Teyit'ten seçim uyarıları: Yanlış bilginin yedi türü
Kriz dönemlerinde, çeşitli toplumsal olayların yaşandığı dönemlerde, felaketlerde yanlış bilgi ve içerikler dolaşıma sokuluyor ve hızla yayılıyor. Seçim dönemleri de bu yanlış bilgi ve içeriklerin çeşitli amaçlarla yayıldığı dönemlerden biri. Yanlış veya şüpheli bilgileri inceleyen doğrulama organizasyonu teyit.org'dan Emre İlkan Saklıca seçim döneminde dolaşıma sokulan yanlış bilgilerin neler olabileceği ve seçmenin bu yanlış bilgi ve içerikler konusunda neler yapabileceğine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Yeşim Özdemir’in sorularını yanıtlayan Emre İlkan Saklıca, şunları söyledi:
PODCASTİMİZİ DİNLEMEK İÇİN PLAY’E TIKLAYINIZ
Seçim döneminde dolaşıma giren yanlış bilgiler
Seçim dönemi kriz olarak tanımladığımız belirsizliğin yoğun olduğu bir süreçteyiz.
Sürekli yanlış bilgiyle, bilgi paylaşımıyla karşı karşıyız. Bu aşırı yoğun bilgi akışı içerisinde elbette ki sağlıklı, düzenli bir bilgiyle karşılaşmakta zaman zaman zor oluyor. Bunun sebebi de bir belirsizlik var. Seçmen, Pazar günü sandığa gidecek. Bunun öncesinde işte sandık güvenliği, seçim güvenliği kaygıları başta olmak üzere birçok konuda belirsizlik ve bilmediği şeyler olduğu için belli konularda duygusal davranarak paylaşımlarda bulunabiliyor.
Bu da yanlış bilginin yayılmasına sebep olabiliyor. Bunun yanı sıra bu zaman zaman siyasilerden de karşımıza çıkabiliyor, haber merkezlerinden de olabiliyor, sosyal medya hesaplarından da olabiliyor. Bu süreçte farklı olarak ne yapıyoruz? Bunu aslında söylemekte fayda var. Teyit, kurulduğu günden bu yana özellikle bu bilgi akışının çok yoğun olduğu dönemlerde daha da ihtiyaç duyulan bir platform.
Ve birinci aşamada yanlış bilgileri eskisi gibi sosyal medyada karşımıza çıkan yanlış bilgileri doğrulamaya devam ediyoruz. Bu seçim sürecinde şunu da yapmaya başladık siyasilerin demeçleri üzerinden yanlış bilgi ne kadar karşımıza çıkıyor ve siyasiler konuşmalarında ne kadar yanlış bilgi paylaşıyor bunu da incelemeye başladık. Kamuoyunun önünde, belli bir sınırın üzerinde takipçisi olan ya da cumhurbaşkanı adayı olarak bugün tanımlayacağımız kişiler, partilerin sözcüsü veya partilerin temsilcilerinin konuşmaları, demeçleri gündemimize giriyor ve olgusal olanları inceleyerek çeşitli işte kategorilere göre bu demecin, yanıltıcı bir yönü varsa bunun ne boyutta olduğunu ortaya koymaya çalışıyoruz.
Siyasilerin çeşitli vaatleri oluyor, çeşitli açıklamaları oluyor, geçmişe ilişkin değerlendirmeleri oluyor; işte ekonomik verileri anlatıyorlar zaman zaman işte günümüzde çok fazla karşılaştığımız, ittifakların söylediği sözleri iddia ediyorlar, “şöyle dedi ittifak” deniyor veya “şu tesisi biz açtık” deniyor bunları inceleyerek ne kadar doğru, ne kadar yanıltıcı biraz bunu da anlatmaya çalışıyoruz.
Yanlış bilgiyi en çok kimler, ne amaçla yayıyor?
