yi çok seviyorum çünkü kültürüne, müziğine ve sinemasına her zaman ilgi duymuşumdur. Buraya her geldiğimde sahnede farklı duygular yaşadığımı hissediyorum çünkü insanların müziğe ve seslere karşı gerçekten duyarlı olduğunu biliyorum.
Türk seyircisinin ve Türk insanının sevdiğim bir yanı da çok çeşitli olmaları. Herkese kapıları açık. Her tür müzik hoş karşılanıyor. İfadenizin ne olduğu önemli değil, bu konuda tutkulu ve heyecanlı olduklarını hissediyorum. Türkiye'de bu çok iyi ve sanırım bu benim en sevdiğim şey.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.