Yeni zamlar yolda, krediler daralıyor, enflasyon yükseliyor
Yeni ekonomi yönetimi ile ilgili beklentilerin önemli ölçüde berhava olduğu bir haftayı geride bıraktık. Merkez Bankası’nın ve ekonominin başına getirilen Şimşek’in ancak Erdoğan’dan izin alabildikçe ve alabildikleri oranda faiz artışı yapabilecekleri ortaya çıktı. Gelişmeleri ben “Nas’tan yarı Nas’a geçiş” olarak yorumladım.
PODCASTİMİZİ DİNLEMEK İÇİN PLAY’E TIKLAYINIZ
İhtiyaç kuşkusuz daha fazlası ama MB, geçtiğimiz PPK toplantısında sadece 2.5 puanlık bir artış yapabildi. Daha kötüsü bu düşük artış döviz kurlarını yukarı itmesin diye, dikkat buyurun, eskisi gibi piyasaya aynı anda girerek döviz sattılar. Böylece 28’e, belki 30 TL’ye çıkması muhtemel döviz kuru, düşük faiz artışını neredeyse kıpırdamadan karşıladı.
Eski tas eski hamamın en önemli görüntülerinden biri de Arap ülkeleri turuydu. 1,5 ay içinde 3 ülkeye ikişer sefer, toplamda 6 tur yapıldı. Ne alındı, ne verildi belirsiz. Batı’dan beklenen sıcak para girişinde belirgin bir hareketlenme, giriş yok. Anlaşılıyor ki yine genel seçimler öncesindeki gibi dost dövizleriyle, bu kez bir farkla şirket satışlarıyla döviz bulunacak.
Genel manzara şudur: İçerde döviz kurunu yatıştıracak bir gelişme sözkonusu değildir. Döviz mevduatı artmaktadır, dövize talep devam etmektedir ve kurlarda artışın devamı beklenmelidir.
Diğer yandan enflasyon yeniden yükselişe geçiyor. Temmuz ayında yüzde 10’un üzerinde bir aylık enflasyon mümkün. TÜİK kaç açıklar bilinmiyor ama bu yüksek aylık artışların, manşet enflasyonu bir iki ay içinde yüzde 50’nin üzerine taşıması da mümkün.
Üçüncü önemli olgu kredilerdeki yavaşlama… Aşağıda Para ve Finans’tan aldığım tablo var:
Bu tabloya göre toplam bankacılık sektörü kredilerindeki, özellikle ticari kredilerdeki yavaşlama ciddi düzeyde. Ocak, şubat, mart, nisan aylarında aylık 150 – 200 – 250 milyarlık artış gösteren ticari krediler mayısta 100 milyar seviyelerine, haziranda ise 14 milyar seviyesine gerilemiş. Özel sektör bankalarında artış değil, düşüş var. Mayıs ve haziran aylarında, toplamda 50 milyar lira civarında azalma olmuş.
Yeni vergiler ve zamlar yolda
Ekonomi Gazetesi, akaryakıtta yeni ÖTV artışları ile özel iletişim ve konaklama vergilerinde artışın muhtemel olduğunu yazdı. Gazetede, konuyla ilgili haberde şu bilgiler vardı:
“Petrol ve doğalgazdan alınacak ÖTV kaleminde ek bütçe dahil toplam 198,4 milyar liralık tutar görünüyor. Haziran sonu itibarıyla yani yılın ilk yarısında bu kalemden yapılan tahsilat 39,8 milyar lira düzeyinde. Hedefin tutması için bu kalemde 158,5 milyar liralık daha tahsilata ihtiyaç var. Torba kanun teklifi ile Cumhurbaşkanına petrol ürünlerinden alınan ÖTV tutarını 5 katına kadar artırma yetkisi verilmişti. Hafta sonu çıkan düzenleme ile bu yetkinin 2 katına kadar olan kısmı kullanılmış oldu.
GSM ve internet hizmetlerinden alınan Özel İletişim Vergisi kaleminde ek vergi dahil toplam 22,2 milyar liralık gelir bekleniyor. Şu ana kadar (Ocak-Haziran döneminde) 6,2 milyar liralık tahsilat yapıldı. Yani yılın kalan kısmında şu ana kadar yapılan tahsilatın iki katından fazla tahsilat yapılması gerekiyor. Bunun bir kısmının ürün fiyatına yapılacak artıştan, bir kısmını da vergi oranında yapılacak artıştan karşılanabileceği belirtiliyor.