Şimdi tabii ki burada yayma motivasyonları kişiden kişiye değişiklik gösterebilir Bazen siz de bir siyasetçinin söylediğini ciddi zannedip yayabilirsiniz. Bunun motivasyonuyla birinin kasten yanlış bilgi söylemesi arasında elbetteki farklılık var.
Bazen bu niyetleri anlamak zor olabiliyor. Nelerle karşılaşıyoruz, en çok nereden çıkıyor sorusunda şunu söyleyeyim; seçim sürecinin başlangıcından bu yana biz yüz elliye yakın içeriği ele aldık ve aşağı yukarı yanlış bilgiyi yayanlarda da yanlış bilginin hedefi olanlarda da oranın eşit olduğunu söyleyebiliriz.
Cumhur İttifakı da, Millet İttifakı da yanlış bilgin hedefi olabildiği gibi zaman zaman yanlış bilgiye yayanlar da olabiliyorlar. Aynı şekilde diğer ittifaklarda da benzer bir durum söz konusu. Bizim radarımıza takılan incelemelerde en çok yanlış bilginin hedefi olan ittifaklar; Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın daha çok hedef olduğunu söyleyebiliriz. Hatta şunu söyleyebilirim Milliyet İttifakı bir adım daha çok hedef oluyor. Cumhur İttifakı hemen arkasından geliyor diyebiliriz.
Ama yine farklı hedefler de var. Mesela sığınmacıları hedef alan yanlış bilgilerle de karşılaşıyoruz ya da işte son dönemde çok tartışılan LGBTİ+ grupları hedef alan ciddi yanlış bilgilerle de karşılaşıyoruz. Bunların amaçları zaman zaman farklı olabiliyor. Bir siyasi motivasyon da olabiliyor, kitlesini konsolide etmek için de kullanabiliyor siyasiler, zaman zaman bilinçsiz bir şekilde bunu yayan seçmenler de olabiliyor. Yani çıkış kaynağı ve orada belki de her iddiayı ayrı düşünmek, ayrı değerlendirmekte fayda olduğunu söyleyebiliriz.
Deepfake ve cheapfake içeriklerini tespit etme yolları
Bugüne kadar incelediğimiz içeriklerde, mesela hep ‘deepfake’ bir kaygı olarak son günlerde çok konuşuluyor ama ‘cheapfake’ dediğimiz başka bir şey var.
Çok daha basit bir manipülasyon, yani bunun basit fotoşopla veya başka bir dijital manipülasyon programıyla yapılabilen, işte siyasi kıyafetli bir eklemeden tutun, bir videoda gözle görülür, bariz yanlışların olduğu bilgilerle de karşılaşıyoruz.
Sizin başta vurguladığımız şey; medya okur-yazarlığı, eleştirel okur yazarlığın daha da güçlendirilmesi ihtiyacını masamıza getiriyor. Bu yüzden mesela basit bir görsele bakıp siz “bu çok basit bir yanlış” diyebilirsiniz. Ama buna inanan Facebook, Whatsapp grupları da çok fazla oluyor.
“Kılıçdaroğlu’nu hedef alan afişlerle çok sık karşılaştık”
Asimetrik propaganda örnekleriyle çok sık karşılaşıyoruz. Son günlerde partilere aitmiş gibi gündeme gelen afişlerin basıldığı, dağıtıldığı ki bu geçen seçimlerde de karşımıza sıkça çıkıyordu. 2018’de yayılmış bir afiş görüntüsünün bugün yeniymiş gibi yeniden karşımıza çıktığıyla karşılaştık. Ve çok bariz bir örnek üzerinden karşımıza çıktı. O dönem Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ydi ve o dönem karşımıza çıkan o asimetrik propaganda örneklerinden, “biz gelince” kelimelerde ince harflerinin vurgulandığı afişler ortaya çıkmıştı. Bunlar asimetrik propaganda örnekleriydi.
