Yüzde 100 Yerel - 1 | Muğla: Rantın çok yüksek olduğu bir cennet

Yerel seçimlere doğru gündem, adayların kim olacağına kilitlendi. Partililiğin, kişilerin ve vaatlerin öne çıktığı yarışta, kent sorunları ne yazık ki ikinci planda kalıyor.
Oysa bu seçimde, daha yaşanabilir, güvenli, sağlıklı, afetlere hazırlıklı ve kendi kendine yeten şehirlerde yaşamayı oylayacağız.

Yerel politikalar; mülksüzleştirmeden halk sağlığına, göçten afet riskleri yönetimine, iklim mücadelesinden ekonomik yeterliliğe, hayatımızı doğrudan etkileyecek kararlarda önemli rol oynuyor.
İstanbul’dan Cizre’ye, Hatay’dan Kahramanmaraş’a, Samsun’dan Antalya’ya, Erzincan’dan Bodrum’a, her kentte önemli alanlar farklı gerekçelerle devlete veya sermayeye devredilirken vatandaşı bekleyen tehlikeler ne?

Yerel yönetimlerin sorumlulukları neler, üzerlerine düşeni yapıyorlar mı?

Büyükşehirlerden ilçe ve köylere, çözüm bekleyen en büyük sorunlar hangileri?

Başta deprem tehlikesi olmak üzere “afet riski, kamu yararı, ekolojik turizm, ekonomik kalkınma” gibi gerekçelerle çıkarılan yasal değişiklikler, verilen izinler, kentleri ve geleceğimizi nasıl etkileyecek?
“%100 YEREL” podcast serisinde Mehveş Evin bu sorulara, konunun uzmanları ve yereldeki paydaşlarla yanıt arıyor. İlk programda Muğla Çevre Platformu Marmaris sözcüsü Halime Şaman, susuzluktan tarım alanlarının işgaline, Muğla’nın kritik sorunlarını anlatıyor.

Muhalefetteki belediyeler ve iktidar politikaları

AKP’nin Muğla büyükşehir adayı açıklandı, ancak bazı ilçe başkan adaylarının haricinde CHP’nin adayı henüz belirlenmedi.
2019 yerel seçimlerinde CHP %36.01, AKP %28.42, bağımsız aday %26.24 almıştı. 14 ilçeli kentin en kalabalık nüfusu olan yerleri sırasıyla Bodrum, Fethiye, Milas, Menteşe ve Marmaris. TÜİK’in 2023 verilerine göre seçmen sayısı 806.442.

Turizm ve tarımda Türkiye ekonomisine çok önemli katkılar veren Muğla, yapılaşma, sanayileşme ve madencilik baskısı altında. Zira termik santrallerden dev turizm projelerine, “tiny house” çılgınlığından mermer ocaklarına, kıyılar, ormanlık ve tarımsal alanlar Muğla’nın çehresini hızla bozarken yerlisini de giderek fakirleştiriyor.

Yaygın algı, tüm bu kararların merkezi yönetimden çıktığı veya dayatıldığı. Ne var ki belediyeler, projeleri, ruhsatları onaylayan merciler olarak sorumluluk sahibi. Muğla örneğinde muhalefetteki bazı belediyelerin de iktidar politikalarının destekçisi olduğunu görebiliyoruz.

Susuzluk çekerken sulak alanlar talan ediliyor

Marmaris Kent Konseyi üyesi, MUÇEP Marmaris sözcüsü ve Ekoloji Birliği’nin geçen dönem sözcüsü Halime Şaman aslen bir biyolog ve iktisatçı. Bölgedeki sorunları anlatırken Akbelen’i örnek gösteriyor: Hem ormanlık alanın talanı, hem köylüyü yerinde etme ve halk sağlığını tehdit eden termik santralden, hukuki sürecin devam etmesine rağmen vazgeçilmediğinin altını çiziyor.

Muğla’nın yüzde 65’ine maden ruhsatlarına tahsis edildiğini, imar planlarının sürekli değiştirildiğini, 2023’te ağır bir su sorunu yaşanmasına rağmen termik santrali soğutmak için suların çekildiğine dikkat çeken Şaman, şehrin doğal, ekonomik ve sosyal yapısını değiştirmeye yönelik yeni hamleleri şöyle sıralıyor:

Milas’ta Bargilya sulak alanında Ağaoğlu’nun golf sahalarıyla dolu devasa tesis projesi…

Özel koruma statüsü altında, yasalarla korunan alanların talanı: Göcek’de MUÇEV marina projesi gibi.
Bozburun’da disseminasyon (tuzlu suyu tatlı suya çevirme) projesi, taş ocağı ve liman yapımı projeleri…
DSİ’nin Milas’a “sulama amaçlı” ama tutacağı su olmayan baraj projesi. Ekinambarı’nda sulak alanı kurutup kuyuya çekip tarımsal alanına verme projesi!

Menteşe Deştin’de çimento fabrikası projesi

Peki ne yapmalı? Cevapları %100 Yerel’de…

49 yıllık kiralamanın yerine tarımsal alanların hızla satılması, tiny house belası.