Bütçenin konaklama vergisi kaleminde 2,3 milyar lira ile başlanmış, ek bütçe ile buna iki katı kadar yani 5,7 milyar lira daha eklenerek toplam hedef 8 milyar liraya çıkarılmıştı. Haziran sonu itibarıyla tahsil edilen konaklama vergisi tutarı 991 milyon lirada kaldı. Başka bir ifade ile bu kalemde 8 milyar liralık tahsilat hedeflenirken, bunun şu ana kadar sadece 1 milyar liralık kısmı tahsil edilebildi. Uzmanlar bu kalemde de yılın ikinci yarısında artış olabileceğini bildiriyorlar.
Ayrıca dayanıklı tüketim mallarından alınması öngörülen 58,1 milyar liralık ÖTV’nin şu ana kadar 24,3 milyar liralık kısmı tahsil edildi. Hedefin tutması için yılın geri kalan kısmında bunun yüzde yaklaşık yüzde 40 fazlasının daha tahsil edilmesi gerekiyor.”
Boş konuta vergi geliyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE’den dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı ve bir soru üzerine boş konut vergisi ve kiralar konusunda şunları söyledi:
“Şimdi Bakanlığımızın konuyla ilgili çalışması var. Bu çalışmayla da bunların üzerine üzerine gideceğiz. Yani bunların yanına bu kar kalmayacak. Fahiş kira artışını ve konut fiyatlarını durdurmak için gerekirse ceza uygulamasına da gideceğiz. Vatandaşlarımızı açgözlü bir avuç azınlığın kar hırsına kurban edemeyiz. Vatandaşımızın alım gücünü düşürmemek, enflasyona ezdirmemek için yaptığımız zamlara göz diken ev sahipleri bunun bedelini ödemek zorunda kalacak. Hangi konuda olursa olsun fahiş fiyat artışlarına giden, piyasanın dengesini bozan yaptığı davranışın cezasını çekecektir.”
Öyle anlaşılıyor ki konut piyasasını perişan eden AKP ekonomi politikalarında temel bir değişiklik olmayacak. Enflasyondan marketleri sorumlu tutan anlayış, konut sorununda da ev sahiplerini sorumlu tutacak ve dahası olayı bir vergi toplama fırsatı olarak değerlendirecek.
Boş konutlara vergi, başka bazı ülkelerde de uygulanıyor. Prof. Dr. Murat Batı’nın anlatımına göre 3,5 milyon boş konut olduğu tahmin edilen İspanya'da Katalonya bölgesinde tüzel kişilere ait en az 2 yıl boş kalan konutlar ile gerçek kişilerin en az 2 yıl boş kalan 15 adetten fazla konutları için boş ev vergisi ödeniyor. Benzer düzenlemeyi Kanada, boş evler vergisi (empty homes tax) adıyla Vancouver şehrinde uyguladı ve daha sonra iyi vergi tahsilatı gerekçe gösterilerek bunu 2022 yılı başından itibaren Toronto'da da uyguladı. Benzer düzenlemeler Kaliforniya'da boş mülk vergisi (vacant property tax) adıyla uygulandı. Fransa ise boş kalan konutların piyasa fiyatının yüzde 20'si kadarını ek vergi olarak almaya başlamıştı.
İstanbul’da 450 – 750 bin arası boş konut var. TÜİK'in 2021 verileri ile Türkiye’de boş ev sayısı ise 1 milyon 629 bin. Çalışma sürdüğü için ayrıntı, nasıl bir plan üzerinde durulduğu bilinmiyor. Ancak bu verginin geleceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Hükümet, kamuoyunda da tepki çeken konut ve kira fiyatlarını, yerel seçimlere giderken ihtiyaç duyduğu kaynağı sağlama fırsatı olarak kullanacak gibi görünüyor.
KKM’den kurtuluş yolları aranıyor
Geçtiğimiz haftanın önemli değişikliklerinden biri de Kur Koruma Mevduat’ta (KKM) zorunlu karşılıkların (ZK) yüzde 15 olarak belirlenmesi oldu. Buna karşılık 6 aydan daha uzun vadeli düz TL mevduatta ZK sıfırlandı. Bu da gösteriyor ki hükümet artık KKM’de artışı arzu etmiyor. Bunun yerine TL mevduatı özendirmeye çalışıyor. Önümüzdeki dönemde bu konuda yeni adımlar gelmesini bekleyebiliriz.
Faizlerde eli o kadar serbest olmayan Merkez Bankası, zorunlu karşılık artışıyla piyasadaki likidite fazlasını çekmeyi, bu yolla kısmen sıkılaştırıcı bir sonuç elde etmeyi de amaçlıyor. Bu arada, bankanın ayrıca talep kısıcı önlemler üzerinde durduğu, tüketici kredilerinde daraltıcı etki yaratmayı hedeflediği de gelen bilgiler arasında. Düşük gelirliler için kullandırılan krediler hariç diğer ihtiyaç kredilerinin bir bölümünde sıkılaştırıcı önlemler gelebileceği belirtiliyor.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.