Bunun için ne yapmak gerekiyor? Mesela asimetrik propaganda örneklerini en iyi çürütme yöntemi de şu; partilerin internet sitesine girdiğinizde, seçim döneminde hazırlamış oldukları görselleri orada yayımlıyorlar zaten, bakabilirsiniz. Parti programlarına giriyoruz, parti programlarında böyle bir vaat yok, böyle bir şey yok. Bu gibi durumlarda asimetrik propaganda örneklerini çürütmek için önemli bir bulgu ortaya koymuş oluyoruz aslında.
Yani partinin böyle bir söylemi yok, böyle bir açıklaması yok. Hiçbir yerde böyle bir metin yok. Ama bakıyorsunuz birden o partininmiş gibi Ankara'da sokaklarda, İstanbul’da sokaklarda bu afişlerin dağıtıldığını görüyorsunuz. Bu çok tehlikeli ve seçmenlerin de özellikle afişleri gördüğünde inanabileceği bir yapı halini alıyor.
Son bir iki gündür özellikle Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan afişlerle çok sık karşılaştık. Bazı cümleleri, hiç partinin programında olmayan, hiçbir zaman söylenmemiş cümleler birden karşımıza çıkıyor ve hem belli bir grubu hedef alıyor hem de inanılabilecek bazı materyalleri ortaya koyuyor. Bu çok tehlikeli ve seçmenlerin davranışlarını da değiştiren bir şey. Bu yüzden bu gibi durumlarda mutlaka eleştirel okur-yazarlık gerekiyor.
“Şüphe kasımızı çalıştırmamız lazım”
Bizim Teyit’te çok sık kullandığımız bir metafor vardır, şüphe kasını çalıştırmak. Şüphe kasımızı çalıştırmamız lazım. Bir şeyi paylaşmadan önce, bu yanlış olabilir mi, burada bir şey olabilir mi diye düşünememiz gerekiyor. Bazı şeyler çok bariz oluyor. Bazen de dediğiniz gibi biraz daha teknik düşünmek gerekiyor. Ama ben oranlarımıza baktığımda, hatalı ilişkilendirme oranı %17 seviyesinde ise bu seçim sürecinde, yani başka bir olaydan olan fotoğraf, video bugünkü bir olaydanmış gibi yayılıyorsa veya ‘cheapfake’ dediğimiz yanlış bilgiler %11 seviyesinde ise, bu şu anlama geliyor %30’a yakını bütün takipçilerimizin neredeyse basit yöntemlerle doğrulayabileceği içerikler. Bunu nasıl doğrulayabilirler? Teyit’de, internet sitemizde yöntemlerini anlatmaya çalışıyoruz ama Google, Yandex ya da başka bir programa gördüğü görseli yükleyebilir. Tersine görsel arama yapabilir. Bunu gerçekten Google’ın içerisinde görsel arama seçeneğine tıkladığınızda, oraya birkaç fotoğrafı attığınızda o fotoğrafın eski tarihli olduğunu görebiliyorsunuz.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Erzurum’da yaşanan olaylardan sonra bir fotoğraf çıktı karşımıza. Bu fotoğraf aslında 2015’teki bir olaydan fotoğraftı. Fakat bunu siyasiler yeniymiş gibi paylaştı. Bunu Google tersine görsel arama yöntemiyle aradığınızda, sadece on saniyede bunun 2015’ten olduğunu, eski tarihli olduğunu görebiliyorsunuz. Ya da paylaşılmış bir videonun eski olduğunu, çok başka bir olaydan olduğunu, başka bir şey anlattığını çok basit arama yöntemleriyle bulabiliyorsunuz.
Bu tür şeyleri ve doğruluğunu ortaya çıkması bazen zaman alabiliyor. Hakikati ortaya çıkarmak bazen zaman alabiliyor ama biraz orada sabırlı olmakta, temkinli olmakta fayda var diye düşünüyorum.
Yanlış bilginin yedi türü
Yanlış bilginin yedi türü var. Manipülasyon bunlardan biri. Manipüle edilmiş yani işte az önce ‘cheapfake’ olarak da bahsettiğimiz çeşitli ses efektleriyle oynamalar yapılmış, görsellerde farklı objeler yerleştirilmiş, bozulmuş içerikler manipülasyon olarak adlandırılıyor. Bunun yanı sıra çarpıtma dediğimiz bir şey var. Türk Dil Kurumu’nun tanımına göre; bir kişi ya da olaya dair anlatıyı kurgulamak için bilginin çarpıtılmış kullanılması. Yani yanlışa ve kütü duruma sürüklemek için gerçek anlamından saptırmak diyebiliriz. Bunun yanı sıra hatalı ilişkilendirme dediğimiz farklı bir olaydan olan fotoğraf veya başlığı başka bir olayla iliştirilmesi diyebiliriz. Uydurma, özellikle çok sık karşılaştığımız, yanlış bilgilerden üretilen içeriğinin tamamen yanlış olduğu yanlış bilgi türü. Mesela seçim döneminde karşılaştığımız sahte anketler, bunlara çok sık karşılaşıyoruz. Kaynağı yok, ismi yok, böyle bir anket kuruluşu yok. Bunları uydurma kategorisinde sınıflandırabiliriz.
Bunun yanı sıra bağlamdan koparma, bu da bu seçim döneminde çok sık karşılaştığımız şeylerden biri. Mesela bir siyasi televizyonda konuşuyor. Onun konuşmasının bir bölümünü cımbız alıyorlar, makasla kesiyorlar ve söylemediği bir şeyi söylemiş gibi yorumluyorlar. Hatta bazen tırnak içinde söylenmiş bir cümleyi bile o siyasi söylemiş gibi paylaşıyorlar. Bir de parodi var. Parodi de şu, biraz mizah olarak adlandırabileceğimiz bilgilerin haber sanılıp gerçekten de paylaşılması.
Özellikle okuyucularımız için yeni olan şeylerden biri işte demeçleri kontrol ediyoruz dedik ya, orada demeçte yanlış veya doğru demiyoruz özellikle bu dikkat ettiğimiz şey, yanıltıcı yönü olabiliyor bazı açıklamaların. Bu da çarpıtma oluyor. Yine gerçek anlamından saptırma, bağlamından koparma, bilginin içinde bulunduğu olay ve durumlardan koparılması, dayanaksız diye bir tür geliyor. Ortaya atılan iddianın yeterli delille desteklenmemesi. Bunun yanısıra tartışmalı bir kategorimiz var; konu hakkındaki verilerin bir kısmının iddiayı incelemeye yardımcı olması ancak birbiriyle çelişen bilgiler içermesi. Uydurma var yine hasar vermek için tamam üretilmiş. Abartma var.
Seçim günü nelere dikkat etmek gerekiyor?
Sosyal medyada karşılaştığımız şeylerde, bir durmalıyız, panik olmamalıyız. Bunun gerçekten olup olmadığını, bu bilginin hakikat olup olmadığını her şeyiyle araştırmalıyız. Emin olmadığımız hiç bir şeyi paylaşmamalıyız. Şüphe kasımızı her zaman çalışıyoruz ama o gün iki kat daha fazla çalıştırmalıyız.
Sosyal medyada anlık bir şeyleri yetiştireceğim diye, bir şeyleri paylaşma, telaşlı hareket etmek çok yanıltıcı yanlış bilgilere sebep olabilir. Bu yüzden dikkat etmek ve hakikati, işin aslını öğrenmek gerek. Profesyonellere danışmak, bu konuda kapımızı çalmak, bize ulaşmak en önemli şeylerden biri.
Biraz sabırlı olup doğru ortaya çıkmasını beklemek ve işte “şurda oylar çalındı, burda şu oldu” bunları bir durup doğru mu değil mi önce onu öğrenmek gerekiyor. Biraz sabretmek lazım. Hakikat biraz daha geç gelebiliyor. Ama biraz sabırlı hareket etmek gerekiyor. Zor bir gün, zorlu olacağı belli ama o gün daha sağlam durmalıyız.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.